olağan ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
olağan anlamı İng. normal Osm. normal Alm. normal Fr. normal
Beklenilen durumda bulunan, olağandışılığı bulunmayan.
Beklenilen durumda bulunan, olağandışılığı bulunmayan.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
olağan anlamı
ale'l-âde (bakınız» bayağı). ~yıllanma (zamanaşımı) : âdî mürûr-ı zaman.
ale'l-âde (bakınız» bayağı). ~yıllanma (zamanaşımı) : âdî mürûr-ı zaman.
Güncel Türkçe Sözlük
olağan anlamı
sf. 1. Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı: "Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir." -T. Buğra. 2. Alışılmış olan, normal: "Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur." -H. E. Adıvar.
sf. 1. Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı: "Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir." -T. Buğra. 2. Alışılmış olan, normal: "Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur." -H. E. Adıvar.
Türkçe - İngilizce
olağan anlamı
sıfat
1) usual
2) ordinary
3) normal
4) regular
5) commonplace
6) common
7) mundane
8) everyday
9) mediocre
10) run-of-the-mill
sıfat
1) usual
2) ordinary
3) normal
4) regular
5) commonplace
6) common
7) mundane
8) everyday
9) mediocre
10) run-of-the-mill
olağan eş anlamlısı
normal
is. 1. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum. 2. mat. Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme. 3. sf. Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun: "Atatürk'ün normal zamanlarda insana okşamak arzusu veren ipek gibi saçları birdenbire yelelenirdi." -Y. K. Karaosmanoğlu.
is. 1. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum. 2. mat. Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme. 3. sf. Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun: "Atatürk'ün normal zamanlarda insana okşamak arzusu veren ipek gibi saçları birdenbire yelelenirdi." -Y. K. Karaosmanoğlu.
olağan zıt anlamlısı
olmadık
sf. (o'lmadık) Daha önce olmamış, alışılmamış, beklenmeyen, olağan karşıtı: "Aslı olmadık şeye nasıl inanırım?" -Ö. Seyfettin.
sf. (o'lmadık) Daha önce olmamış, alışılmamış, beklenmeyen, olağan karşıtı: "Aslı olmadık şeye nasıl inanırım?" -Ö. Seyfettin.
"olağan" için örnek kullanımlar
Oysa şimdi, sık sık maç yapmak, olağan işlerden sayılıyor.
But now, I often make a match, the usual tasks are considered.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trAsliye Hukuk Mahkemesi'nin, Federasyonun 2008 yılında yapılan 2. Olağan ve 1.
Civil Court of the Federation in 2008, the 2nd and the 1st Ordinary
Kaynak: radikal.com.trO dönem için son derece olağan dışı geldi müzik severlere.
It is extremely unusual for the period came to music lovers.
Kaynak: radikal.com.trKonya Çimento olağan genel kurulu 20 Mart'ta yapılacak.
Konya Cement ordinary general assembly held on March 20.
Kaynak: finans.milliyet.com.trYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
