Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

seyretmek ne demek?

 - 3 sözlük, 5 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

seyretmek, -der anlamı
(nsz) (se'yretmek) 1. Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak: "Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu." -İ. O. Anar. 2. (-i) Bir olaya karışmadan bakmak: "Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş olduğu çocuklu tazenin kocasıyla buluşmasını seyrediyordu." -H. E. Adıvar. 3. Eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek: "Ben, çok güzel bir şey seyrediyorsam tiyatroda, daha ne kadar sürecek piyes diye aklıma getirmem." -N. Hikmet. 4. Taşıt, ilerlemek, yol almak. 5. Hastalık vb. sürmek, devam etmek: "Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu." -E. Şafak.

Türkçe - İngilizce

seyretmek anlamı
fiil
1) watch
2) behold
3) see
4) view
5) contemplate
6) look at
7) clear

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

seyretmek anlamı
Aralamak, seyreltmek.

*Bor -Niğde

seyretmek anlamı
(< Ar. seyr+etmek) seyretmek
seyretmek anlamı
Seyreltmek; seyrekleştirmek

Erzurum

seyretmek eş anlamlısı

bakmak
(-e) 1. Bakışı bir şey üzerine çevirmek: "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" -C. S. Tarancı. 2. Aramak. 3. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak: "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." -O. V. Kanık. 4. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. 5. Beslemek, geçindirmek: Üç çocuklu bir aileye bakıyor. 6. Bir iş birinden beklenmek: Evin bütün işleri bana bakıyor. 7. Hastayı muayene etmek. 8. Tedavi etmek için ilgilenmek. 9. Yoklamak, incelemek, denemek: Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız? 10. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak: Pasaport işine polis bakar. 11. (nsz) İlgilenmek: "Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı." -E. Bener. 12. Uğraşmak, meşgul olmak: Çocuğum, sen derslerine bak. 13. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak: Bu iş beş bin liraya bakar. 14. Gözetmek, korumak. 15. Renklerde benzemek, andırmak: Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor. 16. Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak: "Aşka kutsal gözle bakanları üzmekten korkarım." -R. H. Karay. 17. (nsz) Anlamak, farkına varmak: "Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez." -M. Ş. Esendal. 18. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak: Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak! 19. (nsz) Bebeğin veya çocuğun eğitim ve bakımıyla ilgilenmek: "Kadınlar, iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlardı, o yorgunlukla." -N. Cumalı.
devam etmek
1) başlanmış bir iş sürmek: "Hazırlıkların uzun zamandır devam ettiğinden, kimi ayrıntılardan öteden beri haberdardım." -E. Şafak. 2) sürekli gitmek: "Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder." -B. R. Eyuboğlu. 3) sürdürmek: "Kız kendisini ağır satmakta devam ediyor." -R. H. Karay.
eğlenmek
(nsz) 1. Neşeli, hoşça vakit geçirmek: "Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları." -A. Kulin. 2. (-le) Bir kimsenin herhangi bir kusuru veya zayıf noktası ile alay etmek: "Yalnız bunları sordu ve inan ki benimle eğlendi." -M. Ş. Esendal. 3. Bir yerde durmak, beklemek, tevakkuf etmek: "Yemen'e gönderilirken Beyrut'ta bir hafta eğlenmiş hem şehri görmüş hem de Cebel köylerinde gezintiler yapmıştı." -R. H. Karay. 4. Oyalanmak.
görmek
(-i) 1. Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek: "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." -A. Gündüz. 2. Anlamak, kavramak, sezmek: "Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin." -R. E. Ünaydın. 3. Yanına gidip konuşmak: Bugün müdürü göreceğim. 4. Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek. 5. Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak: "Hangi memlekete gitsek resmî makamlar kadar halkın da rağbetini görürdük." -F. R. Atay. 6. Yapmak, etmek: İş görmek. Masraf görmek. 7. (-den, -i) Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak. 8. (-den) Almak: Birinden ders görmek. 9. (nsz) Bir şeye erişmek: Cebi para görmek. Yardım görmek. 10. Çok değer vermek: Gözü yalnız parayı görüyor. 11. (nsz) Bir işleme uğramak: Teftiş görmek. Tedavi görmek. 12. (nsz) Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak: Ev güneş görüyor. 13. Ziyaret etmek. 14. Karşılaşmak, rastlaşmak. 15. (-le) Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak: Körler parmaklarıyla görürler. 16. (nsz) Sahne olmak, geçirmek: Bu ova çok savaş gördü. 17. Saymak, herhangi bir şey gibi görmek. 18. Gezmek: Ankara'yı gördün mü? 19. tkz. Vermek: "Baba hiç param yok, biraz görsen beni, dediği sabahı minnetle anımsar, Ali Bey..." -N. Meriç. 20. sp. Karşı oyuncunun yapacağı vuruşu önceden kestirip ona göre durum almak.
izlemek
(-i) 1. Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek: "Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi." -A. Ümit. 2. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak: Geceyi gündüz izler. 3. Bir olayın gelişimini gözden geçirmek: "Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz." -S. Birsel. 4. Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek: Televizyonu izlemek. 5. Belirli bir yönde gitmek: "Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum." -H. E. Adıvar. 6. Gözlemek, incelemek: Çocuk kuşu gözleriyle izledi. 7. Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek: Bu üretim politikasını izleyeceğiz. 8. Bir şeye uymak, bağlı olmak: Modayı izlemek. 9. Herhangi bir olayla ilgilenmek: "Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum." -H. Taner.

"seyretmek" için örnek kullanımlar

l Kıvanç Tatlıtuğ: Oturup bir kere daha filmi seyretmek gerek.
l Kivanc Tatlitug: need to sit down and watch the movie one more time.
Kaynak: aksam.com.tr
Yani tek tek takım maçlarını seyretmek yerine hepsini bir arada görebileceğiz.
So instead of watching games in one single team be able to see them all together.
Kaynak: spor.gazetevatan.com
Benim en büyük zevkim, hobim, güzel ameliyatlar seyretmek.
My biggest pleasure, hobby, beautiful to watch surgeries.
Kaynak: sabah.com.tr
Van Gaal bugün de F.Bahçeli Kuyt'ı seyretmek için Şükrü Saracoğlu Stadı'nda olacak.
Van Gaal Sukru Saracoglu Stadium to watch today will be Kuyt'ı F. Garden.
Kaynak: sabah.com.tr
yüzyılda kullanılan tek Olimpiyat stadyumu olan Panathinaiko Stadyumu , bir spor etkinliğini seyretmek için gelen en büyük insan
Kaynak: 1896 Yaz Olimpiyatları
Friedrich, arkadaşı Katte'ın idamını seyretmek zorunda bırakılarak cezalandırıldı. 1738 yılında mason oldu ve bu şekilde mason olan Fransız
Kaynak: II. Friedrich
En çok da siyah beyaz bir filmi renkli olarak seyretmek isteyen bir kitlenin talebi üzerine bu yönteme başvurulmuştur. Özellikle 1980'li
Kaynak: Film renklendirme
Demir kafes içine alınan ayak izine benzeyen şekil turistlerin özellikle uğradığı yerlerden biridir Ayrıca gün batımını seyretmek içinde
Kaynak: Şeytan Sofrası
Gümüşsuyu'nun en güzel yanı ise tüm sahili boyunca parkların bulunması ve insanların Boğaziçi'ni seyretmek için yalılar arası boşluktan
Kaynak: Gümüşsuyu, Beykoz
gasp ettikleri kamyonetle Yavi'ye gelen PKK 'lı grup televizyon haberlerini seyretmek için kahvehanede toplanan insanlara yaylım ateşi açtı.
Kaynak: Yavi katliamı
Herhangi bir kartı internet üzerinden paylaşmak veya bu tür kart paylaşım şebekelerine üye olarak seyretmek yasal bir suçtur.
Kaynak: Kart paylaşımı
Sayfiye yeri olarak da kullanılan Olukbaşı yaylasından Osmaniye'yi seyretmek mümkün-dür. 16. km'de bulunan Olukbaşı yaylası, çok şirin,
Kaynak: Zorkun
mevkiiden bakıldığında yaklaşık kuşbakışı 150 km uzaklıktaki Kayseri Erciyes dağını, Seyfe gölü üzerinden seyretmek ayrı bir zevk verir köy halkına.
Kaynak: Kartalkaya, Kırşehir
Ne yazık Papazyan'ı Otello'da seyretmek nasib olmadı. Ama çırağı Kâmil'in Otello'suna bakıp ustasının ustalık kertesini kestirmek mümkün.
Kaynak: Otello Kâmil
güzeldir. Akdeniz 'de pusun olmadığı havada 100 kilometreden uzun kıyı şeridinde Gazipaşa 'dan Manavgat 'a kadar uzanan bölgeyi seyretmek olasıdır.
Kaynak: Hamaksya
Ayrica mevsiminde Point Vicente parkindaki deniz fenerinin onunden goc etmekte olan gri balinalari seyretmek te mumkundur. Disney'in
Kaynak: Palos Verdes Estates
perdede (Odette) Gülcan'ı seyretmek çok büyük bir ayrıcalıktı. Çünkü hakikaten kollarıyla, elleriyle, ayak çizgisiyle gerçek bir kuğu
Kaynak: Gülcan Tunççekiç
Bu yarışları seyretmek için milyonlarca izleyici yollara koşar ama yarışlarda hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştır. 1903'te Paris - Madrid
Kaynak: Otomobilin tarihi
Dairedekilerin hemen hepsi pansiyonerlerden Turan Hanım ın odasında kumar oynamak veya kumar oynayanları seyretmek için toplanmaya başar.
Kaynak: Ayaşlı ile Kiracıları
Daha 18 yaşında Konya' ya Mevlevi İhtivâlini seyretmek için gittiği sırada, o dönemin Neyzenbaşı Doğan Ergin' in nazik daveti ile mutrıp
Kaynak: Neyzen Ahmet Kaya
yolun sol tarafında köyün kayalıkları başlar ve ilk karşınıza çıkacak köprü kayadır bu kayanın üstünden köyü seyretmek ve o güzelligi
Kaynak: Karakaya, Sivrihisar
Bu çayın güzelliğini seyretmek için çevreden ve uzaklardan akın akın insanlar bu çayı seyretmeye gelir. Köyün adı bu sebeple Seyirçay
Kaynak: Seyirçay, İskilip

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.