Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kırışmak ne demek?

 - 5 sözlük, 11 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

kırışmak anlamı
kazımakta ve sıyırmakta yardım ve yarış etmek

Güncel Türkçe Sözlük

kırışmak anlamı
(nsz) 1. Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak: "Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı." -Y. Kemal. 2. (nsz, -le) Birbirini kırmak, yok etmek, öldürmek. 3. Karşılıklı kırmak: Çocuklar yumurta kırışıyorlar. 4. Pazarlık etmek. 5. (-le) Bahse tutuşmak. 6. argo Bir şeyi eşit olarak paylaşmak.

Tarama Sözlüğü

kırışmak anlamı
Birbirini kırmak, birbirini öldürmek

Türkçe - İngilizce

kırışmak anlamı
fiil
1) crease
2) ruck
3) shrivel
4) wrinkle
5) crinkle
6) pucker
7) become wrinkled
8) bunch
9) cockle
10) corrugate
11) crumple
12) frill
13) ripple
14) ruck up
15) ruffle
16) shrivel up

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kırışmak anlamı
1.bakınız» kırıtmak(I)-1. 2.bakınız» kırıtmak(I)-3. 3. Öfkeden yüz buruşmak.
kırışmak anlamı
Öküzler süsüşmek, toslaşmak : Şu boğa ne kadar kırışıyor.

*Keçiborlu -Isparta
Salda *Yeşilova -Burdur
Çöplü *Çivril, Dedeköy *Çal, Kösten, Honaz -Denizli
Bozan -Eskişehir
*Kandıra -Kocaeli
Sarılar *Avanos -Kırşehir
Çepni *Gemerek -Sivas
*Ermenek -Konya
Sökün *Silifke, Civanyaylağı, Tömük *Mersin, *Mut ve köyleri -İçel

kırışmak anlamı
Lâdes tutuşmak : Haydi gel kırışalım.

-Samsun
-Edirne

kırışmak anlamı
Dama oyununda taş verip taş almak.

*Tarsus -İçel

kırışmak anlamı
Başını dikerek gösteriş yapmak, kasılmak.

Bağıllı *Gelendost -Isparta
Saray *Kurşunlu -Çankırı
*Sungurlu -Çorum
*Merzifon -Amasya
Durma *Erbaa -Tokat
*Ardanuç ve çevresi -Artvin
-Yozgat

kırışmak anlamı
Cilvelenmek, kendini beğendirme çabasında olmak.

-Kastamonu
-Çorum
*Merzifon -Amasya
*Nizip -Gaziantep
*Lüleburgaz -Kırklareli

kırışmak anlamı
Güreşmek, toslaşmak.

Honaz, Kösten Denizli
Bertiz Maraş

kırışmak eş anlamlısı

öldürmek
(-i) 1. Bir canlının hayatına son vermek: "Öldüreceği, laf söyleteceği adamı diri diri fırına kor, gözünün önünde yakardı." -Ö. Seyfettin. 2. Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak: Susuzluktan çiçekleri öldürdü. 3. Çok üzmek: "Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor." -P. Safa. 4. Aşırı yormak. 5. Boşuna geçmek: Bütün bir günü öldürdük. 6. Ölmesine yol açmak: Bu adamı içki öldürdü. 7. Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermek: Bu hava bizi öldürüyor. 8. mec. Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmak: Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü. 9. mec. Etkisini ve gücünü azaltmak: "Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?" -H. Taner. 10. mec. Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermek: Soğanı tuzla ezip öldürmek.
paylaşmak
(-i) 1. Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek. 2. mec. Benimsemek, onaylamak: "Saçları kesilince kafası daha da küçük görünen çocuğa, ortak bir sırrı paylaşıyorlarmış gibi muzipçe göz kırptı." -E. Şafak.
yok etmek
varlığına son vermek, ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek: "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." -A. İlhan.

"kırışmak" için örnek kullanımlar

Resmi yazıda çok kullanılmayan Sungur dilindeki Sözler: gırışmağ (kırışmak, başını dikerek gösteriş yapmak, kasılmak, cilvelenmek, kendini
Kaynak: Sungur, Sorgun
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.