Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yoklamak ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

yoklamak anlamı
yükselmek, çıkmak

Güncel Türkçe Sözlük

yoklamak anlamı
(-i) 1. Dokunarak incelemek: "Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım." -R. H. Karay. 2. Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek: "Gecenin bir vaktinde şeytan gelmiş yoklamış." -E. Şafak. 3. Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak: "Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım." -S. M. Alus. 4. Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek: "Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu." -R. N. Güntekin. 5. Ara sıra etkisini göstermek: İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor. 6. Aramak, araştırmak: "Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar." -M. Ş. Esendal.

Türkçe - İngilizce

yoklamak anlamı
fiil
1) examine
2) feel
3) inspect
4) grabble
5) test
6) survey
7) grope
8) search
9) look into

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

yoklamak anlamı
1. Nişanlılar ve aileleri birbirlerine armağan vermek 2. Hasta, lohusa görmek, armağan vermek.
yoklamak anlamı
Hastalık, ara ara belirmek: Sıtma sık sık yoklamaya başladı.

*Bor -Niğde

yoklamak anlamı
Araştırmak.

*Güdül ve köyleri Ankara

yoklamak anlamı
Kontrol etmek

Uşak

yoklamak eş anlamlısı

aramak
(-i) 1. Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak: "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." -S. F. Abasıyanık. 2. Araştırmak, yoklamak: Ceplerini aramak. 3. Ziyarete, hatır sormaya gitmek: "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" -B. Felek. 4. Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek: "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." -C. S. Tarancı. 5. Önem verip istemek: Ben böyle şeyleri aramam. 6. mec. Şart koşmak.
araştırmak
(-i) 1. Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek: Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım. 2. Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak: "Birkaç adam gönder ve durumu araştırsınlar." -İ. O. Anar. 3. Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak: "Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak." -Anayasa.
bakmak
(-e) 1. Bakışı bir şey üzerine çevirmek: "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" -C. S. Tarancı. 2. Aramak. 3. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak: "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." -O. V. Kanık. 4. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. 5. Beslemek, geçindirmek: Üç çocuklu bir aileye bakıyor. 6. Bir iş birinden beklenmek: Evin bütün işleri bana bakıyor. 7. Hastayı muayene etmek. 8. Tedavi etmek için ilgilenmek. 9. Yoklamak, incelemek, denemek: Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız? 10. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak: Pasaport işine polis bakar. 11. (nsz) İlgilenmek: "Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı." -E. Bener. 12. Uğraşmak, meşgul olmak: Çocuğum, sen derslerine bak. 13. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak: Bu iş beş bin liraya bakar. 14. Gözetmek, korumak. 15. Renklerde benzemek, andırmak: Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor. 16. Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak: "Aşka kutsal gözle bakanları üzmekten korkarım." -R. H. Karay. 17. (nsz) Anlamak, farkına varmak: "Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez." -M. Ş. Esendal. 18. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak: Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak! 19. (nsz) Bebeğin veya çocuğun eğitim ve bakımıyla ilgilenmek: "Kadınlar, iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlardı, o yorgunlukla." -N. Cumalı.
kontrol etmek
1) denetlemek: "Bütün mahalle halkı aile hayatını kontrol ederdi." -F. R. Atay. 2) yoklamak, gözden geçirmek: "Paralar cins cins ayrılıp tasnif ediliyor, yekûnler kontrol ediliyor." -İ. O. Anar. 3) egemenliği altında bulundurmak.

"yoklamak" için örnek kullanımlar

dakikada Lazio'da Alvaro Gonzalez kaleyi yoklamak istedi ancak top üstten auta gitti.
Lazio minutes, Alvaro Gonzalez wanted to poll the castle, but the ball went auta.
Kaynak: goal.com
boyunduruk, çocuk, odun, yorgunluk, yoklamak, vurmak, yumurta vb. Küçük sesli uyumunda dikkat edilmesi gereken husus -ilk heceden
Kaynak: Küçük ünlü uyumu
Dinleyicinin nabzını yoklamak için, albümde yer alan altı şarkı, promosyon amacı ile internette kullanıcıların beğenisine sunuldu.
Kaynak: Denizkan
Arrenius çeşitli sıvıların elektrik iletkenliklerini yoklamak kararına gelmiştir. Onun kanaatine göre, bazı maddelerin molekülleri sıvıda
Kaynak: Svante Arrhenius
Çek etmek : yoklamak,denetimlemek. Çekap: tam bakım. Çekap yaptırmak : tam bakım yaptırmak. Çip : yonga. Damping: düşürüm. Dansing : danslık
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcükler
Tavuk yoklamak (Daha yumurtadan çıkmadan tavukları saymak) | Henüz elde etmediği şeyleri var saymak | 100x100px | Makas orada asılı |
Kaynak: Felemenk Atasözleri
1) Vukûf-ı Zamanî: Anlamı; her an kendini yoklamak ve zamanı iyi değerlendirmektir. Müridin zamanı çok iyi değerlendirmesidir.
Kaynak: Nakşibendilik
Protein yapısını yoklamak için kullanılan sprektroskopik yöntemler (dairesel dikroizm (circular dichroism), flüoresans, yakın-morötesi ve
Kaynak: Protein
tesislerin temellerini atmak isteyen Menderes, yakın arkadaşı ve bakanı Dr. Lütfi Kırdar 'ı nabız yoklamak için Sovyetler Birliği 'ne gönderdi.
Kaynak: Adnan Menderes
Almanya'da devrimin sürmesi ve Spartaküs Birliği 'nin yükselişe geçmesini Lenin, “Avrupa'yı Kızıl Ordu'nun süngüsüyle yoklamak” için en
Kaynak: Vladimir Lenin

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.