Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

oturmuş ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

oturmuş anlamı
sf. Yerleşik, yerleşmiş, güçlenmiş, stabil: Oturmuş bir kurum.

Türkçe - İngilizce

oturmuş anlamı
sıfat
1) seated
2) settled
3) fitted
4) sedentary
5) steady

oturmuş eş anlamlısı

stabil
sf. 1. Dayanıklı, sağlam. 2. Dengeli. 3. Düz (I). 4. Oturmuş. 5. mec. Kararlı, değişmez.
yerleşik
sf. 1. Belli bir yere yerleşmiş: "Onlar yerleşik toplumlar, herkesin yeri belli, öyle vırt zırt oradan oraya geçilemez." -A. İlhan. 2. Bir yerin yerlisi olmuş, mütemekkin. 3. mec. Bir yerde varlığını sürekli olarak sürdürecek olan: Ankara'daki yerleşik tiyatro sayısı altıya yükseldi.

"oturmuş" için örnek kullanımlar

Çok oturmuş, yerleşmiş, oyun yapısı belirli, iyi bir takımdık.
Very sitting, seated, given the structure of the game, a good team.
Kaynak: spor.bugun.com.tr
Sonrasında da oturmuş bir takım ile lige başlama fırsatını elde ettik.
And then we have the opportunity to start the league with an established team.
Kaynak: aksam.com.tr
Oturmuş bir pota altı olması Enes'in süre almasını çok zorlaştırdı.
Anas is an established period of time to get under the pot is very difficult.
Kaynak: sporx.com
2023'te düşük faiz, düşük enflasyon ve oturmuş bir ekonomi bekliyoruz.
2023, low interest rates, low inflation and a seated waiting for the economy.
Kaynak: haberler.com
Astai: Yıldız dağlarında oturmuş olanlar Apsintiler: Enez doğusunda oturmuş olanlar Binnai: Meriç'in orta ve aşağısında oturmuş olanlar
Kaynak: Traklar
Libius Severus, 461 –465 yılları arasında Batı Roma İmparatorluğu tahtına oturmuş olan Lucania kökenli Roma İmparatoru . Ricimer ,
Kaynak: Libius Severus
sel canlıların görece oturmuş sınıflandırma sistemlerinde olduğu gibi, virüs sınıflandırması da süregiden tartışma ve önerilerin konusudur.
Kaynak: Virüs sınıflandırması
Otomat (1927 ) Edward Hopper 'ın otomat lardan yiyecek ve içecek alınan bir kafeteryada yalnız başına oturmuş, kahvesini içen bir kadını
Kaynak: Otomat (tablo)
Mayıs 1999' da açılan ve Galatasaray Spor Kulübü ' nün Kürek Şubesine ait olan 41,000 m² dolgu alana oturmuş olan tesis İstanbul
Kaynak: Galatasaray Küçükçekmece Kürek Tesisleri
Bir adam oturmuş resim yapıyor. Yırtık çorapları papucundan çıkmış. İyice yaklaştım. Yeşil Türbe'ye doğru oturmuş peyzaj çalışıyordu.
Kaynak: Eşref Üren
Darko Kovačević , Aitor López Rekarte , Xabi Alonso ve Sander Westerveld gibi önemli oyuncularıyla haftalarca liderlik koltugunda oturmuş.
Kaynak: Real Sociedad
kıyılarında, doğuda Kuban ile Terek Irmağı güney havzalarını kapsayan büyük bir alanda oturmuş olan ve kendilerine Adige adını veren halktır.
Kaynak: Çerkesler
Öyle ki merakı yüzünden bir kez mangala oturmuş, bir kez boğazına kadar kanalizasyon çukuruna batıp üzerine bir de kapak kapanmıştır.
Kaynak: Mehmet Teoman
Diğer dinlerdeki benzer yerler için de Türkçede anlam ve kullanımının oturmuş olması sebebiyle, bu adın kullanıldığı olur. Her inançta
Kaynak: Araf
Şarkı sekiz hafta zirvede yer alarak, Janet Jackson'ın en uzun süre ABD listelerinde zirveye oturmuş şarkısı olarak tarihe geçti.
Kaynak: That's the Way Love Goes
Aslında Mısır 'da ne bağımsızlık ne de anayasal yönetim süreci tam anlamıyla oturmuş sayılabilirdi. Çünkü kutuplarını kral, Vafd Partisi
Kaynak: Mısır Krallığı
Birçok eleştirmene göre These Days, grubun en keskin ve oturmuş albümüydü. These Days, 1995 yılında İngiliz Q dergisinin hazırladığı yılın
Kaynak: These Days
yy'a kadar semtte oturmuş olan İspanya kökenli Yahudi lerden almış olmalıdır. Rivayete göre İstanbul'un, II. Mehmed tarafından 29 Mayıs
Kaynak: Cibali, Fatih
Albüm yine ilk haftasından ABD listelerinde 1 numaraya oturmuş ve yoğun ilgi görmüştür. Albümün ilk vidyo klibi, çıkış parçası olan '
Kaynak: Indestructible
Mustafa Sandal klip çekmese de Güncel Zalim, Alkışlarla ve Akışına Bırak albümün beğeni toplamış ve radyolarda zirvelere oturmuş diğer
Kaynak: Akışına Bırak

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.