Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yutmak ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

yutmak anlamı
yutmak
yutmak anlamı
(Oğuz, Kıpçak) yutmak

Güncel Türkçe Sözlük

yutmak, -ar anlamı
(I) (-i) 1. Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek. 2. Tam ve doğru söylememek: Bazı heceleri yutuyor. 3. mec. İnanmak, aldanmak, kanmak: "Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz." -S. M. Alus. 4. mec. Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek. 5. mec. İyice, eksiksiz olarak öğrenmek: "Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. mec. Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak: "Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." -M. Ş. Esendal. 7. tkz. Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak: Ben bu ağır sözleri yutmam.
yutmak, -ar anlamı
(II) (-i) 1. Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak: "Sakarya'nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara'yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu." -H. E. Adıvar. 2. Oyunda bir şey kazanmak.

Türkçe - İngilizce

yutmak anlamı
fiil
1) swallow
2) engulf
3) absorb
4) ingest
5) engorge
6) gulp
7) choke down
8) pouch
9) gulp down
10) eat up
11) buy
12) drink in
13) elide
14) take down

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

yutmak anlamı
Oyunda kazanmak.

*Alaşehir -Manisa
-Kars
*Antakya, Reyhanlı ve Amik Ovası Türkmenleri *Reyhanlı -Hatay

yutmak anlamı
Ütmek

Erzurum

yutmak eş anlamlısı

aldanmak
(-e) 1. Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak: "Hâline, tavrına bakan sana aldanır." -Ö. Seyfettin. 2. Bir hileye, bir yalana kanmak. 3. (nsz) Hayal kırıklığına uğramak: "Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın!" -M. Ş. Esendal. 4. (nsz) Avunmak, oyalanmak. 5. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak.
inanmak
(-e) 1. Bir şeyi doğru olarak benimsemek: "Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." -N. Ataç. 2. Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek: Ben size inanırım. 3. Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek: "Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi." -P. Safa. 4. Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek: Tanrı'ya inanmak. 5. Kanarak aldanmak: Her reklama inanmayın. 6. İman etmek.
kanmak
(-e) 1. Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak. 2. Tatlı sözlere aldanmak. 3. Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak: "Siz bile bu şekil, renk, koku zenginliğine kanmış ve yorulmuş ruhunuzla..." -R. N. Güntekin. 4. Yetinmek, iktifa etmek: "Odalarının keçeleri üstüne serilmiş seccadelerde bazen namaz kılmakla kanmayarak çoraplarını çıkarır." -A. H. Tanpınar.
katlanmak
(nsz) 1. Katlama işi yapılmak: "Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." -E. Şafak. 2. (-e) mec. Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek: "Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir." -F. R. Atay.

"yutmak" için örnek kullanımlar

Latince "Carnivora": caro, carnis (et) ve vorare (yutmak); yani "Et yutanlar" anlamına gelir. Ama aslında etçil beslenme takımın bütün
Kaynak: Etçiller
Tehlikede olan bir balık, bu dikenlerini dışarı çıkarır ve böyle onu yutmak istiyen bir hayvan yutamaz ve bırakır. Siluriformesler
Kaynak: Siluriformes
Suya dalarak balık avlar, yakaladıkları balık ları yutmak için yüzeye çıkarlar. Bu büyük siyah kuş 77-94 cm büyüklüğünde ve 121-149 cm
Kaynak: Büyük karabatak
Yemek, yutmak anlamlarını içerir. Doymak fiili bu köktendir. Doydu bazı lehçelerde Yeryüzü demektir. Bu bağlamda Yeryüzü Balığı veya
Kaynak: Doydu
cüce eliptik gökadasını ve Canis Major (Büyük Köpek Takımyıldızı) cüce gökadasını yutmak üzere "galaktik kanibalizm" sürecinde bulunmaktadır.
Kaynak: Etkileşen galaksi
Sözcük anlamı olarak ele alındığında kelime kökünde yemek, yutmak, yok etmek anlamları bulunur. Obur sözcüğüyle kökteştir. Opkan
Kaynak: Ubır
bir kaptan yemek, dolu mide ile aşırı egzersiz (özellikle Golden retriever, Labrador ırkı köpeklere has bir özellik), gıdaları hızlı yutmak.
Kaynak: Gastrik dilatasyon volvulus
Bala (anlam yutmak), Yosef'in yutularak yok olması na ithafen. Beker (anlam ilkdoğan), Yosef'in, Rahel'in ilk oğlu olmasına ithafen
Kaynak: Benyamin (Beni İsrail)
Mercimeği fırına vermek • Hapı yutmak • Balık kavağa çıkınca • Pabucu dama atılmak • Gün görmüş • Ben diyorum hadımım, o soruyor oğul
Kaynak: Türkçede deyim
Unutulmaz yıllardı benim için, “sahme tozu yutmak” klişesini,dibine kadar yaşadım... 2000'e askerde girdim, döndükten sonra Cengiz Köroğlu
Kaynak: Bertuğ Cemil
Küprik oksit tozunu yutmak metalik bir tat, mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı ile sonuçlanabilir. Daha ağır hallerde, mavi-yeşil
Kaynak: Bakır(II) oksit
Örneğin yılan lar avlarını parçalamaya uygun dişleri olmadığı için avlarını bütün yutmak zorundadır. Bu yüzden yılanlar haftalarca, hatta
Kaynak: Hayvanat bahçesi
ederek egemenliğini elinden alması teması, hele doğan varlıkları yutmak gibi ilkel motiflerde Yunan mythos una dışarıdan katılmış öğelerdir.
Kaynak: Kronos
alevler yutmak Türkiye'nin güneydoğusundaki çatışmalar devam ederken Türkiye'deki Kürt demo öldürüldü ^ protestocu: politikacı ^ 11 ^ ^ Http://www.
Kaynak: Serhildan
Bazı psikostazi temsillerinde yüreğin sınavdan başarıyla geçememesi durumunda başarısız ölüyü yutmak üzere terazinin yanıbaşında bekleyen
Kaynak: Ruh
cüce eliptik galaksisini ve Canis Major (Büyük Köpek Takımyıldızı) cüce galaksisini yutmak üzere "galaktik kanibalizm" sürecinde bulunmaktadır.
Kaynak: Galaksi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.