betik ne demek?
- 5 sözlük, 5 sonuç.BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
betik anlamı
kitab.
kitab.
Güncel Türkçe Sözlük
betik, -ği anlamı
is. Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula: "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." -H. Taner.
is. Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula: "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." -H. Taner.
Kişi Adları Sözlüğü
Betik anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt.
Cinsiyet: Kız
Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt.
Cinsiyet: Erkek
Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt.
Cinsiyet: Kız
Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt.
Türkçe - İngilizce
betik anlamı
isim
1) letter
isim
1) letter
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
betik anlamı
Soluk, rengini atmış
Soluk, rengini atmış
Ortaca *Akşehir -Konya
Yeniköy -İstanbul
betik eş anlamlısı
mektup
is. (mektu:bu) Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name: "Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım." -B. S. Erdoğan.
is. (mektu:bu) Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name: "Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım." -B. S. Erdoğan.
pusula
(I) is. (pusu'la) Üzerinde kuzey güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç, yön belirteci: "Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." -Ö. Seyfettin.
(I) is. (pusu'la) Üzerinde kuzey güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç, yön belirteci: "Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." -Ö. Seyfettin.
pusula
(II) is. (pusu'la) 1. Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere: "Hücrenin kapısında delikten bana bakan ere bir pusula uzatıp kumandana götürmesini istiyorum." -N. F. Kısakürek. 2. Üzerinde alacak hesabı yazılmış kâğıt. 3. Oy pusulası.
(II) is. (pusu'la) 1. Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere: "Hücrenin kapısında delikten bana bakan ere bir pusula uzatıp kumandana götürmesini istiyorum." -N. F. Kısakürek. 2. Üzerinde alacak hesabı yazılmış kâğıt. 3. Oy pusulası.
tezkere
is. 1. Pusula: "Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı." -R. N. Güntekin. 2. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt: "Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi." -Y. K. Beyatlı. 3. ask. Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge.
is. 1. Pusula: "Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı." -R. N. Güntekin. 2. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt: "Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi." -Y. K. Beyatlı. 3. ask. Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
