koro anlamı İng. chorus Alm. Chor Fr. choeur choros
1 - Ezgili ya da esgisiz ve tartımlı sözleri uyumlu bir biçimde birlikte söyleyen topluluk. 2 - Antik Yunan tiyatrosunda önce dans edilen yere sonra da ezgili dansa ve bir de bunu yapanlara verilen ad.

koro anlamı İng. choir Alm. Chor Fr. choeur
Apsisle çapraz şahın arasında, kilise korosunun oturduğu kare kesitli bölüm.

koro anlamı İng. chorus Alm. Chor Fr. choeur Yun.: choros
1. Toplu olarak melodili ya da ritimli sözleri söyleyen topluluk. 2. Yunancada önce dans edilen yere, sonra da şarkılı dansa ve bir de bunu yapanlara verilen ad. Antik tragedyada birbirlerine benzeyen ezgilerde seslerini birbirine uyumlayan ve dramatik olayın kahramanı karşısında onu gözleyen, yorumlayan, değerlendiren, kimi kez de olaya karışan topluluk. 3. Koronun bölümleri: Parodos (Giriş ezgisi-Kommos) (yakınma ezgisi-hareketlerle) Stasiman (olanları sapTama ezgisi) - Exodas (Çıkış çizgisi). 4. Ortaçağda dinsel yapıtlarda ayrı ayrı bölümler arasında anlatım (epik) biçimde korolar vardır. 5. Elizabeth Tiyatrosunda ya da Shakespeare'de Koro adlı tek bir oyuncu, çok kez soytarı rolünde. 6. Klasik yapıtlarda koro, antik yapıtların etkisi altında yeniden kullanılmıştır. Örnek: Schiller: "Braut von Messina" (-Messina'lı Gelin).

koro anlamı
is. (ko'ro) müz. Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini seslendirmek için bir araya gelen topluluk: "Her halkevinde müzik öğretmenlerinin kurduğu korolar vardı." -N. Cumalı.

koro anlamı
isim
1) choir
2) chorus
3) choral society
sıfat
1) choral
2) choric

koro anlamı İt..coro
1. Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk: § "Dokuzuncu Senfoni'nin korosu ile veya Tenhauser'in marşıyla biten konuşmalardan sonra doktorun ferdi hatıraları başlardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 116. § "... koro hâlinde okudular..." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 190. § "Bir eliyle küçük bir kadeh tutarak öbürünü de bir koro idare eder gibi sallayarak…" -Ruşen Eşref Ünaydın, C. X, 106. § "… ve koro hâlinde ‘Ayhal Uruy, Ayhal!' diye terennüm ederler." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 254. § "Bugün de koroların yerini zaman zaman alan anlatıcılar…" -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 115. § "Yükten de, aynı çıkrık seslerinin koro hâlinde taklidi." -Necip Fazıl Kısakürek, Sabır Taşı, 125. § "Koronun dağılmasından sonra Alonso gene geride kalıp oyalandı." -Elif Şafak, Şehrin Aynaları, 18. § "Sesler koro hâlinde..." -Reşat Nuri Güntekin, Tanrı Dağı Ziyafeti, 105. § "... bazı tadilat icrasıyla şarkısını bir koro hâline koydu." -Ahmet Midhat Efendi, Rikalda Yahut Amerika'da Vahşet Âlemi, 103. § "Yahya Kemal, önce hafif, sonra gür bir sesle bu koroya katılıvermiştir." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 131. § "‘Amin, amiiin…' diye koro hâlinde mırıldandı köylüler." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 37.