Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yaşayabilmek ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

yaşayabilmek anlamı
(nsz) Yaşama imkânı veya olasılığı bulunmak: "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." -Y. K. Beyatlı.

"yaşayabilmek" için örnek kullanımlar

Ülserle yaşayabilmek için öncelikle beslenmeye dikkat etmek gerekiyor.
In order to survive you need to pay attention to diet ulcer.
Kaynak: takvim.com.tr
Ve hayallerini yaşayabilmek adına nelerden fedakârlık etmişti?
And what in the name of self-sacrifice had been able to live their dreams?
Kaynak: fotospor.com
Ouya deneyimini yaşayabilmek için ne yazık ki bir müddet daha beklemek gerekiyor.
In order to live the experience of Ouya unfortunately have to wait a while longer.
Kaynak: stargundem.com
Tam anlamıyla daha etkileyici bir oyun keyfi yaşayabilmek için Eylül ayını beklemelisiniz.
In order to live fully enjoy a game more impressive than wait for the month of September.
Kaynak: stargundem.com
Yoksulluk sınırı, yeterli hayat standardında yaşayabilmek için gerekli olan minimum gelir miktarıdır. Uygulamada ya da algılamada,
Kaynak: Yoksulluk sınırı
bu insanlar burada yaşamak için nem çiftlikleri kurmuş ve yaşayabilmek için yeraltı konutları inşa etmişlerdir. Gezegenin yetersiz
Kaynak: Tatooine
Athoslular uzun yaşayabilmek ve gelişebilmek için Wraithler 'in dikkatini üzerlerine çekmemek zorundadırlar. Athoslular zeki bir toplumdur
Kaynak: Athoslular (Yıldız Geçidi)
Tatilci bulunduğu sıcak iklim beldesinin bütün özelliklerini sınırlı zamanda yaşayabilmek için plan program yapar. Bütün plajlara gider,
Kaynak: Yazlık (kitap)
sürdürmek, ailesine bağlı olmadan yaşayabilmek amacıyla da verilir. Avusturya Medenî Kanunu'nda drahoma zorunlu kılınmış; İsviçre ve
Kaynak: Drahoma
Yeni doğan bir bebek beslenmek, temizlenmek, ısınmak, korunmak, kısaca yaşayabilmek için anneye ya da başka bir bakıcıya muhtaçtır.
Kaynak: Bağlanma Kuramı
Meral Soydan, romanının gerçekçi olması için, adını ve kıyafetlerini değiştirmiş, fakir insanların arasında geçici bir süre yaşayabilmek
Kaynak: Efkârlıyım Abiler
Ölümden sonra dirilerek sonsuza kadar yaşayabilmek insanoğlunun en büyük arzularından birisidir. Sözcük; dizi, düzen, özlük, sonsuzluk
Kaynak: Tura (mitoloji)
Buffy, Sunnydale'de tekrar yaşayabilmek için çaba gösterir. O yokken, arkadaşlarının ondan uzaklaştığını hisseder. Ama eski bir Nijerya
Kaynak: Dead Man's Party
Athoslular uzun yaşayabilmek ve gelişebilmek için Wraithler 'in dikkatini üzerlerine çekmemek zorundadırlar. Athoslular zeki bir toplumdur
Kaynak: Yıldız Geçidi mitolojisi
Konusu: Hamo yaşayabilmek için evindeki eşyaları satar. Nina'nın piyano çalabilen bir kızı vardır. Kızının bir restorantta piyano çaldığını
Kaynak: Votka Limon
Karısının daha iyi yaşayabilmek için sahneye çıkmak istemesi üzerine, geçim sıkıntısının etkisiyle de bunalım geçirir ve akıl hastanesine
Kaynak: Üşütük
ortamda yaşayabilmek için üreaz enzimini salgılar. Mide çeperinin bu bakteri tarafından kolonize edilmesi mide ülseri ve kanser e yol açar.
Kaynak: Virülans
barındıran bir FPS oyunudur, oyunda insan ve uzaylı olarak 2 ık mevcuttur, oyuncular yaşayabilmek için mutlaka bir üs kurmalı ve onu korumalılardır.
Kaynak: Tremulous
Başlangıçta şinigami olmaya karşıyken bütün arkadaşlarının ölümü Rukia'yı daha iyi yaşayabilmek için akademiye katılmak konusunda harekete
Kaynak: Rukia Kuchiki
Miller'in kahramanları, haşin bir toplum içerisinde, kendi vicdanlarıyla yaşayabilmek için bireysel suç ve sorumluluklarıyla uzlaşmaya
Kaynak: Arthur Miller

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.