vakit ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
vakit, -kti anlamı
is. 1. Zaman: "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." -Y. K. Beyatlı. 2. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler: Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3. Çağ: Vaktin bilginleri. 4. Belirlenmiş olan zaman: "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." -S. Kocagöz. 5. Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz. 6. mec. Geçim, para bakımından elverişli durum: Onun bu kadar para vermeye vakti yok.
is. 1. Zaman: "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." -Y. K. Beyatlı. 2. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler: Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3. Çağ: Vaktin bilginleri. 4. Belirlenmiş olan zaman: "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." -S. Kocagöz. 5. Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz. 6. mec. Geçim, para bakımından elverişli durum: Onun bu kadar para vermeye vakti yok.
Türkçe - İngilizce
vakit anlamı
isim
1) time
2) when
3) while
4) hour
5) father time
6) season
isim
1) time
2) when
3) while
4) hour
5) father time
6) season
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
vakit anlamı
Vakit (bakınız» vagit)
Vakit (bakınız» vagit)
vakit eş anlamlısı
çağ
is. 1. Zaman dilimi, vakit. 2. Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş: "Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır." -R. H. Karay. 3. Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir: "Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz." -F. R. Atay. 4. Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun: İlk Çağ. Orta Çağ. Yakın Çağ. Yeni Çağ. 5. mec. Bir şeyin uygun, elverişli zamanı: "Kendi çocuğu daha evlenecek çağda olmadığına göre kim bilir kimleri baş göz etmiştir." -S. F. Abasıyanık. 6. jeol. Bir katmanın oluştuğu süre.
is. 1. Zaman dilimi, vakit. 2. Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş: "Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır." -R. H. Karay. 3. Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir: "Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz." -F. R. Atay. 4. Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun: İlk Çağ. Orta Çağ. Yakın Çağ. Yeni Çağ. 5. mec. Bir şeyin uygun, elverişli zamanı: "Kendi çocuğu daha evlenecek çağda olmadığına göre kim bilir kimleri baş göz etmiştir." -S. F. Abasıyanık. 6. jeol. Bir katmanın oluştuğu süre.
zaman
is. (zama:nı) 1. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit: "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." -Ö. Seyfettin. 2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit: "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." -A. İlhan. 3. Belirlenmiş olan an. 4. Çağ, mevsim: Gül zamanı. Çocukluk zamanı. 5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. 6. Dönem, devir: "Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı." -R. Mağden. 7. gök b. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. 8. db. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir. 9. jeol. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri.
is. (zama:nı) 1. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit: "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." -Ö. Seyfettin. 2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit: "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." -A. İlhan. 3. Belirlenmiş olan an. 4. Çağ, mevsim: Gül zamanı. Çocukluk zamanı. 5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. 6. Dönem, devir: "Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı." -R. Mağden. 7. gök b. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. 8. db. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir. 9. jeol. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri.
"vakit" için örnek kullanımlar
Yetkililer vakit kaybetmeden golü temizleme çalışmalarına başladı.
Authorities immediately began the work of cleaning goal.
Kaynak: hurriyet.com.trÇocuğuna eğlenceli vakit geçirmesi için tablet alan aileler dikkat!
Attention to families to spend fun time with your kid tablet!
Kaynak: risalehaber.comArtık her kesimden insan merkezimize gelerek güzel vakit geçirebilecek.
Now you can spend a nice time in all walks of people come to our center.
Kaynak: haber3.com"Nerede vakit geçiriyorsan orada bir Turkcell iletişim merkezi var mı?'
"Where do you spend time there, Do you have a Turkcell contact center? '
Kaynak: bursadabugun.comZaman veya vakit, ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzay sal boyutu olmayan bir kontinyum Zaman kavramı, tarih boyunca felsefe nin ilgi
Kaynak: Zaman
Kaynak: Zaman
referans edinen) İslamcılar günlük 3 vakit namazı esas alırlar Bununla beraber bu üç vakit namaz'ın hangileri olduğu konusu da çok açık değildir.
Kaynak: Namaz
Kaynak: Namaz
işlerden oluşmayan vakit ve uzama, hem toplumsal hem de içsel barış anlamına gelen (İngilizce'deki peace kelimesi gibi) otium adını vermişlerdi.
Kaynak: Otium
Kaynak: Otium
Musevilik te günde üç vakit ibadet etme mecburiyeti vardır bunlar sabah (şahrit ), Öğlen (minha ) ve akşam (arvit ) bölümleridir hafta arası
Kaynak: Yahudi ayin sistemi
Kaynak: Yahudi ayin sistemi
Kameriye ya da Çardak, yapılara ait bahçelerde yazın vakit geçirmek amacıyla yapılan, kare, altıgen ya da sekizgen gibi farklı şekillerde
Kaynak: Kameriye
Kaynak: Kameriye
Sohbet, dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl anlamına gelir. Türkçe ye Arapça dan geçmiştir
Kaynak: Sohbet
Kaynak: Sohbet
Nafile Namazlar, her hangi bir yükümlülüğü olmadan, içten gelerek kılınan namaz lardır. Beş vakit namaza bağlı olan sünnet ler, ramazan
Kaynak: Nafile namazlar
Kaynak: Nafile namazlar
Japonya 'nın Kyoto kentinde bir mahalle. Geyşa yetiştiren okulların, geyşa evlerinin ve konuklara hoş vakit geçirtmek için olanak sunan
Kaynak: Gion
Kaynak: Gion
Zaman , olayların içinde art arda gerçekleştiği boyut, vakit, süre. Zamanın ölçülmesi Zaman (gazete), Türkiye'de bir gazete: -
Kaynak: Zaman (anlam ayrımı)
Kaynak: Zaman (anlam ayrımı)
Musevilikte günde üç vakit ibadet etme mecburiyeti vardır bunların her birine İbranice'de Tefila adı verilir. Üç tefila vardır bunlar:
Kaynak: Musevi Ayinleri
Kaynak: Musevi Ayinleri
Buna göre “müslümanlar da bozulup, aleyhlerinde hüküm (azap) hak oldugu vakit” demek oluyor. (Müslim, Fiten: 39, Ybni Mace, Fiten: 28,
Kaynak: İmam Mehdi
Kaynak: İmam Mehdi
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
