zeki ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
zeki anlamı
sf. (zeki:) 1. Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek: En zeki hayvan maymundur. 2. Çabuk ve kolay kavrayan: "Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır." -M. Ş. Esendal. 3. Zekâ varlığı gösteren: "İnce, zeki bir kalemi vardı." -Y. Z. Ortaç.
sf. (zeki:) 1. Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek: En zeki hayvan maymundur. 2. Çabuk ve kolay kavrayan: "Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır." -M. Ş. Esendal. 3. Zekâ varlığı gösteren: "İnce, zeki bir kalemi vardı." -Y. Z. Ortaç.
Kişi Adları Sözlüğü
Zeki anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
Cinsiyet: Erkek
Anlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
Türkçe - İngilizce
zeki anlamı
sıfat
1) intelligent
2) clever
3) smart
4) brilliant
5) bright
6) astute
7) discerning
8) ingenious
9) brainy
10) sharp
11) keen
12) intellectual
13) shrewd
14) subtle
15) neat
16) apt
17) cute
18) penetrating
19) clear
20) perspicacious
21) longheaded
22) luminous
23) sapient
24) quick on the trigger
25) sparkling
26) spiritual
27) subtile
28) understanding
29) perceptional
30) penetrative
31) nifty
32) quick of comprehension
33) as fresh as paint
34) sharp-witted
35) quick-witted
36) nimble-witted
37) keen-witted
sıfat
1) intelligent
2) clever
3) smart
4) brilliant
5) bright
6) astute
7) discerning
8) ingenious
9) brainy
10) sharp
11) keen
12) intellectual
13) shrewd
14) subtle
15) neat
16) apt
17) cute
18) penetrating
19) clear
20) perspicacious
21) longheaded
22) luminous
23) sapient
24) quick on the trigger
25) sparkling
26) spiritual
27) subtile
28) understanding
29) perceptional
30) penetrative
31) nifty
32) quick of comprehension
33) as fresh as paint
34) sharp-witted
35) quick-witted
36) nimble-witted
37) keen-witted
zeki eş anlamlısı
anlama
is. 1. Anlamak işi, vukuf: "Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum." -A. Ümit. 2. fel. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.
is. 1. Anlamak işi, vukuf: "Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum." -A. Ümit. 2. fel. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.
zeyrek
(I) sf. esk. Anlayışlı, uyanık, zeki.
(I) sf. esk. Anlayışlı, uyanık, zeki.
zeyrek
(II) is. hlk. Keten tohumu.
(II) is. hlk. Keten tohumu.
"zeki" için örnek kullanımlar
Hülya Avşar bu şiiri çok beğendi ve çok zeki biri olduğunu söyledi.
Hulya Avsar liked this poem and said it was a very smart man.
Kaynak: spothaber.comHaklarını teslim etmek lazım, soruları hazırlayanlar gerçekten çok zeki.
I need to deliver the rights, the drafters of the questions really smart.
Kaynak: sanliurfa.comSert mizaçlı, zeki ve soğukkanlı bir karaktere sahip.
Hard tempered, intelligent, and a cold-blooded character.
Kaynak: haberciniz.bizİrem ve zeki köpeği Cash öyle bir gösteri yaptı ki izleyenler gözlerine inanamadı.
Irem and intelligent dog, Cash made a show of it so that the audience could not believe their eyes.
Kaynak: gazetea24.comYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
