artık anlamı İng. residue Osm. bakiye Alm. Rückstand Fr. résidu
Belirli bir işlem sonucunda geriye kalan, artan.

artık anlamı İng. surplus
Bir ekonominin kendini yeniden üretebilmesi için gerekli olandan daha fazla üretim yapması.

artık anlamı İng. residual Alm. Restgrösse
İki nicelik arasındaki çıkarım. Örneğin, bir değişkenin gerçek değeri gözlenen değerinden çıkarıldığında elde edilen değere artık denilebilir. Bu değere çoğunlukla yanılgı adı da verilir, ay. bakınız» yanılgı.

artık anlamı İng. residue Osm. posa, rüsup Alm.Abfall Fr. résidu
Bir kimsyasal tepkimeden sonra arta kalan, işe yaramayan özdekler.

artık anlamı İng. residue Osm. rezidü Lat.residuum Alm. Residuum Fr. residue
(…)nin bir (…)delik yöresinde çözümsel olan bir f karmaşık işlevi için, C söz konusu delik yöre içinde kalan ve z0 noktasını içeren bir yalınç kapalı doğrultulur eğriyi göstermek üzere, (…)karmaşık sayısı.

artık anlamı İng. residue Osm. rüsup Alm. Rest; Rückstand Fr. résidue
(I) Bir işlemden arta kalan özellik ya da özdek.

artık anlamı İng. residual Alm. Zurückbleibend Fr. résiduel
(II) İşlemlerden sonra arta kalan özdek ya da özelliğe bağlı olan.

artık anlamı Osm. posa, rüsûb Fr. résidu
(kimya)

artık anlamı Osm. Zevaid
Bir vakfın gelirinden giderleri çıktıktan sonra kalan para.

artık anlamı İng. residue Osm. rüsup Fr. résidue
kimya, metalbilim: Bir işlemden arta kalan özellik ya da özdek.

artık anlamı Osm. ziyade
Kimi koşuklarda uzun dizelerden sonra gelen ölçülü kısa dizeler bakınız» artıklı.

artık, -ğı anlamı
is. 1. Bir şey harcandıktan sonra artan bölümü: Kumaş artığı. 2. Kalan veya artan bölüm: "Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı." -Y. Atılgan. 3. sf. İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan. 4. sf. Daha çok, daha fazla. 5. zf. (a'rtık) Bundan böyle, sonra, daha, yeter: "Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı." -T. Buğra. 6. müz. Büyük ve Tam aralıkların Yarım ses artmış hâli.

Artık anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Erdemli, nitelikli, üstün. 2. Fazla, çok, daha çok.

artık anlamı
bakınız» Artuk.

artık anlamı
zarf
1) no longer
2) anymore
3) no more
4) at that
isim
1) residual
2) residue
3) waste
4) leftover
5) remnant
6) rest
7) remainder
8) scraps
9) effluent
10) refuse
11) dross
12) spoils
13) shoddy
14) dregs
15) discard
16) dreg
17) tag end
18) fag-end
19) hog-wash
sıfat
1) residual
2) waste
3) left

artık anlamı
Kızlığını gayrimeşru kaybeden kız.

*Eğridir köyleri -Isparta

artık anlamı
Geçmiş.

-Burdur

artık anlamı
Faziletli.

*Kırkağaç -Manisa

artık anlamı
İki yaşından itibaren oğlaklıyan keçi.

*Niksar -Tokat

artık anlamı
Başka.

*Kilis -Gaziantep
-Maraş
-Niğde

artık anlamı
Artık, bundan böyle, daha

Diyarbakır

artık anlamı
Artmış olan, artık

Uşak

artık anlamı
Bundan sonra artık

Uşak