Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

oyun ne demek?

 - 12 sözlük, 21 sonuç.

BSTS / Alantopu Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı İng. game Fr. jeu
Taraflardan birinin dört sayı kazanmasıyle elde edilen sonuç; şöyle ki, kazanan yan öbüründen en az iki sayı artık olsun. Yoksa oyun bu durum sağlanıncaya dek sürer.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı İng. play Fr. jeu
Uzak bir amacı ya da ileriye dönük bir memnunluk duygusu ile ilişkisi olmayan, amacı özünde bulunan zevk verici herhangi bir etkinlik.

BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı İng. 1. acting, 2. play Osm. 2. piyes Alm.1. Darstellung, 2. Stück, Theaterstück, Schauspiel Fr. 1. joué, interprétation, 2. pièce de théâtre 2. İlt. spettacolo
1- Bir tiyatro sanatçısının sahnedeki oyunu. 2- Oynanmak üzere yazılmış tiyatro yapıtı.
oyun anlamı İng. play Osm. piyes Alm. Stück, Theaterstück, Schauspiel Fr. joué interprétation
Oynama üzere yazılmış tiyatro yapıtı.

BSTS / Güreş Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı
Güreşçinin alıştırmalar sonunda kazandığı bedensel güç ve teknik yeteneklerini kapsayan, karşı güreşçiyi yenmek için uyguladığı, kuralları belli eylem.

BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı İng. dance Osm. dans Alm. Tanz Fr. danse
Kökeninde ve gelişiminde, tarihsel, toplumsal, ekonomik vb. etkenlerden bazılarını taşıyan, kadın erkek bir arada ya da ayrı ayrı, tek tek ya da topluca, genellikle müzik eşliğinde yapılan uyumlu vücut devinimlerinden oluşan evrensel halk kültürü ürünü. bakınız» halk kültürü, evlenme oyunu, ölüm oyunu, erlik oyunu, erginlik oyunu.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı İng. acting Osm. suret-i temsil, tarz-i temsil, temsil Alm. Darstellung, Darstellerbesetzung, Spiel Fr. interprétation, jeu
Sinem./TV. 1. Oyunluktaki belli bir kimseyi canlandırma işi. 2. Bu işin yapılış biçimi.
oyun anlamı
bakınız» televizyon oyunu

BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı Alm. Spiel
1. Tiyatro gösterisi. 2. Oynanmak üzere yazılmış yapıt. 3. Bir sahne sanatçısının oyunu.

BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü

oyun anlamı Fr. pièce de théâtre
Sahnede oynanmak üzere yaratılmış yazın yapıtı.

Divanü Lügati't-Türk

oyun anlamı
oyun, yarış

Güncel Türkçe Sözlük

oyun anlamı
is. 1. Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence: Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2. Kumar: "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." -P. Safa. 3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner: Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu. 4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. 5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü: Zeybek oyunu. "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." -H. E. Adıvar. 6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. 7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma: Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları. 8. sp. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. 9. sp. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. 10. mec. Hile, düzen, desise, entrika: "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." -H. Taner.

Türkçe - İngilizce

oyun anlamı
isim
1) game
2) play
3) trick
4) dance
5) act
6) hoax
7) sport
8) performance
9) acting
10) spectacle
11) frolic
12) stage play
13) device
14) canard
15) wheeze
16) presentment
17) representation

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

oyun anlamı
Öğün, kez (yemek için).

-Trabzon

oyun anlamı
Zaman, vakit.

Yavuz *Şavşat -Artvin

oyun anlamı
Ozan.

*Ürgüp -Nevşehir

oyun anlamı
Yoğurt.

-Kastamonu

oyun anlamı
Zaman, öğün.

Uluşiran *Siran Gümüşhane

oyûn anlamı
Oysa

Tekeler *Silifke İçel

oyun anlamı
Övün; kere; kez; defa. || bir oyun: bir defasında || her oyun: her defasında || oyun tayın tanımamak: varlı vakitsiz yiyip içmek

Erzurum

oyun anlamı
Hile

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

oyun eş anlamlısı

desise
is. (desi:se) esk. Aldatma, oyun, düzen, hile, entrika.
düzen
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
hile
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
piyes
is. Oyun: "Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik." -Y. K. Beyatlı.
temsil
is. 1. Birinin veya bir topluluğun adına davranma. 2. Belirgin özellikleri ile yansıtma, sembolü olma, simgeleme. 3. Oyun: "Çarşamba akşamı Tepebaşı'nda bir temsil verdim." -S. F. Abasıyanık. 4. e. hlk. Söz gelişi. 5. biy. esk. Özümleme.

"oyun" için örnek kullanımlar

Turnuvaya devam eden takımlar, farklı deneyim ve oyun stillerine sahip.
Ongoing tournament teams, with different experiences and styles of play.
Kaynak: bbc.co.uk
Maçta S.B. Elazığspor un golü sonrası oyun temposu düşmüş durumda.
SB Elazigspor goal of the match after the game pace has fallen.
Kaynak: habergazete.com
Group Play, fotoğraf, müzik doküman ve oyun paylaşmaya dayanıyor.
Group Play, photos, music, documents and games based on sharing.
Kaynak: haber3.com
Beşiktaş formasına layık bir oyun tarzı benimsemenizi bekliyorum.
Waiting to adopt a style of play worthy of Besiktas formasına.
Kaynak: fotospor.com
Video oyunu, bilgisayar veya oyun konsolu gibi görüntü sinyali gönderen bir video ile görsel bir kullanıcı arayüzü (televizyon,
Kaynak: Video oyunu
Tiyatro metinlerine "oyun" metinleri yazan kişiye oyun yazarı (müellif) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” (ya da daha genel
Kaynak: Tiyatro
Oyun yazarlığı özellikle tiyatro da sahnelenmesi için eserler yazan kişilere denir. Bazı oyun yazarları sahne uygulamalarını açık ve
Kaynak: Oyun yazarlığı
tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek öyküleştirmektir. Yunanca 'da anlamı hareket anlamına gelen “dran”
Kaynak: Drama
Oyun (İngilizce Play), Samuel Beckett tarafından yazılmış bir tiyatro oyunudur. 1962 ve 1963 yılları arasında yazılan bu oyun ilk olarak
Kaynak: Oyun (oyun)
Roman oyun için uyarlanırken öykü oldukça kısaltıdı ve bazı önemli karakterler dışarıda bırakıldı. Örneğin Lucy Westenra ile Mina Murray,
Kaynak: Drakula (oyun)
Masa oyunu ya da tahta oyunu, genellikle düz bir zemin ya da karton, tahta, plastik gibi malzemelerden yapılmış düzlemler üzerinde, oyun
Kaynak: Masa oyunu
Oyun motoru, kişilerin veya şirket lerin oyun yapmak amacıyla kullandığı ücretli veya ücretsiz olan programlara verilen isimdir.
Kaynak: Oyun motoru
Oyun konsolu, bilgisayar harici televizyon bağlantısı yoluyla oyun oynama imkânı veren veri tabanı bilgisayar kökenli eğlence cihazıdır.
Kaynak: Video oyunu konsolu
"Tek oyunculu oyun", oyunu sadece bir kişinin yönlendirebildiğini anlatmak amacıyla kullanılırken; "tek oyunculu biçim", oynanışın çok
Kaynak: Tek oyunculu oyun
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.