Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

har ne demek?

 - 3 sözlük, 13 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

har anlamı
bakınız» defne

Güncel Türkçe Sözlük

har anlamı
(I) is. "Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek" anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz: "Akşama kadar Meram bağlarında har vurup harman savuruyordu." -A. Gündüz.
har anlamı
(II) is. esk. Sıcak, kızgın, yakıcı.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

har anlamı
1. Aşısız ağacın meyvesi. 2. Bakımsızlıktan anormal gelişmiş bağ, bahçe. 3. Küf.
har anlamı
İnsan, hayvan ya da bitkilerde görülen salgın hastalık.

*Ağın, *Keban -Elâzığ

har anlamı
Gül yapraklarının üzerinde bulunan beyaz böcek.

-Çorum

har anlamı
Kötü (kimse)

-İstanbul
*Nazimiye -Tunceli

har anlamı
1. Atın biniciyi sarsmadan yürüyüşü, rahvan. 2. Atın bir ve iki vuruşlu yürüyüşü.
har anlamı
Pişmiş yumurtanın sarısı.

*Maçka ve köyleri -Trabzon

har anlamı
Defne.

-Hatay ilçe ve köyleri
*Kadirli -Adana

har anlamı
Dantel.

*Kadıçiftliği -İstanbul

har anlamı
Her

Keban Baskil Ağın Elazığ

har anlamı
At yetiştirilen çiftlik, hara

Adana, Osmaniye

har eş anlamlısı

kızgın
sf. 1. Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış: "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." -C. Meriç. 2. Eş arayan (hayvan): Kızgın bir boğa. 3. mec. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir: "Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama." -A. Kulin. 4. mec. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli.
sıcak
is. 1. Havadaki yüksek ısı: "Bu sıcakta arada bir şeyler içip yemeden çalışılmıyor." -N. Cumalı. 2. Sıcak yer: "Burası bir makine dairesi kadar sıcaktı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Hamam. 4. sf. Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı: "Yorganın altında sıcak gözyaşları dökerek gecelerce beklemişti." -O. Kemal. 5. sf. Isısı yüksek olan, çok ısınmış: "Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir çorba içirdi." -A. Gündüz. 6. sf. mec. Dostça olan, sevgi dolu: Sıcak bir karşılama. Sıcak bir yuva.
yakıcı
sf. 1. Yakma özelliği olan, yakan: "Sanki sesleri güneşin yakıcı aydınlıklarını ürpertiyor." -Ö. Seyfettin. 2. is. Yakı yapan veya satan kimse. 3. mec. Etkili, dokunaklı. 4. kim. Başka bir maddeyle birleşerek o maddenin yanmasını sağlayan (madde): Oksijen yanıcı değil, yakıcıdır.

"har" için örnek kullanımlar

Armageddon (Arapça أرمجدون, Latince : Armagedōn, Eski Yunanca : Ἁρμαγεδών Harmagedōn, İbranice : הר מגידו‎ har məgiddô) Dini kaynaklarda
Kaynak: Armageddon
Erkekler Jimnastik Olimpiyat Oyunları 1956 Melbourne | Kombine har. (tak.) 1956 Melbourne | Kulplu beygir 1960 Roma | Kombine har. (
Kaynak: Boris Anfiyanoviç Şahlin

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.