ışık ne demek?
- 12 sözlük, 18 sonuç.BSTS / Aydınlatma Terimleri Sözlüğü
ışık anlamı İng. light Alm. Licht Fr. lumière
1- Görme organına bağlı ya da görme organı aracılığı ile olan bütün duyulanma ve algıların vergisi. 2- Görme organını uyarabilen ışınım.
1- Görme organına bağlı ya da görme organı aracılığı ile olan bütün duyulanma ve algıların vergisi. 2- Görme organını uyarabilen ışınım.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
ışık anlamı İng. light Alm. Licht Fr. lumière
Güneşten ya da başka kaynaklardan gelen ve gözü uyarıcı etkisi olan ışınım erkesi.
Güneşten ya da başka kaynaklardan gelen ve gözü uyarıcı etkisi olan ışınım erkesi.
BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
ışık! anlamı İng. lights! Alm. Licht! Fr. lumière! İtl. luce!
Yönetmenin, sahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği buyruk.
Yönetmenin, sahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği buyruk.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
ışık anlamı Osm. ziya' Fr. lumière
(botanik, fizik)
(botanik, fizik)
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
ışık anlamı İng. light Osm. ziya Alm. Licht Fr.lumière
Sinem./TV. Göze uYarımda bulunan ve beyin tarafından yorumlandığında görme duyusuna, yani görülebilir ışığa yol açan elektromıknatıs ışınım. Başka bir deyişle, ışımayla yayılan ve görme duyusuyla algılanan erke biçimi. (Bu elektromıknatıs ışınım, 4x10-7 m ile 7,7x10-7 m arasındaki dalga uzunluklarında yer alır. Dalga uzunluklarındaki değişiklikler gözde değişik duyulara yol açarak değişik renkleri oluşturur).
Sinem./TV. Göze uYarımda bulunan ve beyin tarafından yorumlandığında görme duyusuna, yani görülebilir ışığa yol açan elektromıknatıs ışınım. Başka bir deyişle, ışımayla yayılan ve görme duyusuyla algılanan erke biçimi. (Bu elektromıknatıs ışınım, 4x10-7 m ile 7,7x10-7 m arasındaki dalga uzunluklarında yer alır. Dalga uzunluklarındaki değişiklikler gözde değişik duyulara yol açarak değişik renkleri oluşturur).
ışık! anlamı İng. light! Alm. Licht! Fr. lumière!
Sinem./TV. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut.
Sinem./TV. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut.
BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü
ışık anlamı İng. lîght Alm. Licht Fr. lumiére
Bir salonun ya da sahnenin aydınlatılması için yöneticinin ya da sorumlunun verdiği buyruk.
Bir salonun ya da sahnenin aydınlatılması için yöneticinin ya da sorumlunun verdiği buyruk.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
ışık anlamı İng. light Osm. ziya, şavk Fr. lumière
1- fizik: Yüksek sıcaklıkta ısıtılan cisimlerin akkor duruma gelmesi ya da türlü erke biçimleriyle uyarılan cisimlerin gazışıl duruma geçmesiyle yaydıkları gözle görülür ışıma. 2- fizik, gökbilim: 4000 A- 8000 A dalgaboyu aralığında, gözle görülebilen ve cisimlerin görülmesini, renklerin ayırt edilmesini sağlayan elektromıknatıssal erke.
1- fizik: Yüksek sıcaklıkta ısıtılan cisimlerin akkor duruma gelmesi ya da türlü erke biçimleriyle uyarılan cisimlerin gazışıl duruma geçmesiyle yaydıkları gözle görülür ışıma. 2- fizik, gökbilim: 4000 A- 8000 A dalgaboyu aralığında, gözle görülebilen ve cisimlerin görülmesini, renklerin ayırt edilmesini sağlayan elektromıknatıssal erke.
Güncel Türkçe Sözlük
ışık, -ğı anlamı
is. 1. Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk: "Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi." -H. E. Adıvar. 2. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç: Buraya bir ışık getirin. 3. Aydınlanmak için kullanılan elektrik: "Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı." -A. Ümit. 4. mec. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı: "Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu." -P. Safa. 5. mec. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb: "Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan." -N. Cumalı. 6. fiz. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma.
is. 1. Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk: "Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi." -H. E. Adıvar. 2. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç: Buraya bir ışık getirin. 3. Aydınlanmak için kullanılan elektrik: "Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı." -A. Ümit. 4. mec. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı: "Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu." -P. Safa. 5. mec. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb: "Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan." -N. Cumalı. 6. fiz. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma.
Kişi Adları Sözlüğü
Işık anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Cinsiyet: Kız
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Cinsiyet: Erkek
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Cinsiyet: Kız
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Türkçe - İngilizce
ışık anlamı
isim
1) light
2) lamp
3) luminary
4) gleam
ön ek
1) photo-
isim
1) light
2) lamp
3) luminary
4) gleam
ön ek
1) photo-
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ışık anlamı
Hanım akrabalarına karşı iyi niyet beslemeyen (adam).
Hanım akrabalarına karşı iyi niyet beslemeyen (adam).
Yusufca *Gölhisar -Burdur
ışık anlamı
Eşik.
Eşik.
-Rize
ışık anlamı
Elektrik
Elektrik
Ordu
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Işık anlamı
Gümüşhane ili, Torul ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gümüşhane ili, Torul ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Işık anlamı
Hakkâri ili, Geçitli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Hakkâri ili, Geçitli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Işık anlamı
İzmir ili, Ödemiş ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
İzmir ili, Ödemiş ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Işık anlamı
Şırnak ili, Haberli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şırnak ili, Haberli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
ışık eş anlamlısı
erke
is. fiz. 1. Enerji. 2. fel. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü.
is. fiz. 1. Enerji. 2. fel. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü.
nur
is. (nu:ru) 1. Aydınlık, ışık, parıltı, ziya. 2. İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık: "Kuru kadın okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü." -Ö. Seyfettin.
is. (nu:ru) 1. Aydınlık, ışık, parıltı, ziya. 2. İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık: "Kuru kadın okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü." -Ö. Seyfettin.
şavk
is. hlk. Işık.
is. hlk. Işık.
ziya
is. (ziya:) esk. Işık, aydınlık: "Dışarıda batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor." -R. H. Karay.
is. (ziya:) esk. Işık, aydınlık: "Dışarıda batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor." -R. H. Karay.
"ışık" için örnek kullanımlar
Daha önceki hesaplamalarda bu 400 bin ışık yılı olarak belirtilmişti.
In the previous calculations, it was stated that 400 thousand light-years.
Kaynak: radikal.com.trDizi Türkiye gündemine dahi ışık tutabiliyor bilinen üzere aynı zamanda.
At the same time to keep a known number of light even in the agenda of Turkey.
Kaynak: kirikhan.netBiz çocuklarımızın, kızlarımızın anlında ışık olmaya çalışıyoruz.
We are children, the girls are trying to be light anlında.
Kaynak: skytv.com.trObjektifin ne kadar zoom yapma özelliği olursa, ışık o kadar süzülerek gelir.
The zoom lens is capable of doing if the light that is filtered.
Kaynak: haberalanya.com.trNûr, İslâm î terminoloji de ateş in zıttı olarak ışık anlamına gelir. Sufilik te ise "Allah'ın Işığı" anlamını taşır. Bu bağlamda cin ler
Kaynak: Nur (ışık)
Kaynak: Nur (ışık)
Görünür ışık veya görünür izge, elektromanyetik tayf ın insan göz ü tarafından saptanabilen aralığıdır. kısaca görünür ışık veya sadece
Kaynak: Görünür ışık
Kaynak: Görünür ışık
Yeşil ışık, elektromanyetik tayf ın (spektrum) yaklaşık 510 nm 'lik dalga boyu na sahip aralığına denk gelen kısmıdır. Örneğin, çimen
Kaynak: Yeşil ışık
Kaynak: Yeşil ışık
Tek bir dalga boyuna sahip ise bu ışığa,tek anlamına gelen monokromatik ışık denir. boyundan meydana geliyorsa bu ışığa da polikromatik ışık denir.
Kaynak: Monokromatik ve polikromatik ışık
Kaynak: Monokromatik ve polikromatik ışık
Nanokristaller ile ayarlanabilir beyaz ışık üretimi, dünyada ilk kez, Bilkent Üniversitesi , 'Fizik' ve 'Elektrik-Elektronik Mühendisliği'
Kaynak: Nanokristaller ile ayarlanabilir beyaz ışık üretimi
Kaynak: Nanokristaller ile ayarlanabilir beyaz ışık üretimi
Işık, bir ışıma nın ışık kaynağından çıktıktan sonra cisim lere çarparak veya direk olarak yansıma sı sonucu canlılar ın görmesini sağlayan
Kaynak: Işık
Kaynak: Işık
Kızılötesi (Kızılaltı, IR veya Infrared) ışınım, dalgaboyu görünür ışık tan uzun fakat terahertz ışınımı ndan ve mikrodalga lardan daha
Kaynak: Kızılötesi
Kaynak: Kızılötesi
Işık akısı bir fiziksel niceliktir ve insan göz ünün algıladığı ışık gücünün miktarını ifade eder. ışık akısı hem ışınım yapan kaynağın
Kaynak: Işık akısı
Kaynak: Işık akısı
Işık şiddeti bir ışık kaynağından birim katıaçı içerisinde yayılan ışık akısı nın bir ölçüsüdür. ışık şiddeti dendiği zaman ise bir
Kaynak: Işık şiddeti
Kaynak: Işık şiddeti
Biyoluminesans, canlı bir organizma tarafından kimyasal bir reaksiyon esnasında kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüştürülerek ışık
Kaynak: Biyoluminesans
Kaynak: Biyoluminesans
Sabit bir yol izleyerek ayırıcı bir yüzeye çarpan ışık, ortamların kırıcılık indislerine göre kırılır. ortamında yol alan ışık ışını, su
Kaynak: Kırılma (fizik)
Kaynak: Kırılma (fizik)
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
