güvence
is. 1. Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti. 2. Alınan sorumluluğa karşı olarak ortaya konulan şey. 3. mec. Birinin şüphelerini dağıtmak için söylenen inandırıcı söz, teminat.

Yükümlülüğünüzü yerine getirmeseniz teminat Hazine'ye kalır.Kaynak: radikal.com.tr

Yeni anayasa ile bugüne kadar yapılanlar daha da teminat altına alınmış olarak 21.Kaynak: timeturk.com

300 ton demir için teminat istediler, bana güvenmediler.Kaynak: erzurumgazetesi.com.tr

İpotek tesis edilmesi veya banka teminat mektubu alınması halinde taşınmaz tapuda devredilebilecek.Kaynak: sabah.com.tr

Prim, sigorta cılıkta verilen teminat karşılığı alınan ücret. Prim hesaplaması genellikle sigorta bedeli ile bir yüzdeden oluşan fiyatın
Kaynak: Prim

Pool, (okunuşu: pûl), sigorta havuzu, bir grup sigortacının bir araya gelerek kendi yazdıkları risklere ortak teminat vermesi.
Kaynak: Pool

Sigorta bedeli, bir sigorta sözleşmesiyle teminat altına alınan kıymetlerin toplam maddi bedeli. Poliçe üzerinde sigorta bedeli açıkça
Kaynak: Sigorta bedeli

Rehincilik, teminat olarak rehin bırakılan ev eşyası ya da kişisel eşya karşılığında ödünç para verme işi. Geçmişi: Çin 'de 2-3 bin yıl önce
Kaynak: Rehincilik

Maddî nitelikte paraya örnek olarak madeni para , banka teminat belgeleri ya da banknot , çek ya da senet ler örnek verilebilir.
Kaynak: Para

Ekmek üretmek için un yapımında kullanılan değirmen taşının teminat olarak verilmesi borçluyu aç bırakacağından bu nesnenin teminat
Kaynak: Yahudilikte borç ve faiz

Kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ipotek için, yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere; mutlaka doğmuş, mevcut
Kaynak: Tutu (ekonomi)

Sigortacı açısından koasüransın başlıca işlevi, tek başına teminat veremeyeceği kadar büyük bir riskin sigortalanması işine katılma imkânı
Kaynak: Koasürans

olmak ve Kürt dili nin konuşulabilmesi başta olmak üzere birçok hak ve özgürlüğün teminat altına alınmasını sağlamak olarak gösterilmektedir.
Kaynak: Hak ve Özgürlükler Partisi

siyasi/iktisadi/içtimai manipülasyonlarından tamamen kurtularak bağımsızlığımızı teminat altına alabilmek için safları sıklaştırmaları gerekiyor.
Kaynak: Kwame Nkrumah

milyon dolara kazanmasına rağmen şirketin ihale komisyonuna verdiği teminat mektubu kabul edilmemiş ve Petkim şirketinin devri gerçekleşmemiştir
Kaynak: Rumeli Holding

Sigorta şirketleri, sermaye lerinin izin verdiğinden çok daha büyük miktarlarda teminat sağlarlar. Bunun sonucu olarak, reasürans gibi
Kaynak: Konservasyon (sigorta)

Bu istirham üzerine Osmanlı Devleti, kendisine teminat vermişti. Jan Zapolya'nın ölüp yerine oğlu Sigismund'un geçmesini fırsat bilen
Kaynak: İstabur Seferi

Osmanlı ile Avusturya arasında imzalanan Pasarofça Antlaşması ile Osmanlı ülkesine iltica eden Macar azınlığın güvenliği teminat altına alındı.
Kaynak: Kelemen Mikes

olarak serbestçe seyahatini ve görevli olduğu ülkenin yasalarına göre dava edilmemesini ve yargılanmamasını teminat altına alan bir anlaşmadır.
Kaynak: Diplomatik dokunulmazlık

Bu iş için teminat talep etmezler. Reuters 'de, bir Amerikan Doları için alış satış kotasyonları ilan edilir. Bu kotasyonlar ancak
Kaynak: Bankalararası Döviz Piyasası

Bu iki durumdan da açıkça anlaşılacağı üzere, bireysel hakların, hukukun üstünlüğü ilkesi cari olmadan teminat altına alınması mümkün
Kaynak: Bireysel haklar

Ayrıca ödeme, ispat ve teminat vasıtası olarak da kullanılır. Çeşitleri: Hukukta bahsi geçen ve adında "senet" olan pek çok belge, bir hukuki
Kaynak: Senet (hukuk)