Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kaçmak ne demek?

 - 5 sözlük, 7 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

kaçmak anlamı
kaçmak; gitmek

Güncel Türkçe Sözlük

kaçmak, -ar anlamı
(-e) 1. Hızla koşup bir yere saklanmak: "Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." -H. R. Gürpınar. 2. (nsz) Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek: "Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor." -R. E. Ünaydın. 3. (-den) Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak: Alacaklıdan kaçmak. 4. (-den) Kaçınmak: Ben zahmetten kaçmam. 5. (-den) gaz, sıvı vb. şeyler sızmak: Kazandan islim kaçıyor. 6. (nsz) İpi kopmak: Çorabım kaçtı. 7. (-e, nsz) Girmek: Kulağına su kaçmış. 8. Bir yana doğru kaymak: Odanın halısı biraz sağa kaçmış. 9. (nsz) Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak: "Belki sirayet eder diye korkacaklar ve kaçacaklar." -B. Felek. 10. (nsz) Hızlı koşmak: "Biletlerini memurun elinden kaptı, kaçar gibi gişeden uzaklaştı." -N. Cumalı. 11. (nsz) Yok olmak: Rahatı kaçmak. Neşesi kaçmak. 12. Yaklaşmak, benzemek, andırmak: Bu mavi yeşile kaçıyor. 13. Kaçgöçe uymak: "Gelin bir evde kayınbabasından kaçar, güveyi, baldızının yüzünü tanımazdı." -R. H. Karay. 14. (-den) Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak. 15. (-i) Rengi ağarmak, uçmak. 16. (-den) sp. Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak. 17. sp. Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak.

Tarama Sözlüğü

kaçmak anlamı
Koşmak, seğirtmek

Türkçe - İngilizce

kaçmak anlamı
fiil
1) escape
2) run away
3) run
4) flee
5) get away
6) run off
7) scoot
8) lapse
9) break
10) skip
11) elope
12) abscond
13) leg it
14) scuttle
15) bunk
16) slip
17) fly
18) slip off
19) bolt
20) fly away
21) retreat
22) desert
23) skip out
24) break away
25) blow
26) skip it
27) walk off
28) lam
29) ladder
30) pull out
31) pack up
32) scamper away
33) nip off
34) hook it
35) go by
36) fade
37) defect
38) slope off
39) travel
40) decamp
41) make off
42) make a bolt for it
kelime öbeği
1) light out
2) take flight

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kaçmak anlamı
Ateş sönmek.

*Gelibolu -Çanakkale
-Kütahya
*Kandıra -Kocaeli
-Kastamonu
*Lüleburgaz -Kırklareli
*Saray -Tekirdağ

kaçmak anlamı
Kaçmak (bakınız» gaçmak)
kaçmak anlamı
1. Kurtulmak, yakayı sıyırmak. 2. Firar etmek. 3. Koşmak

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

kaçmak eş anlamlısı

andırmak
(-i) Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak: "Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır." -S. Birsel.
benzemek
(-e) 1. İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak: "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." -A. H. Tanpınar. 2. Sanısını uyandırmak, gibi görünmek: "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." -M. Ş. Esendal.
firar etmek
kaçmak.
girmek
(-e) 1. Dışarıdan içeriye geçmek: "Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum." -A. Ağaoğlu. 2. Sığmak: Elim bu eldivene girmiyor. 3. Katılmak, iltihak etmek: "Bugün edebiyat imtihanına girdim." -Y. Z. Ortaç. 4. Almak, fethetmek: "Ordularımız İstanbul'a girdiler." -M. Ş. Esendal. 5. İncelemek, ayrıntılara inmek. 6. Girişmek, başlamak: "Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum." -N. Ataç. 7. Bulaşmak: Koyunlara kelebek hastalığı girdi. 8. (nsz) Zaman anlamlı kavramlar için gelmek: İlkbahar girdi. 9. (nsz) Ağrı, sancı başlamak, saplanmak. 10. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek: "Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu." -Ö. Seyfettin. 11. İyice anlamak, iyice bilmek. 12. Kavgaya tutuşmak. 13. Başlamak. 14. Erişmek, ulaşmak: Yirmisine girdi. 15. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak. 16. Yazılmak, başlamak: Okula girdi. 17. Yemek yemek.
kaçınmak
(-den) Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek: "Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." -H. E. Adıvar.
savuşmak
(nsz) 1. Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak: "Valinin yerini öğrendiği gibi savuştu Bayram, İlyas'ı peşine takıp." -A. Kulin. 2. Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek.
sıvışmak
(-e) 1. Bulaşmak, yayılmak, sıvaşmak. 2. mec. Haber vermeden sessizce gidivermek, kaçmak: "Gece üç işçi sıvışıp kaçtı." -L. Tekin.
uçmak
(I) is. din b. esk. Cennet.
uçmak
(II) (nsz) 1. Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak: "Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu." -S. F. Abasıyanık. 2. Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak. 3. Sıvı, gaz veya buhar durumuna geçmek. 4. Rengi solmak: "Rengi birdenbire uçtu." -P. Safa. 5. Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek: Bu gece tahta perde uçmuş. 6. Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak. 7. Belirmek: "Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu." -S. F. Abasıyanık. 8. Patlayıcı madde ile parçalanmak. 9. Uçar gibi dalgalanmak: "Elleri trençkotunun cebinde, gözlerini karşı kıyıya dikmiş, saçları savrulurcasına geriye uçuyor." -A. İlhan. 10. Çok hızlı gitmek: "Hele bir asfalta çıkalım görürsünüz bey, derdi. Uçar bu bizim külüstür." -R. N. Güntekin. 11. Hava yolu ile gitmek: Yarın İstanbul'a uçuyorum. 12. mec. Yok olmak, ortadan kaybolmak: "Bütün kararları uçmuştu. Yüzünde iradesiz hatlar belirdi." -S. F. Abasıyanık. 13. mec. Çok sevinmek. 14. argo Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra hayal âlemine dalıp gitmek. 15. şaka Aşırılmak: Bizim kitaplar uçmuş. 16. din b. Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek.
yaklaşmak
(-e) 1. Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek: "Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu." -S. F. Abasıyanık. 2. Benzemek, andırmak, uygun olmak. 3. Bir konuyu, bir sorunu ele alarak değerlendirmek: "Gösteriye dayalı dallarla edebiyat arasındaki ayrıma ün kavramıyla yaklaşabiliriz." -T. Uyar. 4. Yakınlaşmak: "Aydın vapuru geçmiş, Kınalı önlerine yaklaşıyor." -S. M. Alus.

"kaçmak" için örnek kullanımlar

Akaryakıt kaçakçıları devletten kaçmak için her yola başvuruyor.
Fuel smugglers, the state refers to any lengths to escape.
Kaynak: memleket.com.tr
Sıcak çaydan kaçmak isteyen talihsiz genç kız, başını masaya vurdu.
Hot tea, looking to escape the unfortunate young girl, her head hit the table.
Kaynak: takvim.com.tr
Fakat Başkan'ın evinden kaçmak sandığı kadar kolay olmadı.
But it was not easy as he thinks the president to flee the house.
Kaynak: haber3.com
Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, onda biri de hiç görünmemek!
Nine-tenths of masculinity to escape, one-tenth could not be seen at all!
Kaynak: fotomac.com.tr
Bir doğu Germen kabilesi olan Teuringi Hun istilasından kaçmak için topraklarını terk etmişti. Liderleri Alavivus ve Fritigern ile Doğu
Kaynak: Hadrianapolis Muharebesi
Michael'in Sollozzo ve McCluskey'i öldürüp, Sicilya'ya kaçmak zorunda kalmasından sonra 3 sene boyunca ondan haber alamamıştır.
Kaynak: Kay Adams
Kendisini takip edenlerden kaçmak isterken kendi evinde yangın çıkartmış ve o sırada bebek olan Claire'ın öldüğünü sanarak oradan
Kaynak: Meredith Gordon
"düşman önünde davranış bozmak" olarak adlandırılır ve düşmandan kaçmak, korunması gereken mevkiği terketmek veya elevermek, mücadele
Kaynak: Korkaklık
Kapkaç, kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık tır. Kapkaç, bir kimsenin haberi olmadan, taşınabilir eşya ve ziynetin bir veya
Kaynak: Kapkaç
V. Muhammed, Fas'a kaçmak zorunda kaldı. Ebu Said önce II. İsmail 'i (1359–1360) emirliğe getirdi, sonra da VI. Muhammed (1360–1362)
Kaynak: V. Muhammed (Gırnata emiri)
Genelde balıkların bu uçma kabiliyetlerini kendilerini yemek isteyen büyük balıklardan kaçmak için kullandıkları düşünülür. sıkıştırılınca
Kaynak: Akdeniz uçan balığı
Düşmanla itdalaşına girildiğinde düşman uçakları kaçmak için yeterli manevra yapmazlar. Aynı şekilde dost uçakları füze görüş alanına
Kaynak: Jetfighter V
Pompey'in ordusu MÖ 48 yılında Farsalus savaşı 'nı kaybedince Pompey hayatını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldıysa da aynı yılın 29
Kaynak: Gnaeus Pompeius
Antonius ve Octavian arasında patlak veren iç savaş sırasında, doğuya kaçmak zorunda kalan Antonius'u destekleyerek Senato'da Octavian 'a
Kaynak: Gaius Sosius
ile karşılaşan bir kişi korkar ve bu korku sonucunda kaçmak için bir tepki oluşturur ( aynı zamanda kavga et-kaç tepkisi olarak ta bilinir.),
Kaynak: Korku
Bölgede artan açlıktan kaçmak isteyenlerin başka bölgelere gitmesine engel olunarak, katliama seyirci kalınmıştır. O dönemde kıtlık
Kaynak: Holodomor
Farsça: خان باليق Khān Bālīq, Türkçe: Hanbalık)'yu terk ederek kuzeye kaçmak zorunda kalmış ve hanedan Kuzey Yuan (北元) olarak adlandırılmıştı.
Kaynak: Yuan Hanedanı
Ancak bizzat köylüler tarafından ihbar edilip, kaçmak zorunda kaldı.1835'te Zürich Üniversitesi'nde doğa bilimleri doktorası yaptı.
Kaynak: Georg Büchner
Percy Bysshe Shelley 'e aşık oldu. Percy Shelley 'in evli olması nedeniyle İsviçre'ye kaçmak zorunda kaldıklarında Mary henüz 17 yaşındaydı.
Kaynak: Mary Shelley
1939 yılında kız kardeşi Irene doğmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Kraliyet ailesi Londra , Birleşik Krallık 'a kaçmak zorunda kalmıştır.
Kaynak: Beatrix
Babasının ölümünden (972) sonra kardeşi Yaropolk'un baskısı üzerine İskandinavya 'ya kaçmak zorunda kaldı. Kiev'in yanı sıra Novgorod'u
Kaynak: I. Vladimir (Kiev Büyük Knezi)
yetişmiştir. Atina 'da uzun süre yaşamış ve etkinliklerde bulunmuş, dinsizlikle suçlandığından dolayı kaçmak zorunda kalmış ve kaçarken boğulmuştur.
Kaynak: Protagoras
Nehring, yedinci yüzyılda dinî zulümden kaçmak için Hollanda'ya kaçan Hollandalı bir ailenin soyundan geliyordu. Babası Emil Nehring,
Kaynak: Walther Nehring

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.