vahşet ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
vahşet anlamı
is. 1. Yabani, vahşi olma durumu. 2. Korku, ürküntü. 3. esk. Issızlık, yalnızlık.
is. 1. Yabani, vahşi olma durumu. 2. Korku, ürküntü. 3. esk. Issızlık, yalnızlık.
Türkçe - İngilizce
vahşet anlamı
isim
1) savagery
2) atrocity
3) savageness
isim
1) savagery
2) atrocity
3) savageness
vahşet eş anlamlısı
ıssızlık
is. Issız olma durumu, yalnızlık, tenhalık: "Her yanda neden bir ıssızlık, bir boşluk hissediyordum?" -Y. K. Karaosmanoğlu.
is. Issız olma durumu, yalnızlık, tenhalık: "Her yanda neden bir ıssızlık, bir boşluk hissediyordum?" -Y. K. Karaosmanoğlu.
korku
is. 1. Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü: "Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." -Y. Z. Ortaç. 2. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara: Yollarda korku kalmadı. 3. ruh b. Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.
is. 1. Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü: "Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." -Y. Z. Ortaç. 2. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara: Yollarda korku kalmadı. 3. ruh b. Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.
ürküntü
is. Ürkme duygusu, tevahhuş: "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." -N. Araz.
is. Ürkme duygusu, tevahhuş: "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." -N. Araz.
yalnızlık
is. 1. Yalnız olma durumu, kimsesizlik: "Dostlarla da yollar ayrılalı bir bir / Gittikçe artıyor yalnızlığımız." -C. S. Tarancı. 2. Kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık.
is. 1. Yalnız olma durumu, kimsesizlik: "Dostlarla da yollar ayrılalı bir bir / Gittikçe artıyor yalnızlığımız." -C. S. Tarancı. 2. Kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık.
"vahşet" için örnek kullanımlar
Oradaki çalışmalarımın çoğu kan, vahşet ve yıkımlardan ibaret.
Most of my work there, blood, violence and destruction, end here.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.trİlk dönemlerden beri süregelen vahşet ve öfke yaratığı niteliği bugün hâlâ etkiye sahip olsa da, daha kompleks Tantrik inançlar zaman
Kaynak: Kali
Kaynak: Kali
Filmdeki vahşet ve şiddet sahneleri çok tartışmalıydı. Avrupa'lı bir dağıtıcı firma tarafından kabul edilene kadar neredeyse bütün ABD'li
Kaynak: Şeytanın Ölüsü
Kaynak: Şeytanın Ölüsü
Keşfettiği Peru'da yaptıkları evrensel olarak bir vahşet olarak nitelendirilirken Avrupa halkınca bir kahraman olarak gösterilmiştir.
Kaynak: Francisco Pizarro
Kaynak: Francisco Pizarro
bu olguyu "vahşet in kontrol altında tutulabilmesi amacıyla kaynakların üretim, aktarım ve paylaşımının düzenlenmesi" olarak tanımlamaktadır.
Kaynak: Savaş ekonomisi
Kaynak: Savaş ekonomisi
Yayın geciktirme, radyo ve televizyon daki canlı yayın ın belirli bir süre için ötelenmesidir. Kötü söz , pot ya da vahşet türündeki
Kaynak: Yayın geciktirme
Kaynak: Yayın geciktirme
Türklere vahşet isnad edenler, onları kıskanan ve çekemeyenlerdir. Bu milletin Balkanlar'da ve Avrupa'da vahşet göstermiş olduğu iddiası,
Kaynak: Ćiro Truhelka
Kaynak: Ćiro Truhelka
4.yy'da Hristiyan tarihçi Paulus Orosius 'a göre, Sirenayka'daki nüfus vahşet yüzünden o kadar azalmıştı ki, Hadrian tarafından yeni
Kaynak: Kiştuş Savaşı
Kaynak: Kiştuş Savaşı
Terörizmle mücadelede toplumun ilgisini çekmek ve onayını almak için teröristlerce gerçekleştirilen vahşet görüntüleri kurumun internet
Kaynak: Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi
Kaynak: Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
