Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

doğurmak ne demek?

- 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

doğurmak anlamı
(nsz, -i) 1. Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak: "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." -S. F. Abasıyanık. 2. mec. Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak: "Bir kıvılcım isyan havası doğuruyor ve zor önlemlerin alınmasına yol açıyor." -A. Kutlu.

Türkçe - İngilizce

doğurmak anlamı
fiil
1) breed
2) bear
3) give birth
4) procreate
5) engender
6) cause
7) foal
8) generate
9) fawn
10) freshen
11) farrow
12) pup
13) have a baby

doğurmak eş anlamlısı

sebep olmak
neden olmak, yol açmak: "Fakat gördüğü şey, kederini filan unutup enikonu telaşlanmasına sebep oldu." -E. Şafak.

"doğurmak" için örnek kullanımlar

Güzel şarkıcı daha fazla çocuk doğurmak istediğinden de bahsetti.

You want to give birth to more children talked about the beautiful singer.

Kaynak: sonyorumhaber.com

başı göğe ermek, dokuz doğurmak, ele avuca sığmamak, gözden düşmek vb.

coming to head to the sky, nine breeds, run riot, fall from grace and so on.

Kaynak: blog.milliyet.com.tr

Kadının birinci görevi ve varlık sebebi çocuk doğurmak ve yuvaya bakmaktır.

The reason being of women and children first task is to look at the breed and nest.

Kaynak: yerelgundem.com

Doğurmak ve insan soyunun devamı için döl yatağı olmak.

For the continuation of the human race to breed and womb.

Kaynak: timeturk.com

Sözcük Yunanca theo- (theos tanrı)ve tokos'dan (tikto doğurmak)türemiştir ve doğrudan çevrilirse “Tanrı'yı doğuran” gibi bir anlama
Kaynak: Theotokos

Söylenceye göre, Zeus 'a (Jupiter) kızan Iuno , erkek araya girmeden çocuk doğurmak istemiş. Ona, dokunduğu kadını gebe bırakan bir
Kaynak: Flora (mitoloji)

Tanrıçalar ürküntü ve öfke ile kalkınca, kahramanımız gerçekten doğurmak için bundan yararlanır, ancak tanrılar suçlu kadını gelincik
Kaynak: Alkmene

Yaegiri Kintarō'yu doğurmak için Sagami Eyaleti'ne ailesinin yanına döndüğü sırada babası Kurando Kyoto'da öldüğü için Izu'da kaldı ve
Kaynak: Kintarō

Bu adacıkta, savaşta ölen askerlerinden birinin karısı da, bir çocuk doğurmak zorunda kalmıştı. Fakat buraya sığınan Oğuz Han'ın, ne bir
Kaynak: İtbarak

Efrat yakınlarında Rahelin ikinci oğlu Benyamin 'i doğurmak için sancıları başladı. Bu zorlu doğum sırasında ebe çocuğun erkek olduğunu
Kaynak: Rahel

(Ward Bond ) ve adamlarından kaçarken çölde bir arabanın içinde yalnız başına ve doğurmak üzere olan bir kadına (Mildred Natwick ) rastlarlar.
Kaynak: Çöl Yavrusu

kürtaj olma konusunda Bella'yı zorlamaya çalışır fakat Bella doğmamış çocuğu ile duygusal bir bağ kurmuştur bile ve çocuğunu doğurmak ister.
Kaynak: Edward Cullen

Akdeniz foku, yavrusunu doğurmak ve büyütmek için mutlaka karaya (ve özellikle kıyı mağaralarına) muhtaçtır. Dağılımı ve sayısı
Kaynak: Akdeniz foku

Moravyalı annesi ise çocuk doğurmak ve yetiştirmek görevini üstlenmişti. Doğurduğu on dört çocuğundan dokuzu, daha bir yaşına gelmeden
Kaynak: Franz Schubert

Frankenstein, bilimsel kibrinin, Tanrı'nın yerine geçmeye arzusunun, kadının rolüne soyunmak ve canlı bir varlık "doğurmak" istemesinin
Kaynak: Frankenstein

Hukuki işlem, hukuki bir sonuç doğurmak amacıyla, irade beyanında bulunmaktır. Hukuki işlemler, irade beyanında bulunan tarafların sayısı
Kaynak: Borç

bir ligand konsantrasyonu ile ligand bağlanma yerini tamamen işgal etmek ve fizyolojik tepkiyi doğurmak için yeterli olduğu anlamına gelir.
Kaynak: Ligand (biyokimya)

Bu sırada Hediye hamile kalır ve Duran'dan bebeği Amerika'da doğurmak ister. Duran önce kabul etmez ama sonra ısrardan dolayı kabul eder
Kaynak: Akasya Durağı

Yakın Kelimeler

Google Reklamları

(Tahmin etmek için bir harf girin)