Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

zayıflatmak ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

zayıflatmak anlamı
(-i) Zayıf olmasına yol açmak: "Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." -F. R. Atay.

Türkçe - İngilizce

zayıflatmak anlamı
fiil
1) weaken
2) debilitate
3) soften
4) impair
5) reduce
6) impoverish
7) emaciate
8) enervate
9) slim
10) cripple
11) damp down
12) emasculate
13) evirate
14) fade
15) thin down
16) thin of
17) thin out
18) wear away
19) wear down

"zayıflatmak" için örnek kullanımlar

Bununla birlikte Prusya ve Fransa'nın Habsburg gücünü zayıflatmak için bunu bir bahane olarak kullandığı da iddia edilmektedir.
Kaynak: Avusturya Veraset Savaşı
müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir.
Kaynak: Çanakkale Savaşı
Bunun temel işlevi, düşmanın savaş veya çatışmaya devam isteğini zayıflatmak ve savaşı sürdürmekteki kapasitesini azaltmak amacı güden
Kaynak: Psikolojik savaş
Bu politika Bizanslı'lar tarafından komşularını zayıflatmak için başarıyla uygulanıyordu. II. Murat kazanan ardıl olarak ortaya çıktığında
Kaynak: Konstantinopolis Kuşatması (1422)
Yaşamın hemen her alanında uygulanabilen bir genel prensip olarak dolaylı tutum, karşı tarafın direncini zayıflatmak, savunma durumu
Kaynak: Dolaylı tutum stratejisi
Albüm Madonna 'nın imajını ile ilgili gelen ağır eleştirileri zayıflatmak amaçlı çıkartılmıştır. Şarkıcı albümde David Foster ile
Kaynak: You'll See
Hakları sınırlamaları ve kişisel verilerin korunması zayıflatmak, serbest dolaşımını kısıtlamak bilgi ya da gereksiz yere yük meşru ticareti. "
Kaynak: Anti-Counterfeiting Trade Agreement
çoğu imparatorlukta paganizmin yeniden inşasına karşı Hıristiyanların örgütlenme becerilerini baltalamak ve zayıflatmak üzere tasarlanmıştı.
Kaynak: Julianus
Rusya'nın egemenlik alanlarındaki petrol kaynaklarını ele geçirmek ve Rusya'yı zayıflatmak için harekete geçecek olan ‘Birleşik Krallık'
Kaynak: Birinci İngiliz-Afgan Savaşı
sıkça yapılan ermeni çetecilerin akımlarını kırmak zayıflatmak maksadı ile bölgenin jeografik kilit noktası olan bu günkü yerinde kurulmuştur.
Kaynak: Tepeköy, Varto
Red Alert 3 'te ise, bu kez Sovyetler Birliği Einstein'ı öldürüp müttefikleri (Allies) zayıflatmak için zamanda geriye gider.
Kaynak: Command & Conquer Serisi
Vahabî kaynaklı kuralların otoritesini zayıflatmak maksadıyla onların dini fikirlerini yaymalarını destekle. Bu iş fonlama ile ilintilidir
Kaynak: Ilımlı İslam
Emek- sermaye çatışmasında emekçilerin mücadelelerini bölmek, parçalamak, zayıflatmak, geriletmek ve hatta emekçilerin hak ve çıkarları
Kaynak: Sınıf ve kitle sendikacılığı
ülkenin merkezsel monarşik idaresini zayıflatmak için güçlü soylu baronlar tarafından gerçekleştirilen utanılacak bir girişim olarak
Kaynak: Kral John (oyun)
Amaç Osmanlı Devleti 'ni zayıflatmak için Mora Yarımadası ndaki Yunanlar arasında bir isyan çıkartmak ve Rusya yanlısı bir Yunan Devleti
Kaynak: Çeşme Deniz Muharebesi
gerçekleştirmeleri, Nazi lerin ise 1933 sonrası Fransızların askeri hazırlıklarını zayıflatmak için gizli girişimleri örnek gösterilebilir (James, 2003: 5).
Kaynak: Finansal sermaye kontrolleri
denilen benliğin fizik alemle şiddetli bağını isteyerek zayıflatmak ve böylelikle yaratılışın çokluğundan, ikiliğinden ve karanlığından
Kaynak: Köstendilli Süleyman Şeyhi
Birkaç yüz kişilik bir Sovyet birliği, sağlanan duman perdelemesinden yararlanarak, savunmayı zayıflatmak için de alev makineleri
Kaynak: Königsberg Kuşatması
Örgütü zayıflatmak için, eğer RAF saldırılarını durdurursa kimi tutukluların serbest bırakılacağını söyledi. RAF "ilerlemeyi durdurma"
Kaynak: Kızıl Ordu Fraksiyonu

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.