lokomotif anlamı İng. locomotive (a.) Alm.Lokomotive (a.) Fr. locomotive, film locomotive (a.)
(a.) Sinem. Değersiz, kötü filmlerin sürümünü sağlayabilmek için, bunlarla birlikte satışa, kiraya çıkarılan, tek başına verilmeyen iyi film.

lokomotif anlamı
is. (l ince okunur) Tren vagonlarını çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine: "Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır." -F. R. Atay.

lokomotif anlamı
isim
1) locomotive
2) engine
3) steam engine
4) loco
5) locomotive engine
6) puffer
7) iron horse

lokomotif anlamı Fr.locomotive
Tren vagonları çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine: § "Tren, lokomotifin iki iri, korkunç farıyla üstüme doğru hızla geliyor...." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 69. § "Rayda yürüyen bir lokomotif gibi yürümesi lazım mı?" -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 185. § "Bir yanda vagonlar hazırlanarak lokomotif istim salıvermekte olsun..." -Ahmet Midhat Efendi, Acâyib-i Âlem, 83. § "Ve ne ibret vererek düşündürtüyordu ki, katır sırtında taşınan kömürle, Kayaş'ın söğüt dalları ile işleyen lokomotifin Eskişehir'e kadar aşıp tükettiği bu yaylanın ucunda sınır bitiyor!" -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 60. § "Dadısı lokomotife beddua ederek: "patla, kör ol ilahi" diye söylenmişti." - Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 119. § "Odun yakan bir lokomotifin arkasında ve 36 saatte vardım." -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 59. § "Eserin gerçek kahramanları imbik, büyük mağaza, lokomotif, maden ocağı, Paris, tiyatro." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 266. § "Lokomotif biçiminde bir çakmak çıkardı, sigaralarımızı yaktı." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 33. § "Kafamın içinde, bir otorayla bir lokomotif, beklenmedik bir anda birbirlerine giriyorlar." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 90