özel
sf. 1. Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan. 2. Benzerlerinden ayrılmasını sağlayan bir özelliği olan, spesiyal. 3. Bir kişiyi ilgilendiren, hususi, zatî: "Özel bir diyeceği varmış gibi koluma girdi sokakta." -N. Cumalı. 4. Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı. 5. Dikkate değer: Özel bir ilgi gösterdi. 6. Ayırt edici bir niteliği olan. 7. Her zaman görülenden, olağandan farklı: Özel durumları da göz önüne alalım.

ATP lisansı edinebilmek için öncelikle PPL (husûsî pilot lisansı) ve CPL (ticarî pilot lisansı) elde etmek gerekmektedir. Bu ön
Kaynak: Havayolu nakliye pilotu lisansı

Sivil havacılıkta başlıca üç tür lisans mevcuttur: husûsî pilot lisansı (PPL), ticarî pilot lisansı (CPL) ve havayolu nakliye pilotu
Kaynak: Pilot lisansı

Örneğin husûsî pilot lisansları (PPL) FAA PPL ve JAR PPL olarak tanımlanır. Kodlar : JAR-FCL 1: Uçak JAR-FCL 2: Helikopter JAR-FCL 3: Uçuş
Kaynak: JAR-FCL

sınıf, husûsî pilotların 2. sınıf uçuş muayenesi sertifikası sahip olması gerekir. 1. sınıf uçuş muayenesi şu zaman aralıklarında geçerlidir
Kaynak: Uçuş muayenesi

Özel VFR izni genellikle husûsî pilot lisansı (PPL) sahibi pilotların, D ve E sınıfı kontrollü hava sahaları ndaki CTR'ler içinde kalan
Kaynak: Özel VFR

Samoyetler ve Ostyaklar'da ırsî husûsî bir yeteneğe bağlı olan bu görev Tunguzlar, Yakutlar ve Altaylar'da yarı ırsî, yarı kazanılmış bir niteliktir.
Kaynak: Alevilik

Hocalarından Nazırzâde Ramazan Efendi, ona husûsî bir ihtimâm gösterdi. Mahmûd Hüdâyî genç yaşta; tefsîr, hadîs, fıkıh ve zamânın fen
Kaynak: Mahmud Hüdayi

Yaşı küçük olmasına rağmen, Ebû İshâk kendisine husûsî ihtimâm gösterirdi. Bunun ve diğer fıkh âlimlerinin derslerine devâm etmekle,
Kaynak: Yusuf Hemedani

Kadınlar biri günlük ev elbisesi diğeri kişilik denen husûsî günlerde giymek üzere bulundurdukları iki türlü elbise giyerler.
Kaynak: Niğde (il)