üzeri ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
üzeri anlamı
is. 1. Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı: "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." -S. F. Abasıyanık. 2. Varlık, kimlik: "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." -P. Safa. 3. Bir şeyin görülen yanı, yüzü. 4. Bir şeyin dış yüzü, yüzey. 5. Giysi. 6. Vücut, beden: "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." -R. N. Güntekin. 7. Artan, geriye kalan bölüm: alışverişin üzeri. 8. Bazı Tamlamalarda zaman bildiren bir söz: "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." -R. H. Karay.
is. 1. Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı: "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." -S. F. Abasıyanık. 2. Varlık, kimlik: "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." -P. Safa. 3. Bir şeyin görülen yanı, yüzü. 4. Bir şeyin dış yüzü, yüzey. 5. Giysi. 6. Vücut, beden: "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." -R. N. Güntekin. 7. Artan, geriye kalan bölüm: alışverişin üzeri. 8. Bazı Tamlamalarda zaman bildiren bir söz: "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." -R. H. Karay.
Türkçe - İngilizce
üzeri anlamı
above
above
üzeri eş anlamlısı
beden
is. 1. Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut. 2. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde: "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler." -S. Birsel. 3. Giysilerde ölçü. 4. Kale duvarı.
is. 1. Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut. 2. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde: "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler." -S. Birsel. 3. Giysilerde ölçü. 4. Kale duvarı.
giysi
is. Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, libas, urba: "Hanımlar, tatil köylerinde son moda giysiler giyiyorlar." -Ç. Altan.
is. Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, libas, urba: "Hanımlar, tatil köylerinde son moda giysiler giyiyorlar." -Ç. Altan.
kimlik
is. 1. Toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, birinin belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 2. Kişinin kim olduğunu tanıtan belge, hüviyet. 3. Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünü.
is. 1. Toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, birinin belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 2. Kişinin kim olduğunu tanıtan belge, hüviyet. 3. Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünü.
varlık
is. 1. Var olma durumu, mevcudiyet: "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." -O. V. Kanık. 2. Var olan her şey: "Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı." -N. F. Kısakürek. 3. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. 4. Önemli, yararlı, değerli şey: "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." -Anayasa. 5. Ömür, hayat: "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." -A. K. Tecer. 6. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. 7. fel. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
is. 1. Var olma durumu, mevcudiyet: "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." -O. V. Kanık. 2. Var olan her şey: "Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı." -N. F. Kısakürek. 3. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. 4. Önemli, yararlı, değerli şey: "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." -Anayasa. 5. Ömür, hayat: "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." -A. K. Tecer. 6. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. 7. fel. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
vücut
is. (vücu:du) 1. İnsan veya hayvan gövdesi, beden: "Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor." -R. N. Güntekin. 2. esk. Var olma, varlık.
is. (vücu:du) 1. İnsan veya hayvan gövdesi, beden: "Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor." -R. N. Güntekin. 2. esk. Var olma, varlık.
"üzeri" için örnek kullanımlar
Stadın üzeri açılmayacak ve çatı kapalı kalacak maç sonuna kadar.
Above the stadium roof be opened and will remain closed until the end of the match.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trNBA tarihinde sadece 2 takım 20 üzeri galibiyet serisi elde etmişti.
Only 2 teams winning streak in NBA history had recorded 20 or more.
Kaynak: sporx.comGalatasaray, 2 gollü veya üzeri beraberliklerde de turu geçen taraf olacak.
Galatasaray, the tour last party partnerships will be awarded 2 goals or more.
Kaynak: goal.comEldeki 20'lik oyuncuları satıp yerine 30 yaş üzeri futbolcuları aldılar.
Sell the players over the age of 20 instead of 30 players took the hand.
Kaynak: sabah.com.trmalzemeden üretilmiş) üzeri baskılı sayfaların toplamıdır. Bir "yapıta" ya da yapıtın bir bölümüne de kitap dendiği olur. Elektronik
Kaynak: Kitap
Kaynak: Kitap
Fırtına rüzgârın hızlı bir şekilde esmesine denir. Rüzgâr hızı 27 knot üzerine çıktığında, yani 7 bofor ve üzeri olduğunda fırtınamsı
Kaynak: Fırtına
Kaynak: Fırtına
Astropika veya dönencealtı (dönencekuşak ötesi), tropikal bölgelerin hemen üzeri ve hemen altındaki bölgeleri tanımlamak için kullanılan
Kaynak: Astropika
Kaynak: Astropika
Kablo, elektrik akımı iletiminde kullanılan üzeri yalıtkan bir madde ile kaplı metalik bir iletken tel. Bir veya daha fazla tel ,
Kaynak: Kablo
Kaynak: Kablo
Genellikle cami avlularında ortada bulunan, çevresindeki musluklardan ve ortasındaki fıskiye den su akan üzeri kubbe li abdest yeri.
Kaynak: Şadırvan
Kaynak: Şadırvan
İnce dokunmuş basma nın üzeri işlemeli ve desenlilerine verilen isim. Yazma kadın ların ve genç bekar kızların kullandığı günlük ve özel
Kaynak: Yazma
Kaynak: Yazma
Benden Nefret Ediyor (She Hate Me) 18 yaş ve üzeri yaş grubuna uygun olan Spike Lee 'nin yönettiği ve kadrosunda Monica Belluci , Kerry
Kaynak: Benden Nefret Ediyor
Kaynak: Benden Nefret Ediyor
Karesel gölgelendirme anlamına gelen Pixel Shader DirectX 9 ve üzeri oyun grafik kütüphanesinde bulunan grafik işleme komut fonksiyonudur
Kaynak: Pixel Shader
Kaynak: Pixel Shader
Bir akşam üzeri, Medusa'nın başını kesmiş olan Perseus , şark ülkelerine yaklaştığı sırada yeni bir macera ile karşılaşır. Yolculuğu
Kaynak: Andromeda (mitoloji)
Kaynak: Andromeda (mitoloji)
Google Summer of Code (GSoC) Google tarafından yaşı 18 ve üzeri, lise üstü okullarda okuyan öğrencilerin ücret (2012 yılında 5000)
Kaynak: Google Summer of Code
Kaynak: Google Summer of Code
Düşünseli, insanların anılarını izleyebilmek için kullandıkları, üzeri antik rûnlerle kaplı, büyülü bir çanaktır. Harry Potter Serisi'nin
Kaynak: Düşünseli
Kaynak: Düşünseli
W ve Z parçacıklarının ömürleri 0.000000000000000000000001 (on üzeri eksi yirmi dört) olduğundan ancak bozunmaları gözlemlenebilinir.
Kaynak: Z0 (fizik)
Kaynak: Z0 (fizik)
Dövizle Askerlik Hizmetine Tabi Erler (DAHTE)18 yaş ve üzeri erkek Türk vatandaşlarından yurt dışında en az 3 yıl çalışmış olanların 21
Kaynak: Dahte
Kaynak: Dahte
Madencilikte cevher üzeri örtü tabakayı almak için kullanılmaktadır. Küçükleri ise inşaat mühendisliği uygulamalarında, yol yapımında
Kaynak: Dragline
Kaynak: Dragline
karşılıklı dövüş oyunu olarak bilinen M.U.G.E.N oyun motorununun ilerlemeli bir şekilde bilgisayar başta olmak üzeri bir çok platformda
Kaynak: Openbor
Kaynak: Openbor
İnternet kültürü adındanda anlaşılacağı üzeri internet bilgi ve iletişim çağı veya bir nevi elektronik iletişim devrimi sonrası bu
Kaynak: İnternet kültürü
Kaynak: İnternet kültürü
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
