Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

uydurmak ne demek?

 - 3 sözlük, 7 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

uydurmak anlamı
(-i, -e) 1. Uymasını sağlamak: "Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." -P. Safa. 2. (-i) Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak: "Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı." -A. Ş. Hisar. 3. (-i) tkz. Elde etmek, sağlamak, bulmak. 4. (-i) kaba Cinsel birleşmede bulunmak, becermek.

Türkçe - İngilizce

uydurmak anlamı
fiil
1) make up
2) fit
3) invent
4) suit
5) adapt
6) adjust
7) accommodate
8) concoct
9) cook up
10) conform
11) quadrate
12) improvise
13) cook
14) feign
15) fabricate
16) tune up
17) tune
18) square
19) frame
20) fib
21) fudge
22) tally up
23) fake up
24) manufacture
25) dream up
26) spin
27) romance
28) square with
29) syntonize
30) tailor
31) trump up
32) reconcile
33) mint
34) key
35) gear
36) forge
37) fashion
38) attune
39) tell a fib
kelime öbeği
1) talk through one's hat

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

uydurmak anlamı
1. Kız kaçırmak. 2. Erkek cinsel ilişkide bulunmak.
uydurmak anlamı
Benzetmek.

-İçel

uydurmak anlamı
Yolunu bularak ele geçirmek: Nirden uydurdun bu gözel ağızlığı?

*Bor -Niğde

uydurmak anlamı
Ara bulmak, orTam düzenlemek.

Uluşiran *Şiran Gümüşhane

uydurmak anlamı
Uydurmak, yalan söylemek

Diyarbakır

uydurmak eş anlamlısı

becermek
(-i) 1. Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek: "Birinin yardım etmesi gerek. Tek başına beceremezsin." -A. Ümit. 2. alay Bir şeyi kullanılmaz duruma getirmek, bozmak, kirletmek: Bayramlık elbiseni ilk giyişte becerdin. 3. argo Irzına geçmek, kirletmek. 4. argo Birini öldürmek.
bulmak
(-i) 1. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak: "Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyi elde etmek. 3. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek: Paramı buldum. 4. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek: "Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum." -S. F. Abasıyanık. 5. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. 6. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak: "Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım." -Ö. Seyfettin. 7. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak: "Böylece yılın ortasını bulduk." -R. H. Karay. 8. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak: "Ben de bunu akıllıca buldum." -M. Ş. Esendal. 9. Seçmek, uygun saymak: "Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor." -H. E. Adıvar. 10. Sağlamak, temin etmek: "Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim." -S. F. Abasıyanık. 11. (-i, -e) Kabahat, suç, kusur yüklemek: Bana kabahat bulma, ben böyle olacağını vaktiyle söylemiştim. 12. (nsz) Cezaya uğramak: Eden bulur. 13. Hatırlamak: "Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?" -S. F. Abasıyanık.
sağlamak
(I) (-i) 1. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek: "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." -H. Taner. 2. Elde etmek, sahip olmak: "... o sevimli yavru hâliyle sağladığı sempatinin büyük bir kısmını yitirmişti." -Y. N. Nayır. 3. mat. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.
sağlamak
(II) (nsz) Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek.
yakıştırmak
(-i, -e) 1. Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak: "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." -M. Ş. Esendal. 2. Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak: "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." -T. Buğra. 3. Uydurmak. 4. mec. Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak.

"uydurmak" için örnek kullanımlar

Siz bu hızlı tempoya ayak uydurmak zorundasınız.
You have to keep pace with this fast-paced.
Kaynak: guncelgazete.com
Twitter'a ayak uydurmak, hashtag ve trend topic'lere yabancı kalmamak için zaman yönetimi çok önemli.
To keep up with Twitter, hashtag and trending topic in the time management is very important in order to avoid foreign.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Mobil dünyadaki değişimlere ayak uydurmak adına bir yenilenme sürecine giren Opera, bu odakta Presto motorunu bırakmış ve yola WebKit tabanlı olarak devam etme kararı almıştı.
Entered into a renewal process to keep pace with a changing world in the name of Mobile Opera Presto engine, leave it in focus, and the road was decided to continue the WebKit-based.
Kaynak: mynet.com
Arapça'da 'yeni bir şey uydurmak, ihdas etmek' anlamlarını ifade eden (و ض ع) kökünden türemiş bir kelime olan Mevzu (موضوع), Hadis
Kaynak: Mevzu
Zîhaf, aruz kalıbına uydurmak için uzun hece nin kısa sayılmasıdır. Aruzda kullanılması sakıncalı görülür. Çok büyük bir aruz kusurudur.
Kaynak: Zihaf
yüzyıl teknolojisine ayak uydurmak için bazı kullanıcı ülkeler tarafından modernize edilmektedir. Türk Hava Kuvvetleri 'ne ait 55 adet T-
Kaynak: T-38 Talon
Sonradan İtalyan seyircinin zevklerine uydurmak için Callisto Bassi tarafından orijinal verziyondan çok az değişik Italyanca libretto
Kaynak: Alayın kızı
Günümüzdeki Bakanlar Kurulu sistemine çok benzeyen bu sistem Avrupa'daki çağdaş hükümet sistemlerine ayak uydurmak amacıyla kurulmuştu.
Kaynak: Son dönem Osmanlı Hükümeti
1970 yılında Lamborghini Islero modelini ABD güvenlik ve emisyon kanunlarına uydurmak için yeniden tasarlamak zorunda kaldı.
Kaynak: Lamborghini Jarama
global ekonomi koşullarına ayak uydurmak ve Türkiye'ye çok daha faydalı olmak için kendi iradeleri ile 30 Aralık 2005 tarihinde Türkiye
Kaynak: Türkiye Finans Katılım Bankası
Ayrıca, pazar koşullarının değiştirdiği esnekliğe ayak uydurmak için konteyner kiralar. Şirket, Bahamalar, Virgin Adaları , Cayman Adaları
Kaynak: Nicor
Bu bilgi artış hızına ayak uydurmak için bilgi erişimin ne olduğunu ve istenen bilgiye nasıl ulaşılabilmesi gerektiğini bilmek ve
Kaynak: Bilgi erişim
döndükleri, kontak anahtarı uydurmak ve beyin değiştirmeyle taşıt çalmaya kadar birçok hırsızlık türüyle ilk kez karşılaştıkları belirtildi.
Kaynak: Cemil cem aydın
Hepsinin ötesinde, finansal kiralama şirketleri yeni bir mevzuata ayak uydurmak zorunda kalmaktadır. Örneğin, faaliyet kiralamasının
Kaynak: Faaliyet kiralaması
Dans edecek kişi dairenin içine girer ve ritme ayak uydurmak için bir dizi ayak hareketi (footwork) yapar. Ardından yer hareketleri başlar
Kaynak: Breakdance
Klarnet, delikleri ve akordu fabrikada ayarlanmış bir çalgı olsa da, klarnetçiler delikleri Türk makam sistemine uydurmak için epeyce
Kaynak: Selim Sesler
İmâle: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır. İki türlü imâle bulunmaktadır. 1. İmâle-i Maksûr: Kısa uzatma
Kaynak: Aruz ölçüsü
WU WANG(Sadelik)( Doğal olmayan yollarla sorun çözmek yerine onlara ayak uydurmak daha doğrudur. Kişi güvenle içinden gelen sese kulak
Kaynak: Yi Çing
Gelinliğin çağın modasına uydurmak 1940'lara kadar devam etti. Daha sonra viktorya dönemini andıran, uzun kabarık etekli gelinlikler
Kaynak: Gelin
1980'lere gelindiğinde, stadyumda birtakım genişleme ve gelişen teknolojiye ayak uydurmak amacıyla yenileme çalışmaları yapıldı.
Kaynak: Lane Stadyumu
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.