Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

mahmul ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

mahmul, -lü anlamı
is. 1. db. ve man. Yüklem. 2. sf. Yükletilmiş. 3. sf. esk. Yüklü, dolu: "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" -A. İlhan.

mahmul eş anlamlısı

dolu
(I) is. Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü: "Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti." -T. Buğra.
dolu
(II) sf. 1. İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı: Su ile dolu bir şişe. 2. Bir yerde sayıca çok: Dağda keklik dolu. 3. Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan: "Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu." -A. İlhan. 4. Boş vakti olmayan, meşgul: Bugün doluyum. 5. Çok olan (iş, uğraş, olay vb.). 6. İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar): Tabanca doludur, dikkat edin. 7. Tornacılıkta delik açılmamış (gereç). 8. mec. Bir duygunun güçlü etkisinde olan. 9. is. esk. İçki doldurulmuş bardak.
yüklem
is. db. 1. Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul: "Çocuk çalışkandır" ve "Çocuk çok çalışır" örneklerinde "çalışkandır" ve "çalışır" birer yüklemdir. 2. man. Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul.
yüklü
sf. 1. Yükü olan. 2. Yapılacak işi çok olan: O çok yüklü, bu işi başkasına verelim. 3. Çok çalışmayı gerektiren: Bu yılki ders programı çok yüklü. 4. Çok fazla, pek çok: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran: "Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü, çok yanlı, zengindi." -H. Taner. 6. argo Çok sarhoş. 7. argo Paralı, varlıklı. 8. hlk. Gebe.

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.