Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bağlamak ne demek?

 - 7 sözlük, 10 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

bağlamak anlamı
ilzâm etmek, borçlandırmak.

BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü

bağlamak anlamı
Karşılaşma sırasında bir saz ozanının, karşısındakinin sorduklarını bilmemesi ya da aynı uyakla karşılık verememesi, bakınız» karşıberi.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

bağlamak anlamı
Değirmenin çalışmasını durdurmak. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta)

Güncel Türkçe Sözlük

bağlamak anlamı
(-i, -e) 1. Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak: Gemiyi iskeleye bağlamak. 2. Düğümlemek: İpi ipe bağlamak. 3. (-i) Yara ilaç koyup bezle sarmak: Yarayı bağlamak. 4. (-i) Denk yapmak, paket yapmak: Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5. (nsz) Oluşmak, tutmak, meydana gelmek: "Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı / Her yüze çiziyordu bir hüzün kırışığı" -F. N. Çamlıbel. 6. Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek: Birine haftalık bağlamak. 7. Anlaşma yapmak: İşleri sözleşmeye bağlamak. 8. (-i) Uyulması zorunlu olmak: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." -Anayasa. 9. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak: Bu iş beni çok bağladı. 10. (-i) Sona erdirmek, bitirmek, Tamamlamak. 11. (-i) Geçişi engellemek: Bütün yolları bağlamışlar. 12. (-i) Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. 13. (-i) Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. 14. mec. Gönlünü kazanmak: Bu davranışınız beni size bağladı. 15. mec. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. 16. mec. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak: "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?" -R. N. Güntekin.

Tarama Sözlüğü

bağlamak anlamı
1. Kapamak. 2. bakınız» kapu bağlamak 3. Durdurmak, alıkoymak, menetmek. 4. Sarmak. 5. Hasretmek, tahsis etmek, mütevakkıf bulmak. 6. Hasıl etmek.

Türkçe - İngilizce

bağlamak anlamı
fiil
1) connect
2) tie
3) bind
4) link
5) attach
6) hook up
7) fasten
8) enthrall
9) fix
10) concatenate
11) lock
12) knit
13) engage
14) brace
15) lace
16) attribute
17) colligate
18) tether
19) interlink
20) interlock
21) lace up
22) couple
23) lash
24) put through
25) unite
26) tie down
27) bond
28) link up
29) bandage
30) hitch
31) ligature
32) bend
33) hook on
34) string
35) lash down
36) leash
37) interconnect
38) conjoin
39) band
40) braid
41) cord
42) assign
43) lock up
44) settle
45) belay
46) oblige
47) access
48) fixate
49) truss
50) infix
51) guy
52) knit together
53) knit up
54) knot
55) affiliate
56) grapple
57) fasten up
58) wed
59) copulate
60) switch to
61) subordinate
62) rope
63) rivet
64) mediatize
65) do up
66) clasp
67) enthral

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bağlamak anlamı
1. Akan suyun önüne set yapmak. 2. Akışı istenilen tarafa çevirmek, yöneltmek.
bağlamak anlamı
1. Büyülemek, aldatmak. 2. Erkeği büyüleyerek cinsî bakımdan iktidarsız kılmak. 3. Kısmetine manî olmak.
bağlamak anlamı
Büyülemek.

Dereçine *Sultandağı Afyon

bağlamak anlamı
Oluşturmak, Tamamlamak."pağlavayı bağladuh."

Erzincan ve yöresi

bağlamak eş anlamlısı

angaje etmek
bağlamak.
bitirmek
(-i) 1. Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak: "Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." -P. Safa. 2. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak: "Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu." -A. Gündüz. 3. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek: "Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar" -C. S. Tarancı.
taahhüt etmek
üstlenmek: "Ayda bir, bir şeyler yazmayı taahhüt ederim." -Ö. Seyfettin.
tahsis etmek
ayırmak, özgülemek: "Bana üst kattaki yazlık odayı tahsis etmişlerdi." -Y. K. Beyatlı.
tamamlamak
(-i) 1. Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek: "Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı." -N. F. Kısakürek. 2. Bitirmek: "Bu, otuz yaşına gelmeden altmışını tamamlamış sıska bir gençti." -Ö. Seyfettin.
yok etmek
varlığına son vermek, ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek: "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." -A. İlhan.

"bağlamak" için örnek kullanımlar

ABD, Avrupa'nın gaz tedariğini tamamen Ortadoğu'ya bağlamak istiyor.
USA, Europe, the Middle East want to connect the gas supply completely.
Kaynak: haber.sol.org.tr
Bu rezilliklerin nedenini internet gazeteciliğine bağlamak yanlış olur.
It would be wrong to connect the cause of this unhappiness internet journalism.
Kaynak: birgun.net
AE400 ile 10 farklı aygıtı kablosuz internete bağlamak mümkün.
AE400 able to connect to wireless internet with 10 different device.
Kaynak: scroll.com.tr
Ama bunu tıp kurumlarının istismarına bağlamak doğru değil.
But it is not correct to connect the abuse of medical institutions.
Kaynak: hurriyet.com.tr

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.