Hiç kimse artık "
alavere dalavere Kürt mehmet nöbete" diyemez.
No one is no longer "the Kurdish mehmet stunts seizure" can not say.
Kaynak: diyarbakirsoz.com"
Alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete" diye bir laf vardı dayımdan duyduğum.
"Stunts, the Kurdish Mehmet seizure," he had a saying I've heard dayımdan.
Kaynak: haberturk.comAlavere, dalavere düzenleme, falan filan ile ağızlara bir parmak bal çalınmıştır.
Alavere, fiddle editing, blah blah blah mouths with honey stolen from a finger.
Kaynak: 08haber.com döndüğünde çeşitli Güney Amerika madencilik şirketlerinin borsalarını
alavere ederdi. George Canning 'in tavsiyesi sayesınde yeni Güney
Kaynak: Benjamin DisraeliGöl santralları, nehir debisinin belirli bir kısmını yedek olarak tutan
alavere havuzu tarafından beslenir. Bu tesislerin kurulmasına
Kaynak: Elektrik santrali