Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kötümser ne demek?

- 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kötümser anlamı
sf. fel. Her şeyi kötü yanıyla ele alan, hep en kötüyü bekleyen, kötüye yorumlayan, karamsar, bedbin, pesimist, iyimser karşıtı: "Günlerimi neşeli ve hülyalı iki kısma ayıran iki tabiatım, kötümser ve iyimser, iki felsefem vardı." -A. Ş. Hisar.

Türkçe - İngilizce

kötümser anlamı
sıfat
1) pessimistic
2) downbeat
isim
1) pessimist
2) cynic
3) Jeremiah
4) calamity howler

kötümser zıt anlamlısı

iyimser
sf. Genellikle her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı, nikbin, optimist: "Annem, babamın bu iyimser değerlendirmelerine artık inanmayan on beş yıllık bir eşti." -Y. K. Karaosmanoğlu.

"kötümser" için örnek kullanımlar

Mutlu olmayan ve kötümser bir kamuoyu olduğu için benim elimden bir şey gelmiyor.

Who is happy and I can not help me because it is a pessimistic opinion.

Kaynak: medyaspor.com

Yine de bu sorunlar Fin pilotu kötümser yapmadı.

Nevertheless, these problems did not pessimistic Finnish pilot.

Kaynak: trf1.net

Bu satırların yazarı kötümser olmayı sevmez.

Author of these lines does not like to be pessimistic.

Kaynak: bursahakimiyet.com.tr

Heinz Rühmann : Bir kötümser başına kötü olaylar geldiğinde sevinendir çünkü ancak böylece kendini haklı hisseder. Anonim : Kötümserler
Kaynak: Kötümserlik

Bazı yorumlara göre, çağdaş insanın durumu hakkında oldukça kötümser , hatta hiççi eserler vermiştir. Gittikçe daha kısa ve özlü eserler
Kaynak: Samuel Beckett

Sludge metal genellikle ağır temployla beraber heavy metal riff lerini ve doom metalin karanlık, kötümser yapısını agresif bir şekilde
Kaynak: Sludge metal

Anlaşılması güç hikâyeleme tarzı ve acımasızlık derecesinde kötümser bakışı da, yazarın diğer önemli özelliklerindendir. Ellroy'a, "
Kaynak: James Ellroy

Deyiş aynı zamanda soruyu cevaplayacak bireyin iyimser mi kötümser mi olacağını basitçe belirleyecek bir test olarak da kullanılabilir.
Kaynak: Bardağın yarısı boş mu yoksa yarısı dolu mu?

İlk olarak 1872 yılında, deneysel fizyolojinin kurucularından Emil du Bois-Reymond adlı Alman biliminsanı tarafından, kötümser bir
Kaynak: Ignoramus et ignorabimus

Fakat harekât komutanı Kliment Voroşilov , planı kötümser buldu ve göz ardı etmeyi yeğledi. Harekât beklendiği ölçüde başarılı olmadı ve
Kaynak: Boris Şapoşnikov

Émile Zola gibi yazarların kötümser determinizm i yerine, dönemin değişen Osmanlı toplumuna daha çok hitap eden konuları tercih etmişlerdir.
Kaynak: Türk edebiyatında roman

elektronik ortam kullanımının yaygınlaşması ile pul koleksiyonculuğunun artık sona ermekte olduğu ve benzeri kötümser yorumlar yapanlar artmaktadır.
Kaynak: Pul koleksiyonculuğu

Drake denklemi hem iyimser hem de kötümser görüşe sahip kişiler tarafından, birbirinden oldukça farklı sonuçlar çıkaracak şekilde
Kaynak: Fermi paradoksu

Kimileri de Budizmin kötümser bir görüş olduğu izlenimi yarattığı gerekçesiyle ızdırap kelimesini reddeder, ve Sanskritçe'deki şekliyle
Kaynak: Budizm

Sahne: Bu direktöre çok karanlık ve kötümser gelir. İnsanlar artık umut veren şeyler izlemek istemektedir. Beckmann bunun hakikat
Kaynak: Kapıların Dışında

Anti-pozitivisttir, fakat pozitiftir: septik değildir, ne agnostik, ne kötümser, ne de pasif olarak iyimserdir, genel anlamda doktrinler
Kaynak: Faşizmin Doktrini

Andy Havilland - Aşırı derecede kötümser olan bu karakter, gelecek tasvirindeki metaforlardan sadece biri olarak kullanılmıştır ve
Kaynak: Nathan Never

Toplumsal değerlerin birçoğunu umursamayan, alaycı ve kötümser (Kinik ) bir felsefe ci olan Diyojen'in görüşlerini ve eleştiri anlayışını
Kaynak: Türkiye'de yayımlanmış mizah dergileri

seçiminden sonra Fransız solunun hükümete gelmesiyle birlikte görüşleri fazla kötümser bulunduğundan bu çevrelerdeki etkisi gün geçtikçe azalmıştır.
Kaynak: Ivan Illich

Sözlerin itham eder, sosyal-eleştirel ve kötümser tarzı aynı anda, etraf ile bir mahkeme duruşmasında bulunmak hissini vermekteydi – the
Kaynak: The Trial (müzik grubu)

Yakın Kelimeler

Google Reklamları

(Tahmin etmek için bir harf girin)