Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

benzetmek ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

benzetmek anlamı
(-i, -e) 1. Benzer duruma getirmek: "Görevler insanları birbirlerine benzetiyor." -A. Kutlu. 2. Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak: "Omuzları çökmüş, kambur bir dilenciye benzetiyorum kendimi" -A. Ümit. 3. (-i) mec. Kötü bir duruma getirmek, bozmak: Çocuk, oyuncağını benzetti. 4. (-i) mec. Dövmek: Ali'yi kavgada iyice benzetmişler.

Türkçe - İngilizce

benzetmek anlamı
fiil
1) simulate
2) liken
3) compare
4) imitate
5) assimilate
6) associate
7) bash up
8) belabor
9) belabour
10) clobber
11) sort out
kelime öbeği
1) do one's job for one
2) knock galley-west

benzetmek eş anlamlısı

bozmak
(-i) 1. Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek: Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor. 2. Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak: "Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir." -A. Ş. Hisar. 3. Dokunmak, zarar vermek: Bu yemek midemi bozdu. 4. Geçersiz bir duruma getirmek: "Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun." -M. Ş. Esendal. 5. Büyük parayı küçük birimlere ayırmak: Bir milyon lira bozar mısın? 6. Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek: Düşman ordusunu bozmak. 7. Altını paraya çevirmek, bozdurmak. 8. Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek. 9. Bağ veya bostanın son ürününü toplamak: Bostanı bozduk. 10. Kızlığına zarar vermek. 11. Biçimini ve kullanılışını değiştirmek: "Eskileri bozuyor, beni, çocuğu giydiriyor." -Ö. Seyfettin. 12. Bırakmak, dağıtmak: "Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun." -S. F. Abasıyanık. 13. mec. Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek: Adamcağızı fena bozdunuz. 14. (-le) mec. Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak: Adamcağız politika ile bozmuş. 15. mec. Kötü duruma getirmek.
dövmek
(-i) 1. Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak: "Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" -H. E. Adıvar. 2. Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek. 3. (-de) Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek: Döveçte karabiber dövmek. 4. Ezmek. 5. Çırpmak. 6. Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek: Demiri tavında dövmeli. 7. Topa tutmak: Gemi kaleyi dövdü. 8. Çarpmak, sertçe dokunmak: "Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan." -S. F. Abasıyanık. 9. (nsz) Davul vb. çalmak, vurmak.

"benzetmek" için örnek kullanımlar

İmralı görüşmelerini ikinci Oslo görüşmesindeki krize benzetmek doğru olmaz.
Imrali crisis talks to simulate the second Oslo conference participant is not true.
Kaynak: timeturk.com
Yeni gelen iddialara göre Google, One Channel tasarımını Google +'a benzetmek istiyor.
According to new claims from Google, Google + One Channel design to want to simulate.
Kaynak: konya.net.tr
Kutuplardaki buzul erimesine benzetmek istiyorum ama konumuzdaki mermer, sanki gerçekten mermer.
I want to simulate the melting of polar ice, but the marble stature, it is really a marble.
Kaynak: bianet.org
Olayı Madımak'a benzetmek isteyenlere, Sinop halkı sağduyusu ile gereken yanıtı vermiştir.
Madımak'a event for those who want to simulate, with a good sense of the people of Sinop replied to.
Kaynak: odatv.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.