kudret ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
kudret anlamı
is. 1. Güç, erk, erke, iktidar: "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." -Atatürk. 2. Yetenek: "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Maddi güç, zenginlik. 4. din b. Tanrı yapısı. 5. din b. Tanrı'nın ezelî gücü.
is. 1. Güç, erk, erke, iktidar: "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." -Atatürk. 2. Yetenek: "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Maddi güç, zenginlik. 4. din b. Tanrı yapısı. 5. din b. Tanrı'nın ezelî gücü.
Kişi Adları Sözlüğü
Kudret anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
1. Güç, kuvvet. 2. Allah'ın gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı. 5. Yetenek
Cinsiyet: Kız
1. Güç, kuvvet. 2. Allah'ın gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı. 5. Yetenek.
Cinsiyet: Erkek
1. Güç, kuvvet. 2. Allah'ın gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı. 5. Yetenek
Cinsiyet: Kız
1. Güç, kuvvet. 2. Allah'ın gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı. 5. Yetenek.
Türkçe - İngilizce
kudret anlamı
isim
1) force
isim
1) force
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Kudret anlamı
Kudret, Allah
Kudret, Allah
Diyarbakır
kudret eş anlamlısı
erk
is. 1. Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar. 2. mec. Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. top. b. Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği.
is. 1. Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar. 2. mec. Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. top. b. Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği.
erke
is. fiz. 1. Enerji. 2. fel. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü.
is. fiz. 1. Enerji. 2. fel. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü.
güç
(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
güç
(II) is. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.
(II) is. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.
iktidar
is. (iktida:rı) 1. Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret: "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?" -S. F. Abasıyanık. 2. Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği. 3. Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi: "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar." -H. Taner. 4. Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar.
is. (iktida:rı) 1. Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret: "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?" -S. F. Abasıyanık. 2. Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği. 3. Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi: "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar." -H. Taner. 4. Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar.
yetenek
is. 1. Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet: Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli. 2. Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite. 3. eğt. Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır. 4. eğt. Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.
is. 1. Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet: Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli. 2. Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite. 3. eğt. Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır. 4. eğt. Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.
"kudret" için örnek kullanımlar
Hiç bir güç ve kudret buna engel olamaz.
No power and power can not prevent it.
Kaynak: haber.stargazete.comGüzellik salonunda Zeliş'in karşılaştığı kötü sürpriz, Kudret'i bir anda katil zanlısı yapmıştı.
Zeliş'in faced nasty surprise at the beauty salon, the Power, 'I had a moment's murder.
Kaynak: gazetea24.comAsıl kudret kabuğunda!
The real power shell!
Kaynak: haberturk.comKudret'in yeğeniyle ilgileniyor olmasını fırsata dönüştüren Emel, Kudret'i baştan çıkaran bir sürpriz hazırladı.
Power of his nephew into an opportunity to be interested in Amal, the Power, 'I prepared a surprise seduced.
Kaynak: stargundem.comKaderiyye, insan ın irade , ihtiyat ve kudret sahibi, yükümlülüğü olan bir yaratık olduğu, Allah 'ın bir müdahali olmaksızın fiil lerini
Kaynak: Kaderiyye
Kaynak: Kaderiyye
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
