bekinmek ne demek?
- 3 sözlük, 5 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
bekinmek anlamı
(nsz) hlk. 1. İnat etmek, direnmek. 2. Kapanmak, tıkanmak: gaz ocağının deliği bekinmiş, açılmıyor.
(nsz) hlk. 1. İnat etmek, direnmek. 2. Kapanmak, tıkanmak: gaz ocağının deliği bekinmiş, açılmıyor.
Tarama Sözlüğü
bekinmek anlamı
Kapatılmak.
Kapatılmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bekinmek anlamı
1. İnat etmek, direnmek. 2. Çekinmek.
1. İnat etmek, direnmek. 2. Çekinmek.
bekinmek anlamı
İyice yerleşmek.
İyice yerleşmek.
Ziyere -Amasya
bekinmek eş anlamlısı
direnmek
(nsz) Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek: "Çantayı almak isterlerse sakın direnme, ver." -T. Buğra.
(nsz) Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek: "Çantayı almak isterlerse sakın direnme, ver." -T. Buğra.
inat etmek
direnmek, diretmek, ayak diremek: "Bizim sevgili, akıllı küçük kardeşimiz çişini söylememekte inat ediyordu." -A. Kutlu.
direnmek, diretmek, ayak diremek: "Bizim sevgili, akıllı küçük kardeşimiz çişini söylememekte inat ediyordu." -A. Kutlu.
kapanmak
(nsz) 1. Kapalı duruma gelmek: "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." -Y. Z. Ortaç. 2. (-e) Dışarı ile ilişiğini kesmek: "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek: "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı." -Y. Z. Ortaç. 4. Son verilmek, kesilmek: "Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu." -M. Ş. Esendal. 5. (-e) Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek: "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar." -R. E. Ünaydın. 6. Tatile girmek: Okullar kapandı. 7. Yara iyileşmek. 8. Göz kör olmak: Kazadan sonra bir gözü kapandı. 9. Hava bulutlanmak.
(nsz) 1. Kapalı duruma gelmek: "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." -Y. Z. Ortaç. 2. (-e) Dışarı ile ilişiğini kesmek: "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek: "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı." -Y. Z. Ortaç. 4. Son verilmek, kesilmek: "Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu." -M. Ş. Esendal. 5. (-e) Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek: "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar." -R. E. Ünaydın. 6. Tatile girmek: Okullar kapandı. 7. Yara iyileşmek. 8. Göz kör olmak: Kazadan sonra bir gözü kapandı. 9. Hava bulutlanmak.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
