Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

korkunç ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

korkunç anlamı
korkunç

Güncel Türkçe Sözlük

korkunç anlamı
sf. 1. Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş: "Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi." -H. R. Gürpınar. 2. Herhangi bir özelliğiyle şaşkınlık veren. 3. Çok aşırı, pek çok, güçlü, şiddetli: "Kendini korkunç bir pehlivan sanırmış ki adını Çelikkol koymuş." -M. Ş. Esendal.

Türkçe - İngilizce

korkunç anlamı
sıfat
1) terrible
2) horrible
3) awful
4) scary
5) dreadful
6) dire
7) horrific
8) appalling
9) terrifying
10) horrendous
11) gruesome
12) monstrous
13) grim
14) ghastly
15) disastrous
16) frightening
17) fearsome
18) horrid
19) formidable
20) frightful
21) fearful
22) terrific
23) hideous
24) awesome
25) lurid
26) grisly
27) desperate
28) shocking
29) cruel
30) hellish
31) ghoulish
32) disgusting
33) redoubtable
34) direful
35) gory
36) haircurling
37) sickening
38) eldritch
39) hair-raising
zarf
1) ghastly

korkunç eş anlamlısı

güçlü
sf. 1. Gücü olan, kuvvetli, yavuz: "Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." -A. Kutlu. 2. Şiddeti çok olan. 3. mec. Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 4. mec. Nitelikleri ile etki yaratan, etkili: "Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum." -A. Ümit.
müthiş
sf. 1. Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli: "Aradan yıllar geçti. Hâlâ o müthiş uğultu ve çatırdamayı içimden sîlemedim." -N. F. Kısakürek. 2. Çok rahatsız eden, dayanılmaz: "Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum." -Y. K. Beyatlı. 3. Şaşılacak kadar değişik: "Birdenbire kendinde müthiş bir sükûnet, tarifsiz bir rahatlık hissetti." -Ş. Rado. 4. ünl. "Ne acayip şey" anlamında kullanılan bir söz.
şiddetli
sf. 1. Etkisi çok olan, zorlu: "Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu." -F. R. Atay. 2. Hızlı: "Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu." -R. Enis. 3. Aşırı: Şiddetli geçimsizlik.

"korkunç" için örnek kullanımlar

Dany'nin korkunç hatasına kadar oyun kötü gitse de skor tutulabildi.
Even though the game a bad score as much as Dany'nin tutulabildi terrible mistake.
Kaynak: spor.ekolay.net
Kaba bir hesap yaptığımız zaman ortaya korkunç rakamlar çıkıyor.
When we do a rough calculation of the figures is terrible.
Kaynak: memleket.com.tr
Ateş düştüğü yeri yakıyor ve korkunç bir mücadele başlıyor.
Fire burns where it falls, and a terrible fight begins.
Kaynak: kadinhaberleri.net
Korkunç bir kazada ölen Prenses Diana'nın 10 elbisesi satılıyor.
Princess Diana died in a terrible accident 10 dress sold.
Kaynak: gelecekteknolojisi.com
Dinozor, Yunanca da korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte
Kaynak: Dinozor
İşkenceci filmi, insanların katledilmelerini ya da korkunç ölümlerini gösteren korku filmlerine denir. 70'li yıllarda ortaya çıkan bu
Kaynak: İşkenceci filmi
Trol, İskandinavya folkloründe geçen ve korkunç gözüken bir mistik, insanımsı devasa yaratıktır. Troller folklörde, İngiliz peri
Kaynak: Trol (mitoloji)
Deinonychus, (anlamı: korkunç pençe), 110-100 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen etçil bir dinozor türüdür. 1,5 metre boyunda ve 80
Kaynak: Deinonychus

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.