Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sıkıcı ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

sıkıcı anlamı
sf. İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden: "Oysa gece boyunca daracık bir döşekte gözünü kırpmadan uzanmak tarife gelmeyecek kadar sıkıcıydı." -İ. O. Anar.

Türkçe - İngilizce

sıkıcı anlamı
sıfat
1) boring
2) dusty
3) tedious
4) dull
5) drab
6) disconcerting
7) tiresome
8) irksome
9) unpleasant
10) unexciting
11) stuffy
12) ponderous
13) dry
14) wearisome
15) oppressive
16) gloomy
17) slow
18) cold
19) stodgy
20) gaunt
21) humdrum
22) vapid
23) prose
24) arid
25) waste
26) soulless
27) burdensome
28) trying
29) bald
30) unreadable
31) insipid
32) prosy
33) inanimate
34) sluggish
35) grotty
36) grave
37) dryasdust
38) poky
39) dead alive
40) uncongenial
41) unsensational
42) damnable
43) constringent
44) watery
45) soul-destroying
46) cut-and-dried
47) ditch-water

"sıkıcı" için örnek kullanımlar

Tokyo, benim için ne kadar sıkıcı olursa olsun saygıyı hak eden kent.
Tokyo, for me, that deserves respect, no matter how boring city.
Kaynak: skorer.milliyet.com.tr
İşte Windows'ta hemen şimdi kapatabileceğiniz 9 can sıkıcı özellik.
Here now you can close Windows 9 annoying feature.
Kaynak: chip.com.tr
Çok fazla pozisyonun gerçekleşmediği devrede sıkıcı bir futbol vardı.
Too much boring football had engaged position does not take place.
Kaynak: goal.com
Taktiğin ön planda olması maçları daha sıkıcı hale getiriyor.
To be at the forefront of tactics makes it more boring matches.
Kaynak: sporx.com
Fakat ne yazık ki bu uçuş, can sıkıcı olaylara yol açan kötü bir inişle son bulur. Üstelik tüm bunlar yetmezmiş gibi ikizler şimdi de
Kaynak: Vampir kız kardeşler özet
Cronauer, önceki ciddi ve sıkıcı havadalgalarını, mizah ve hippi nağmeleriyle dolu yaylım ateşiyle yok eder. Askerler tarafından çok
Kaynak: Günaydın Vietnam (film)
ve yabancılaşma) birikerek arka arkaya patlayan gag (gülüt)'lere dönüşür ve tek dakikası bile sıkıcı olmayan bu mütevazi başyapıtı oluşturur.
Kaynak: Tatlı Budala
Filmde, yaşadığı kasabayı, baskıcı annesini ve sıkıcı yaşantısını geride bırakan yalnız bir adamın (Rüdiger Vogler) Almanya'yı katederken
Kaynak: Yanlış Davranış
Antihistaminiklerin ortaya çıkardığı en sıkıcı yan etki "uyku hâli" vermeleridir. Bu durum gece yatmadan önce alındığında iyi olabilse de
Kaynak: Antihistaminik
şekilde düzenlenmiş, tarihin sıkıcı konuları dışına çıkarak akademik konulardan ziyade gündemin tarihine değinen popüler konulara yer vermektedir.
Kaynak: Habertürk Tarih
Patlar Uçlu Kelekerler, Hipogrif ya da Testraller olsun, Hagrid yaratıkların özelliklerini sıkıcı sıkıcı anlatmak yerine genellikle
Kaynak: Hogwarts
düzenlenmiş, tarihin sıkıcı konuları dışına çıkarak akademik konulardan ziyade gündemin tarihine değinen popüler konulara yer vermeyi hedeflemiştir.
Kaynak: Atlas Tarih
Bu terim ayrıca, kibirli ve bayağı bir tada sahip şeylere ve ticari kaygılarla üretilmiş olan banal, rüküş ve sıkıcı ürünlere gönderme
Kaynak: Kitsch
Haberciliğin çok yorucu ve sıkıcı olduğunu gördükten sonra, 2006'nın Şubat ayından itibaren serbest çalışmağa başladı." "Kalbimi Dağlarda
Kaynak: İslam Gemici
Bu savunmanın sıkıcı ve işe yaramaz bir yöntem olduğu düşüncesi yaygındır. Ne var ki, bu açılışın sunduğu akın yolları iki taraf için de
Kaynak: Petrov Savunması
Güvenilir ve uzun ömürlü olmasına rağmen sıkıcı ve sıradan tasarımı sebebiyle rakiplerinin gerisinde kalan 626' nın yerini başarıyla
Kaynak: Mazda 6
Eşi Səbinə bu sıkıcı yaşama dayanamayıp evi terk eder. Bu anlamda kinematoğrafçıların filmde başvurdukları konu yazarların dünyagörüşünü,
Kaynak: Zirzəmi
Önemli bir işin yapılabilmesi için teşkilatlanarak yorucu ve sıkıcı bir çalışmaya girmeye; bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı korunmak
Kaynak: Kampanya
Ergenlik dönemi gerçekten zor ve sıkıcı bir dönemdir. Bu dönemi atlatabilmek için bazı davranışlarımıza dikkat emeli, yanlışımız var ise
Kaynak: Ergenlik psikolojisi
Ancak güçlü oyuncuların olağanüstü performansları ve sürükleyici konusu filmin bir an bile sıkıcı olmasını önler. Sürprizli bir sonu olan
Kaynak: Beklenmeyen Şahit (film)
İnsan takımları veya insan bilgisayarlar uzun ve genelde sıkıcı hesaplamaları yaparlardı. İş bölünürdü bu yüzden işler paralel olarak
Kaynak: İnsan bilgisayar
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.