Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ilişmek ne demek?

 - 3 sözlük, 8 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

ilişmek anlamı
birbirine ilişmek; çatışmak; asmakta yardım ve yarış etmek
ilişmek anlamı
birbirine ilişmek; çatışmak; asmakta yardım etmek

Güncel Türkçe Sözlük

ilişmek anlamı
(-e) 1. Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak: Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi. 2. Elini sürmek, dokunmak: "Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ızdırapla: -Bırak, ilişme, diye inledi." -F. R. Atay. 3. Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak: "Sonra gene usulca hastanın karyolasına yandan ilişerek oturdu." -N. Cumalı. 4. Karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek: "Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla Tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler." -A. Ağaoğlu. 5. mec. Değinmek, sözünü etmek: O konuya hiç ilişmedik. 6. hlk. Şaka etmek.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ilişmek anlamı
Şaka etmek.

İğdecik, *Gelendost, *Şarkikaraağaç -Isparta
Yukanseyit *Çal, Oğuz *Acıpayam -Denizli
*Bergama -İzmir
Demirkapı *Susurluk -Balıkesir
*Kandıra -Kocaeli
*Taşköprü -Kastamonu
*İskilip -Çorum
*Merzifon ve köyleri -Amasya
Sarıca *Gölköy -Ordu
-Trabzon
*Şavşat ve köyleri, Ersis *Yusufeli, Bağlıca *Ardanuç -Artvin
*Iğdır -Kars ve köyleri
*Afşin ve köyleri -Maraş
*Antakya -Hatay
*Anamur -İçel
Çomaklıdede *Korkuteli -Antalya
*Fethiye ve köyleri, Yerkesik -Muğla
*Lüleburgaz -Kırklareli
-Kıbrıs

ilişmek anlamı
Irza geçmek.

*Eğridir ve köyleri, *Sütçüler ve köyleri, *Yalvaç ve köyleri -Isparta
Çerçin -Burdur
Eymir *Bozdoğan -Aydın
*Alaşehir -Manisa
Tokat -Eskişehir
*Akyazı ve çevresi -Sakarya
*Kandıra -Kocaeli
İğneciler *Mudurnu -Bolu
-Kastamonu
Saray -Çankırı
*Merzifon ve köyleri -Amasya
*Artova -Tokat
Bayadı -Ordu
Uluşiran *Şiran -Gümüşhane
Erkinis *Yusufeli -Artvin
*Iğdır -Kars
*Koyulhisar -Sivas
*Bünyan -Kayseri
*Bor -Niğde
Çavuşcu *Ilgın, *Ermenek -Konya
*Mut ve köyleri -İçel
*Milas, *Fethiye ve köyleri, Yerkesik -Muğla
*Lüleburgaz -Kırklareli

ilişmek anlamı
Parlamak, tutuşmak, yanmak.

Tekeler *Silifke, İncekum *Gülnar -İçel

ilişmek anlamı
Dokunmak, değmek, rastlamak

Uluşiran *Şiran -Gümüşhane

ilişmek anlamı
Takılmak

Ordu

ilişmek eş anlamlısı

değinmek
(-e) Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek: "Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya değinmek gereksinmesi duyuyordu." -N. Cumalı.
dokunmak
(I) (-e) 1. Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek: "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." -A. Haşim. 2. Karıştırmak: Bu kâğıtlara kimse dokunmasın. 3. (nsz) Almak, kullanmak, el sürmek: "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." -N. Araz. 4. (nsz) Sağlığını bozmak: Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu. 5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak: "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." -R. N. Güntekin. 6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek: Eğitim konusuna dokunan bir yazı. 7. Hafifçe değmek: Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor. 8. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak: "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." -P. Safa. 9. mec. Tedirgin etmek, sataşmak: "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." -S. F. Abasıyanık.
dokunmak
(II) (nsz) Dokuma işi yapılmak: Halılar dokundu.
karışmak
(-e) 1. İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek: "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." -H. R. Gürpınar. 2. Düzensiz, dağınık olmak: "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." -R. H. Karay. 3. (nsz) Bulanmak, duruluğunu yitirmek: Hava birden karıştı. Zihnim karıştı. 4. (nsz) Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek: "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." -M. Ş. Esendal. 5. Müdahale etmek, araya girmek: "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." -F. R. Atay. 6. Engellemek, araya girmek. 7. Bir araya gelmek, katılmak: "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." -Ö. Seyfettin. 8. İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak: "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" -M. Ş. Esendal. 9. Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak: Bu işe belediye karışır.
müdahale etmek
karışmak, araya girmek, el atmak: "Katiyen, müzakereye müdahale etmeyeceğimi ve hiçbir söz söylemek niyetinde olmadığımı ... bildirdim." -Atatürk.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.