Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

müşkül ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

müşkül anlamı
sf. 1. Güç, zor, çetin: "Yutkunuyor, ara sıra parmaklarıyla alnındaki terleri siliyordu. Çok müşkül bir vaziyette kalmıştı." -R. N. Güntekin. 2. is. Engel, güçlük, zorluk: "Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi." -Y. K. Beyatlı.

müşkül eş anlamlısı

çetin
sf. Amaçlanan duruma getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olan, zor, müşkül: "Mühendislerin ayakları doğayı yokluyordu, onunla daha çetin bir savaşa hazırlanıyorlardı." -A. Ağaoğlu.
engel
is. 1. Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap: "Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." -A. Ağaoğlu. 2. Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer. 3. Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer. 4. Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer. 5. sp. Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer.
güç
(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
güç
(II) is. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.
güçlük
is. 1. Zorluk. 2. Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat: "Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar." -B. Felek. 3. Engel, pürüz: "Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı." -O. V. Kanık.
zor
is. 1. Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık: "Onun için hiçbir zorum, sıkıntım yokmuş gibi ara sıra denize taşlarımı atmakta devam ederek hızlı hızlı yürüdüm." -R. N. Güntekin. 2. Yüküm, mecburiyet: "Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu." -N. Cumalı. 3. Baskı: "Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi." -M. Ş. Esendal. 4. sf. Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı: "Sabır güzel, faydalı; fakat zor şeydir." -B. Felek. 5. zf. Güçlükle, zorla: "El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kütlesini zor zapt ediyorlardı." -H. Taner. 6. ünl. "Yapamazsın" anlamında kullanılan bir söz.
zorluk
is. Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük, zahmet: "Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek." -S. Kocagöz.

"müşkül" için örnek kullanımlar

Başka dilden geçen sözcüklerin yenisiyle değiştirilme dizelgeleri Arapça kökenli alıntı : مشكل müşkül | müşkül | güç, güçlük, çetin |
Kaynak: Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları
Gazelinden Bir örnek : Ah kim bu kez götürdüm boşuma müşkül bela. Turnesi dem-i beladur ya kemend-i hedisat. Kim anur her bir kılında bağladur
Kaynak: Aydınlı Visali
Toplum psikolojisi bakımından‚ şampiyonluk dışında hiçbir derece ile tatmin olmayan Fenerbahçemizin alışmadığımız‚ bugünkü müşkül durumu
Kaynak: Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı 1973-74 sezonu
Hele Tanzer tek başına takım gibiydi bu maçta. Mitoloji deki altı başlı canavar ile boğuşan ve müşkül durumlara sokan yiğitlere
Kaynak: Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı 1962-63 sezonu
getiren Zat'ın mahlûku olduğunu kabul eder ve akl î delil lerin sadece aklın nazarında müşkül hadiseleri çözmede bir âlet olduğunu düşünürler.
Kaynak: Kelâm
Muhsinzâde Mehmed Paşa, devletin girdiği müşkül durumdan sıyrılmak için çareler aramakta idi. İstanbul'da devlet ricalından Rusya ile
Kaynak: Muhsinzade Mehmed Paşa
savaş devam ederken İran 'ın da 1590 'da kaybettiği toprakları geri almak üzere savaş açması Osmanlı Devleti'nin iyice müşkül duruma soktu.
Kaynak: Haçova Muharebesi
Nisan'da Lothlórien ile Kireçışığı Nehri arasında bulunan Celebrant Ovası 'na ulaştılar ve burada Gondor'un kuzey ordusunu müşkül durumda buldular.
Kaynak: Rohan
Annesiyle arasında yeni tetiklemeler yaratacak olan bu mesele yüzünden müşkül kaldığı durumu düzeltmek amacıyla Berlin Üniversitesi 'nde
Kaynak: Arthur Schopenhauer
Birkaç gün sonra zaten çok müşkül olan durum, daha da güçleşti. 3 Latin Haçlı ve 3 Venedikli'den oluşan bir heyet IV. Aleksios huzuruna
Kaynak: Dördüncü Haçlı Seferi
Neden o kadar azim, müşkül bir dava içine girdik? Sırf canımızdan daha aziz ve daha mukaddes bildiğimiz vatanımızın istikbalini taht-ı
Kaynak: Ermeni Kırımı
Ermenilerin esasen bir hükümet teşkil etmeleri müşkül. Aras Nehri'nin cenubuna ise katiyen hâkim olamadılar. Ben hududun dağlardan değil,
Kaynak: Iğdır
kesmesini açıkça söylüyordu. Mengli Giray buna kulak asmadıysa da, kayınpederini müşkül durumda bırakmak istemeyen Şehzade Selim Kırım'dan ayrıldı.
Kaynak: II. Bayezid
kapısına “Burada her suale cevap verilir, her müşkül hallolunur; fakat sual sorulmaz” şeklinde bir yazı asarak ilmi bilgisini kanıtlamak istedi
Kaynak: Said Nursî

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.