Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

şey ne demek?

 - 4 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

şey anlamı İng. thing Lat.res; skolastikte: ens Alm. Ding Fr. chose
(Günlük dilde) Herhangi bir düşünce konusunu göstermeğe yarayan belirsiz terim. (Felsefede) 1- Düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan her şey. Bu anlamda: düşünce nesnesi = ens rationis. 2- Kişiye karşıt olarak: Bilinçten yoksun varlık. 3- Gerçek olan, bilincin dışında, kendi başına var olan tek nesne (ens reale). Böyle bir var olan, tek nesne olarak niteliklerin taşıyıcısı töz diye de anlaşılır. 4- Duyularla kavranabilen cisimsel nesne.

Güncel Türkçe Sözlük

şey anlamı
is. 1. Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz: "Bana sen pek çok şey kazandırdın." -R. H. Karay. 2. Nesne, madde: "Asıl zorluk belki öğrenilmesi lazım gelen şeylerin değil, unutulması gereken şeylerin çokluğundan gelir." -A. Ş. Hisar.

Türkçe - İngilizce

şey anlamı
isim
1) thing
2) stuff
3) matter
4) doing
5) object
6) affair
7) res
8) chose
9) concern
10) doings
11) doodad
12) doohickey
13) lark
14) thingumabob
15) thingumajig
16) thingummy
17) article
zamir
1) whosit

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

şey anlamı
(< Ar.şey) şey
şey anlamı
Aşığın dik yüzünün düz kısmı. || şegh

Erzurum

şey anlamı
< Ar. şey: şey. || şe (yapmak) || şee: şeye || şeyceyuh: ğey edeceğiz || şeyetmek: şey etmek || şeylıh: şeylik

şey eş anlamlısı

madde
is. 1. Duyularla algılanabilen nesne. 2. Bir cismi oluşturan öge, öz: Cam yapmak için silisli maddeler kullanılır. 3. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm: "Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar." -H. R. Gürpınar. 4. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri: "Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur." -S. Birsel. 5. Para, mal vb. ile ilgili şey: Maddeye önem vermek. 6. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. 7. fiz. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. 8. kim. Molekül.
nesne
is. 1. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje: "Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil." -S. M. Alus. 2. db. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: "Ali bir kitap almış" cümlesinde "kitap" nesnedir. 3. fel. Öznenin dışında kalan her konu, obje: "Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş." -S. Birsel.

"şey" için örnek kullanımlar

Yani böyle güzel bir kanalın almasından şeref duyduk, iyi bir şey.
So you have heard such a beautiful canal receives the honor, a good thing.
Kaynak: haberler.com
Samsung Galaxy S4 Hakkında Her şey haberimizi buradan okuyabilirsiniz.
You can read the news Everything about the Samsung Galaxy S4.
Kaynak: shiftdelete.net
Benim taraftardan istediğim şey, inatçı olmaları, umutlu olmaları.
Taraftardan me what I want to be stubborn, to be hopeful.
Kaynak: habergazete.com
FAKAT Yunanistan bankalarındaki mevduatlara hiçbir şey olmamıştı.
Greek banks deposits, BUT nothing had happened.
Kaynak: aksam.com.tr
Numen (Noumenon) veya Ding an sich, yani "kendinde olan şey", Kant felsefesinde fenomen in ötesindeki bilinemez ve tanımlanamaz "
Kaynak: Numen
İkimizi Anlatan Bir şey, Sagopa Kajmer 'in 26 Nisan 2007 'de çıkmış olan albümü. Albümün limited edition halinde 2 CD vardır.
Kaynak: İkimizi Anlatan Bir Şey (albüm)

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.