eşlik etmek ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
eşlik etmek anlamı
1) bir solist, bir çalgı veya orkestra ile birlikte müzik icra etmek, refakat etmek: "Bütün bunlara gülünç bir sirk müziği eşlik eder." -N. Hikmet. 2) beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, refakat etmek: "Sonra tekerlekli iskemlesini hareket ettirerek bana kapıya kadar eşlik ediyor." -A. Ümit. 3) beraberinde bulunmak: "Akşamları balkonda içerken bana eşlik ediyorlar." -E. Şafak.
1) bir solist, bir çalgı veya orkestra ile birlikte müzik icra etmek, refakat etmek: "Bütün bunlara gülünç bir sirk müziği eşlik eder." -N. Hikmet. 2) beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, refakat etmek: "Sonra tekerlekli iskemlesini hareket ettirerek bana kapıya kadar eşlik ediyor." -A. Ümit. 3) beraberinde bulunmak: "Akşamları balkonda içerken bana eşlik ediyorlar." -E. Şafak.
Türkçe - İngilizce
eşlik etmek anlamı
fiil
1) accompany
2) escort
3) companion
4) go along
5) attend
6) go with
7) wait upon
8) come along
9) walk
10) consort
11) convoy
12) herd
13) wait on
14) keep company
fiil
1) accompany
2) escort
3) companion
4) go along
5) attend
6) go with
7) wait upon
8) come along
9) walk
10) consort
11) convoy
12) herd
13) wait on
14) keep company
eşlik etmek eş anlamlısı
arkadaşlık etmek
1) bir işte birlikte bulunmak; 2) huyları ve düşünceleri birbirine uymak; 3) bir süre beraber bulunmak, birlikte gitmek, eşlik etmek, refakat etmek.
1) bir işte birlikte bulunmak; 2) huyları ve düşünceleri birbirine uymak; 3) bir süre beraber bulunmak, birlikte gitmek, eşlik etmek, refakat etmek.
refakat etmek
1) beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek: "Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti." -P. Safa. 2) müz. eşlik etmek: "Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti." -Ö. Seyfettin.
1) beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek: "Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti." -P. Safa. 2) müz. eşlik etmek: "Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti." -Ö. Seyfettin.
"eşlik etmek" için örnek kullanımlar
Projeye eşlik etmek üzere bir kitap da yayımlanacak.
Published a book to accompany the project.
Kaynak: radikal.com.trBir şeyleri paylaşmak ve hayatın güzelliklerine eşlik etmek varken, elbette eleştiri de olacak.
When there is something to share and to accompany the beauty of life, of course, there will be criticism.
Kaynak: takvim.com.trBakan Çelik, Almanya Başbakanı Angela Merkel'e Kapadokya gezisinde eşlik etmek üzere Nevşehir'e geldi.
Minister of Steel, German Chancellor Angela Merkel arrived in Cappadocia Nevsehir to accompany the trip.
Kaynak: iha.com.trSonra da konsolosu sahneye davet etti ve "süper menajer" dediği bir başka kişiyi daha onlara eşlik etmek üzere sahneye çağırdı.
Then the consul invited to the stage and "super agent" he called to the stage to accompany them to another person.
Kaynak: haberturk.comYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
