Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

model ne demek?

 - 7 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

model anlamı
bakınız» kukla

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

model anlamı İng. model Alm. Model Fr. model Az. model
F formülü I yorumu Altında doğru ise I yorumu F formülü için bir modeldir, formülün modeli.

BSTS / Zootekni Terimleri Sözlüğü

model anlamı İng. model
İki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi cebirsel terimlerle ifade eden bir matematiksel yapı.

Güncel Türkçe Sözlük

model anlamı
is. 1. Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek. 2. Bir özelliği olan nesne veya kişi: Sadakat modeli. 3. Biçim: Bu elbisenin modelini beğenmedim. 4. Giysi örneklerini içinde toplayan dergi: Bu biçimi modelden aldık. 5. Otomobil vb.nde tip: "Eski mi eski, otuz dokuz model bir taksisi vardı." -N. Cumalı. 6. Benzer: Bu çocuk babasının küçük bir modeli. 7. Örnek olmaya değer kimse veya şey, örnek, paradigma. 8. Manken: "Paris'in en son, en pahalı modelleri gibi giyinmişler." -R. H. Karay. 9. Tasarlanan ürünün tanıtım veya deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip.

İngilizce - Türkçe

model anlamı
isim
1) model
2) örnek
3) manken
4) kalıp
5) numune
sıfat
1) model
2) örnek olan
fiil
1) örneğe göre yapmak
2) model yapmak
3) biçimlendirmek
4) modellik etmek
5) kalıbını çıkarmak

Kimya Terimleri Sözlüğü

model anlamı İng. pattern Alm. Modell Fr. modele
1.Semboller veya şekillerin tasarlanması. 2.Bir nesnenin yapıldığı kalıp

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

model anlamı Fr.modéle
1. Resim, heykel vb. şeyler yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne, örnek: § "Âdeta büyük ve taslak modellerle yonttuğun muazzamın ağır ve abide vakarlı yükselişi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 77. § "Klasik eserler, mekteplere de girerek orada yazılara model ittihaz olundular." -Ziya Gökalp, Halk Klasikleri, 9. § "Modellerini kendisi yaparak dökücüye döktürmüş." -Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, 22. § "Bilakis, tercüme, aslındaki modele göre bir kumaşın yeniden dokunmasını andıran Tam bir usta işidir." -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 14. § "Ayşe bunu Paris'te Rodin'in, o heykellerini, modellerini yürüterek, konuşturarak, hareket hâlinde mermerleştiren büyük heykeltıraşın eserlerini seyrederken anlamıştı." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 106. § "… ‘sığır ve buğday' ülkesinden de hoşlanmamaktadır, onun yeni çıkarları, yeni bir stratejisi vardır, buysa ülke için yeni bir ‘model' getirmektedir ki…-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 30. 2. Bir özelliği olan nesne veya kişi: § "Ve kendi özelliklerine uygun Öz Yönetim modeline DJİLAS Kardelj ve Kidric gibi teorisyenlerin yorumlarıyla girdi." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 165. § "Villon'lar, Moliére'ler birçok yazarı taklit etmiş; konularını hatta kelimelerini onlardan almış, ama hepsi unutulmuş modellerin." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 21. § "…bir yandan bu mümessillerin çalıştıracağı "Batı modeli" aydınlar yetiştiriliyor." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 48. 3. Bir sanatçıya poz veren kimse: § "Bazı talebenin modeline kendisi başlar ve artık o işin başından ayrılamaz, sonuna kadar kendisi devam edermiş." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. IV, 13. § "Şu benden satın aldığınız "portrait" nin modeli." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 171. § "… kıpırdamadan modellik yapıyordu orada." -Elif Şafak, Mahrem, 74. 4. Biçim: § "İnsanlar daima, yeni modelde bir adam gördüler mi, onunla çok uğraşırlar." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 490. § "Bir de, günümüz romanını kafasındaki kuramsal modele uygun görmek." -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 11. § "Batı medeniyetinin geride kalan eski modeli özünde hayran ve onu taklitten başka ideali olmayan..." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 70. § "… ne başta Bursa'nın renkli ve asıl rengi beyaz, dalları safrani ipekli abanisi modeli ne Çerkes, ne Tatar, ne Bulgar, ne samur, ne kara, ne post, ne kuzu kalpak cakası!" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 236. § "…savaş veya savunma modeli, geçmiş yıllarda…"-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 202. 5. Örnekleri içinde toplayan dergi. 6. Tip: § "Bu 1910 model tekerlekleri çıkarılmış makinenin lastikleri." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 56. § "Bu Arap'ın ve Alâeddin'in dükkânının önünde kahve kuyruklarının uzadığı naylon çoraplarının kaçakçılara satıldığı İstanbul'daki 56 model Chewrolet'lerin gittikçe çoğaldığı…" -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 12. 7. Benzer, örnek: § "Evvelki nesil gibi onlar da modellerini Fransız gazeteciliğinden almışlardı." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 144. 8. Örnek olmaya değer kimse veya şey: § "Böyle bir çöküş anında Padişah, artık modelleştirildiği gibi, millet tarafından sadakat yeminine davet edilirken, kendilerini millet yarine koyanlardan da aynı yemini istiyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 125. 9. Manken. 10. moda: § "O zamanın modasına göre, en son model plastron boyunbağı ve elinde tuttuğu ..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 143.

model eş anlamlısı

benzer
sf. 1. Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil: "Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı." -L. Tekin. 2. is. mat. Benzeşim. 3. is. sin. ve TV Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.
biçim
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
biçim
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
manken
is. 1. Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model. 2. Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya hayvan örneği. 3. Terzilerin, giysi denemek, sergilemek için kullandıkları insan vücudu biçimindeki tahta, mukavva vb. kalıp.
örnek
is. 1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model: "Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır." -F. R. Atay. 2. İncelemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune: "Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi." -M. Ş. Esendal. 3. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil: Bu yapının bir örneği daha yoktur. 4. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal. 5. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma: "Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir." -N. Hikmet. 6. sf. En iyi biçimde olan: "İşte örnek bir kadın! Her şeyi biliyor, ama horozlanmıyor!.." -N. Hikmet.
paradigma
is. (paradi'gma) 1. Değerler dizisi. 2. Örnek. 3. db. Dizi.
prototip
is. (pro'totip) 1. İlk örnek. 2. Model.
resim
is. 1. Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri: "Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı." -T. Buğra. 2. Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat: "Türkiye'de resim bir müddetten beri soysuz bir sanat hâline gelmeye başladı." -O. S. Orhon. 3. Fotoğraf: "Güzel İnebolu kızı, duvara yapıştırılan Gazi'nin resmine uzun uzun baktı." -A. Gündüz. 4. huk. Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç: "Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider." -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. Tören.

"model" için örnek kullanımlar

Ünlü model Ebru Şancı bu durumu abartarak galaya damgasını vurdu.
Exaggerating the situation was marked by gala famous model Ebru gripes.
Kaynak: pressturk.com
Ünlü model Ebru Şancı bu durumu abartarak galaya geceye damgasını vurdu.
The famous model Ebru gripes gala night was marked by exaggerating the situation.
Kaynak: haberedikkat.com
Türkiye'deki kentsel dönüşüm hareketi, Fransa'ya model olacak.
Urban renewal movement in Turkey, France, will be a model.
Kaynak: takvim.com.tr
Türkiye'deki kentsel dönüşüm hareketi Fransa'ya model olacak.
Turkey a model for urban renewal movement in France.
Kaynak: sabah.com.tr
Manken ya da model, sanat , moda veya reklam için poz yapan veya kendini sergileyen kişidir. Modellik; oyunculuk , dansçılık veya mim
Kaynak: Manken
Matematiksel model ya da dinamik model, bir sistem in matematik diliyle ifade edilmesi. Bir matematiksel model oluşturma süreci
Kaynak: Matematiksel model
Model canlı veya model organizma, belirli biyoloji k olayların anlaşılması için yapılan deney lerde yaygın olarak kullanılan canlı lara
Kaynak: Model canlı
Model 41-47, Model 47, and Model 47-52 İsveç yapımı dairesel kasalı model tahripli tanksavar mayınıd ır. Mayınlar görüntü olarak aynıdır
Kaynak: Model 41-47 mayını
Model roketçilik, model uçakçılık benzeri bir hobi türüdür. Tarihçesi: Model roket ve model roket motor u ilk olarak 1954 'de patlayıcı
Kaynak: Model roketçilik
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.