Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tutma ne demek?

 - 10 sözlük, 13 sonuç.

BSTS / Cimnastik Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı Alm. Halten Fr.tenir
Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.

BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı İng. adhesion Osm. adezyon Alm. Adhäsion Fr. adhésion
Metalbilimsel bir süreç sonucu, bir metal yüzeyin bir başka yüzeyle birleşmesi olayı.

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı İng. restraint
Canlının davranışlarını, nesnel engellerle ya da herhangi bir biçimde karşı gelerek önleme.

BSTS / Sepettopu Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı İng. holding
Karşı takımın bir oyuncusunun kımıldamasına engel olacak şekilde, bedenle yapılan abanma hareketi.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı İng. registration Alm. Deckung Fr. repérage, stabilisation
Sinem./TV. Bir resmi, kendinden önceki ya da sonraki resmin durumuna tıpatıp uygun duruma yerleştirme.

BSTS / Uçantop Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı İng. holding Fr. tenir
Yönetmeliğe aykırı olarak topun uzun bir süre oyuncunun ellerinde kalması.

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

tutma anlamı
bakınız» yapışma.

Güncel Türkçe Sözlük

tutma anlamı
is. 1. Tutmak işi: "Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü." -R. H. Karay. 2. Destekleme. 3. Yanaşma. 4. sp. Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj.

Türkçe - İngilizce

tutma anlamı
isim
1) hold
2) holding
3) retention
4) take
5) restraint
6) catch
7) containment
8) tackle
9) grasp
10) suppression
11) redemption
12) seizure
13) prehension
14) repression
15) inhibition
16) interception
17) vogue
sıfat
1) gripping

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tutma anlamı
1.Hizmetçi, uşak, işçi. 2.Metres, dost.
tutma anlamı
Kesilmiş ayran.

*Çermik -Diyarbakır

tutma anlamı
Konukların götürüldüğü düğün hamamı.

-Sivas

tutma anlamı
1. İşçi, hizmetçi. 2. Bir yıl anlaşmalı çiftlik işçisi.

tutma eş anlamlısı

destekleme
is. 1. Desteklemek işi: "İki tarafın elçilerini de bu iddiayı desteklemeye zorladı." -N. F. Kısakürek. 2. ekon. Devletçe yapılan para yardımı, sübvansiyon.
markaj
is. sp. Tutma.
yanaşma
is. 1. Yanaşmak işi: "Ufak çocukların sigara yakmak için yanaşmalarına içerlemişimdir." -S. F. Abasıyanık. 2. Genellikle bir çiftçi yanında çalışan işçi, tutma: "Arabayı yaşlı bir çiftlik yanaşması sürüyor." -N. F. Kısakürek.

"tutma" için örnek kullanımlar

Everton bu yaz Marouane Fellaini'yi kadrosunda tutma konusunda zorlanabilir.
Fellaini'yi staff find it difficult to keep Everton Marouane this summer.
Kaynak: spor.gazetevatan.com
Başka takım tutma şansımız yok' diyecek kadar da kendinden emin.
Do not have a chance to hold another club 'also self-confident enough to say.
Kaynak: olay.com.tr
Takım tutma hadisesinin en azından bizim ülkemizde 'maddi bir temeli' yoktur.
Team holding incident, at least in our country, 'material basis' are not available.
Kaynak: fanatik.com.tr
2 veya 3 kulvarda oynasalardı oyuncuların fiziğini daha iyi tutma şansı olurdu.
2 or 3 lane oynasalardı physics of the players would have a better chance of holding.
Kaynak: sabah.com.tr
Makara, balık tutma aracı olan misina nın sarılarak balık tutma esnasında misinanın toplanması ya da gevşetilmesi işlemini gerçekleştiren
Kaynak: Makara (olta)
Sera gazları, Sera etkisi ni destekleyen, atmosferde bulunan ve en çok ısı tutma özelliğine sahip olan bileşikler . Dünya atmosferi
Kaynak: Sera gazları
Ülkemizde 90'lı yıllarda interstar ve teleon kanallarında gösterilmiştir Balık tutma yı bilmeyen balık avlama uzmanı Rock Hudson 'ın
Kaynak: Man's Favorite Sport?
Ön yargı genel ve özel kullanınımlarında bir taraf tutma biçimidir. Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz desteklemek anlamında
Kaynak: Ön yargı
Geçici Bellek-Kısa süreli bellek, bilgileri tutma süresi 30 saniyeden daha kısa olan bellektir. Duyu organlarıyla alınan bilgi, belli bir
Kaynak: Kısa süreli bellek
Penseye benzer, penseye nazaran daha hassas tutma ve sıkma işleri yapmaya yarar. Aletin ucu gagaya benzediği için bu isim verilmiştir.
Kaynak: Kargaburun
Déblé, Batı Afrika 'da yaşayan Senufo halkınca toprağın bereketini arttırmaya yönelik ayinelerde kullanılan ve "tempo tutma" işlevini
Kaynak: Déblé
SKU, parçalar kendilerine atanan stock keeping unit (SKU-stok tutma birimi) numarası ve kayda alınan miktar ile tanımlanmaktadır.
Kaynak: SKU
Çıponun bu durumu demire dibe düştüğü an her durumda dibe saplanma yeteneği ve gemi yi tutma özelliğini arttırır. Tutma yeteneklerinin
Kaynak: Admiralti demiri
Koyna barajı en geniş su tutma havzasına sahiptir. Su toplama havzası Koyna Nehrini tutar ve büyük bir göl, Shivajisagar Gölü şekillenir.
Kaynak: Koyna Barajı
Bu halde elementin enerji tutma ve amplifike etme yeteneği çok daha yüksektir. Naquadah jeneratörleri ve Naquadah kullanan silahlar bu
Kaynak: Teknoloji (Yıldız Geçidi)
olan hidiv yönetimini güçlendirmek yerine hidivi istekleri doğrultusunda hareket edecek sembolik bir güç olarak ayakta tutma yolunu seçtiler.
Kaynak: İngiliz egemenliği (Mısır)
hasar vermeden canlı tutmak ya da sombalığı , turna balığı gibi balıkları avlayabilmek için kullanılan ağlı kepçe biçimli balık tutma aleti.
Kaynak: Balık kepçesi
Rahatlıkla 1.5 litre sıvıyı içinde tutabildiği gibi, maksimum 4 litre sıvı tutma kapasitesi vardır. Midenin 4 ana bölümü vardır: :
Kaynak: Mide
Ramazan veya Ramazan ayı (Arapça : رمضان Ramaḍan), Hicri takvim e göre yılın dokuzuncu ayı. İslam iyet'te Ramazan, oruç tutma ayıdır ve
Kaynak: Ramazan
Zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği; Kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup
Kaynak: Bilinç

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.