Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

etraf ne demek?

 - 5 sözlük, 8 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

etraf anlamı İng. limb Alm. Gliedmassen Fr.membre
Kanat, kol ya da bacaklar.

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

etraf anlamı İng. limb Alm. Gliedmassen Fr.membre
Ön ve ard bacaklar; kanat, kol ya da bacaklar.

Güncel Türkçe Sözlük

etraf anlamı
ç. is. (etra:fı) 1. Yanlar, taraflar: "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." -P. Safa. 2. Çevre: "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı." -A. Gündüz. 3. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit: "Ama derdini etrafına anlaTamıyordu işte." -S. Ayverdi.

Türkçe - İngilizce

etraf anlamı
isim
1) surroundings
2) ambit
3) environs
4) vicinity
5) environment
6) adjacencies
7) circle
8) purlieus
9) vicinage

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

etraf anlamı
(< Ar. etrâf) etraf
etrâf anlamı
Etraf

Diyarbakır

etraf anlamı
< Ar. etrâf: etraf; çevre; çevredekiler. || edref || etiraf
etraf anlamı
Çevre

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

etraf eş anlamlısı

çevre
is. 1. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi: "Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." -O. Rifat. 2. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam: "Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim." -A. Ağaoğlu. 3. Sırma işlemeli mendil: "Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti." -M. Yesari. 4. mec. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit: Siyasi çevreler. Sanat çevresi. 5. mec. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit: "Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir." -H. Taner. 6. db. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. 7. mat. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. 8. top. b. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü.
muhit
is. (muhi:ti) 1. Çevre, yöre, etraf: "Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu." -N. Hikmet. 2. mec. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre: "Bir de şuuraltı dahi olsa muhitin onu göçüp giden, sönen bir insan telakki ettiğini hissetmiştim." -H. E. Adıvar.

"etraf" için örnek kullanımlar

Çarpmalar nedeniyle etraf savruyan tatilcilerden hafif yaralananlar oldu.
Was slightly injured due to collisions around the savruyan vacationers.
Kaynak: haber7.com
Halvadere'nin doyumsuz suyundan uzaklaştıkça, bozkırlaşır etraf.
Halvadere'nin insatiable away from water, around bozkırlaşır.
Kaynak: kadinhaberleri.net
Çoğunlukla çiftçilikle uğraşıyorlar. Etraf yemyeşil ve tarla bahçe dolu.
Mostly trying farmers. Environment is full of lush green garden and field.
Kaynak: turizmhaberleri.com
Etraf havasızdı keskin bir alkol kokusu sarmıştı her yanı.
Filled with a sharp smell of alcohol on every side around the stuffy.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Periodontoloji (Yun. etraf demek olan peri ve diş demek olan odons tan gelir), diş hekimliği nin bir bölümü olup diş leri çevreleyen yumuşak
Kaynak: Periodontoloji
Periodontitis(perio çevre/etraf, odonto diş, -itis enflamasyon) dişeti ve periodontal(diş çevresi) dokuların enflamatuvar bir hastalığı.
Kaynak: Periodontitis
Manhattan' da, Gentek' in yarattığı virüs yüzünden yavaş yavaş etraf cehenneme dönüşür. Enfeksiyonu farkeden Blackwatch ordusu, Manhattan
Kaynak: Prototype
Koydan içerilere gidildikçe etraf ormanlaşır. Koy çevresindeki doğa turistlerin ilgisini çekmektedir. Koyun en ucuna kadar yol vardır
Kaynak: Hamsilos
çocukların ishal vb hastalıklarına şifa bulmak için etraf şehirlerden bile insanlar gelirdi ve çocukları gerçekten şifa bulurlardı.
Kaynak: Ortaç, Lice
1960'lara kadar bu madenler uzak yerlerden gelen ve etraf köylerden çalışmak için gelenlerin geçim kaynağı olmuştur. Uzun yıllardır kapalı
Kaynak: Tuzköy, Gülşehir
Taxtalia Kürtçede "ilerideki mezra" ya da "etraftaki mezra" anlamina gelir (tax mezra veya mahalle, alî etraf veya civar veya ilerideki).
Kaynak: Yusufkuyusu, Şereflikoçhisar
koye geri yerleşir gunumuz de de kırma cerkez birkaç hane bu koy de yasamaktadır sonra koye etraf koylerden goç baslar şimdi kucuk bir koydur
Kaynak: Süleymaniye, Beylikova
Bu davranışıyla köy, etraf köylerde, Ankara'da Kırşehir'de yabancı misafirlerce hayret ve alkışlarla bahsedilir. Kartalkaya'da kimse aç
Kaynak: Kartalkaya, Kırşehir
Savaşın birinde, buraya kadar gelen düşmanı bu paşa geriye püskürtmüş ve etraf köylere hiç zarar verdirmemiş. Bundan dolayı bu paşaya, "
Kaynak: Oğulpaşa
Köy Pomak köyü olmadığı halde, etraf köyler tarafından Pomak olarak bilinmektedir. Bunun sebebide geldikleri Dırmanisa(Dermança)köyünde
Kaynak: Beypınarı, Lapseki
Su bolluğu ile bütün etraf köylere içme suyu kaynağı olmuştur. Değirmendere'de yakın bir zamana kadar etraf köylerin tüm un ihtiyaçlarını
Kaynak: Kocayazı, Kofçaz
Burcun üst kısmındaki etraf duvarları eski kuruluş yapısıdır. Kat bölmeleri kalın ağacı kiriş üzerinde toprak döşeme olarak yapılmıştır.
Kaynak: Kayseri Kalesi
Eğer Yagmur yagmazsa Merkez Köy Akçakese olup etraf köyler yağmur duasına gelirler bu bir şenlikle sürer yemekler yapılır, Pilavlar,
Kaynak: Akçakese, Güdül
Başka dilden geçen sözcüklerin yenisiyle değiştirilme dizelgeleri Arapça kökenli alıntı sözler: etraf | etraf | ortalık | اوراق evrâk |
Kaynak: Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları
Back Kotter Korkunç sanılan sihirli canavar Yarasa Samuru'ndan herkes kaçar ve bu arada Mumya geri dönmüştür etraf bu nedenle karışmıştır. |
Kaynak: Juniper Lee'nin Maceraları bölüm Listesi
Simsek cakip muthis bir gok gurultusu dutulur ve sonra etraf karanliga bulanir. Biraz sonra sahne aydinlanir ama Kralice ve Horoz
Kaynak: Altın Horoz
Fakat çevresine göre yüksekte olması ve Ekecik dağı eteklerinde bulunması münasebetiyle etraf yerleşim beldelerine göre daha serindir.
Kaynak: Yıldırımlar, Ortaköy
Tünelden içeri girilince etraf dolaşıldığında birçok insan iskeletine rastlanabilir. Drayton'un el bombasını atmasıyla bu yer patlamıştır.
Kaynak: Teksas Testere Katliamı (seri)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.