dikmek, -er anlamı
(I) (-i, -e) 1. Bir cismi dik olarak durdurmak: Bir yere direk dikmek. 2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek: "Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir." -F. R. Atay. 3. (-i) Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek: "Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor." -A. İlhan. 4. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek: "O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı." -L. Tekin. 5. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak. 6. Yapı kurmak, inşa etmek. 7. sp. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak: Oyuncu topu penaltı noktasına dikti.

dikmek, -er anlamı
(II) (-i) Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak: Giysi dikmek.

dikmek anlamı
Nasbetmek

dikmek anlamı
fiil
1) sew
2) plant
3) plant
4) perk
5) prick
6) erect
7) perk up
8) raise
9) seam
10) rest
11) prick up
12) suture
13) sew up
14) set
15) rivet
16) bed
17) fix
18) fix
19) cock
20) rear
21) seam together
22) seam up
23) set up
24) upend
25) post
26) rest on
27) lay down
28) needle
29) stitch up
30) tailor
31) bed out
32) put stitches in
33) engraft
34) sow
35) set out
36) construct
37) crop
38) ingraft