meşgul olmak ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
meşgul olmak anlamı
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak: "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." -P. Safa.
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak: "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." -P. Safa.
Türkçe - İngilizce
meşgul olmak anlamı
fiil
1) be busy
2) work
3) engage in
4) be into
5) be occupied with doing
6) deal
7) concern oneself
8) handle
9) occupy oneself
10) take up
11) weigh in
12) work away
13) be at
fiil
1) be busy
2) work
3) engage in
4) be into
5) be occupied with doing
6) deal
7) concern oneself
8) handle
9) occupy oneself
10) take up
11) weigh in
12) work away
13) be at
meşgul olmak eş anlamlısı
oyalanmak
(nsz) 1. Oyalama işine konu olmak: "Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." -T. Buğra. 2. Boşuna zaman harcamak. 3. Vakit geçirmek: "Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik." -N. Cumalı. 4. Beklemek.
(nsz) 1. Oyalama işine konu olmak: "Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." -T. Buğra. 2. Boşuna zaman harcamak. 3. Vakit geçirmek: "Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik." -N. Cumalı. 4. Beklemek.
uğraşmak
(-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak: "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2. (-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek: "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak: "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak: "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5. mec. Birine kötü davranmak: "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.
(-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak: "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2. (-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek: "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak: "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak: "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5. mec. Birine kötü davranmak: "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
