yatkın ne demek?
- 3 sözlük, 6 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
yatkın anlamı
sf. 1. Bir yana eğilmiş, yatık. 2. Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük: Yatkın mal. Yatkın kumaş. 3. Bir işte yeteneği, becerisi olan: "Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu." -T. Buğra. 4. mec. Benimsemiş, alışmış, eğilimli: "Yadırgamaya yatkındı; ama görmüştü kızın oyununu." -A. İlhan.
sf. 1. Bir yana eğilmiş, yatık. 2. Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük: Yatkın mal. Yatkın kumaş. 3. Bir işte yeteneği, becerisi olan: "Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu." -T. Buğra. 4. mec. Benimsemiş, alışmış, eğilimli: "Yadırgamaya yatkındı; ama görmüştü kızın oyununu." -A. İlhan.
Türkçe - İngilizce
yatkın anlamı
sıfat
1) prone
2) inclined
3) bent
4) recipient
sıfat
1) prone
2) inclined
3) bent
4) recipient
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yatkın anlamı
Uygun, yerinde
Uygun, yerinde
*Merzifon -Amasya
yatkın anlamı
1. Alışkın, usta, becerikli. 2. Uslu, ağırbaşlı, uysal.
1. Alışkın, usta, becerikli. 2. Uslu, ağırbaşlı, uysal.
yatkın anlamı
Birkaç yıl sürülmeden bırakılmış tarla.
Birkaç yıl sürülmeden bırakılmış tarla.
Yeniköy -Balıkesir
Tokat -Eskişehir
*Hayrabolu -Tekirdağ
yatkın anlamı
Uzun süre kullanılmamış hayvan.
Uzun süre kullanılmamış hayvan.
*Ermenek -Konya
yatkın eş anlamlısı
alışmış
sf. Alışkın.
sf. Alışkın.
eğilimli
sf. Eğilimi olan, istekli, meyyal, mail: "Sözünü ettiği her hayvanı bu sınıflardan birine yerleştirmeye eğilimlidir." -N. Uygur.
sf. Eğilimi olan, istekli, meyyal, mail: "Sözünü ettiği her hayvanı bu sınıflardan birine yerleştirmeye eğilimlidir." -N. Uygur.
yatık
is. 1. hlk. Yayvan su kabı. 2. sf. Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan. 3. sf. Zamanla dayanıklılığını yitirmiş: Yatık kumaş. 4. sf. Çevrilmiş, devrik: Yatık yaka.
is. 1. hlk. Yayvan su kabı. 2. sf. Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan. 3. sf. Zamanla dayanıklılığını yitirmiş: Yatık kumaş. 4. sf. Çevrilmiş, devrik: Yatık yaka.
"yatkın" için örnek kullanımlar
Baskıyı, presi görünce hata yapmaya çok yatkın Schalke takımı.
Pressure, very prone to making mistakes in the sight of press Schalke team.
Kaynak: 365gunspor.comKahramanmaraş'ta bulunan süt fabrikası akla yatkın geldi.
Milk factory was located in Kahramanmaras plausible.
Kaynak: yeniasya.com.trÇek futbolu için teknik, takım oyununa yatkın ve hevesli bu oyuncular gelecek demek.
Czech football for the technique, a keen and enthusiastic team play means the future these players.
Kaynak: tr.eurosport.comHalkımızın girişimciliğe yatkın olduğunu biliyorum.
I know that our people predisposed to entrepreneurship.
Kaynak: hurriyet.com.trOckham'ın Usturası teorisi temel olarak "her şeyin birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır" felsefesi
Kaynak: Ockham'ın Usturası
Kaynak: Ockham'ın Usturası
"Sober" (Türkçe : "Akla yatkın"), İsveçli şarkıcı ve müzik yapımcısı Loreen 'in Heal (2012) isimli ilk albümünün ikinci teklisi. Dijital
Kaynak: Sober (Loreen şarkısı)
Kaynak: Sober (Loreen şarkısı)
Spherocytosis veya sferositozis; kümeleşme ve makrofaj larda parçalanmaya yatkın küre biçimli eritrosit lerde özellik kazanmıştır.
Kaynak: Sferositoz
Kaynak: Sferositoz
Muhakkak, محقق, moḥaqqaq) Sülüs yazının yatkın ve yatay bölümleri daha uzun olan türüne verilen ad. Muhakkak yazı türünde, yuvarlak
Kaynak: Muhakkak
Kaynak: Muhakkak
Aidi, Fas kökenli köpek ırkı. Eğitim e yatkın ve dayanıklıdır. Avcılık, çobanlık ve bekçilikte kullanılır. Kökeni: Kökeni tam olarak
Kaynak: Aidi
Kaynak: Aidi
o an için akla yatkın bir nedene dayanmayan bu davranışını akla yatkın bir neden bulup açıklamaya çalışacak diyelim havanın pek sıcak
Kaynak: Ussallaştırma
Kaynak: Ussallaştırma
Türkçesi Avro olmasına rağmen genellikle Euro şeklinde de yazılır ve okuyan kişinin yatkın olduğu Batı Avrupa diline göre yuro, öro veya
Kaynak: Euro
Kaynak: Euro
verimi daha yüksek, yük ya da binek hayvanı olarak daha dayanıklı, avda iz sürmeye ya da bekçilik etmeye daha yatkın evcil soylar üretmektetir.
Kaynak: Evcil hayvanlar
Kaynak: Evcil hayvanlar
Yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, şekillendirmeye yatkın, katyon oluşturma eğilimi yüksek, oksijen le
Kaynak: Metal
Kaynak: Metal
adlandırılan yeni bir yöntem, kimi çevrelerde şimdiden ahşabın önümüzdeki yüzyıl için en akla yatkın yapı malzemesi olduğu düşüncesini yaratmıştır.
Kaynak: Ahşap
Kaynak: Ahşap
Dil öğrenmeye yatkın bir kişilikti. 1799 yılında ilk kez İstanbul'a geldi. Bu dönemde Doğu Tarihi ve edebiyatıyla ilgilenmiş Doğu Akdeniz
Kaynak: Joseph von Hammer-Purgstall
Kaynak: Joseph von Hammer-Purgstall
Bir şiir i, bir nutku, bir piyesteki rolü söylemek, okuma tarzını belirten "diksiyon" denilen sanat, konuşma organ larının, yatkın veya
Kaynak: Diksiyon
Kaynak: Diksiyon
sonraki solo kariyerinde daha soul ve blues türlerine yatkın iki arka grup olan Kozmic Blues Band ve Full Tilt Boogie Band ile çalıştı.
Kaynak: Janis Joplin
Kaynak: Janis Joplin
Assembly dili programlarının yazılımında insan dostu sembollerin “mnemonics” kullanılması, daha fazla hataya yatkın ve zaman alıcı ilk
Kaynak: Çevirici diller
Kaynak: Çevirici diller
Bilimadamlarına göre komplo iddialarına yatkın toplumlar uzun süreli politik, ekonomik veya ahlaki çöküntü yaşayan veya kendilerine karşı
Kaynak: Komplo teorisi
Kaynak: Komplo teorisi
anlamına gelen bu isim, Yunan mitolojisi 'nde eli her sanata yatkın olan bu kişiye verilmiştir. Yunan mitolojisi ndeki, Kekrops, yani
Kaynak: Daidalus
Kaynak: Daidalus
Horne, sol görüşe yatkın politik düşünceleri yüzünden McCarthyciler tarafından Hollywood 'da karalisteye alınmış ve bu yüzden Hollywood
Kaynak: Lena Horne
Kaynak: Lena Horne
Hastalık, yatkın bir kişide çevresel etmenler tarafından tetikleniyor olabilir. Beslenmeyle iligili değişiklikler kişinin hastalıktan
Kaynak: Ülseratif kolit
Kaynak: Ülseratif kolit
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
