Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

cins ne demek?

 - 12 sözlük, 13 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus Lat.genus: ırk Alm. Gattung, Genus Fr. genre
1. Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup, türleri içine alan taksonomik bir grup. Örnek: İnsan (Homo), köpek (Canis), meşe (Quercus). 2. Eşey. Genus.

BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. gender Osm. cins, keyfiyet Alm. Geschlecht, Genus Fr. genre
(Derleme.. nitelik, dişil-eril) Bazı dillerde sözcüklerin dişilik, erkeklik veya yansızlık bakımlarından gösterdikleri farklılaşma: Fransızcada la table (dişil) , le livre (eril) Almancada die Tür (dişil) , der Stuhl (eril) , das Fenster (yansız) ; Arapçada kâtibe (dişil) , kâtib (eril) , müdire (dişil) , müdür (eril) , muallime (dişil) , muallim (eril) vb.

BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü

cins anlamı Fr. genre
Birçok dillerde isimler erkek (ERİL, Masculin), dişi (DİŞİL, Feminin) ve TARAFSIZ (Neutre) sayılır; ona göre ayrı ayrı şekillerde çekimlenir. Gram ATİK AL veya ŞEKİLCE CİNS (Genre grammatical ou formel) adını alan bu sınıflamadan başka, bazı dillerde CANLI CİNS (Genre animé) ve CANSIZ CİNS (Genre inanimé) diye bir ayırma daha vardır. Hem eril hem dişil olarak kullanılan (Fran. un enfant, une enfat gibi) isimler ORTAK CİNS (Genre commun) sayıldıkları gibi, erkekliği veya dişiliği düşünülmeden gelişi güzel eril veya dişil (Fran. le rat, la souris gibi) isimlerle anılan varlıklar da vardır. Bu çeşit eril veya dişil kelimeler KAPSAR CİNS (Genre epicene) i meydana getirirler.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus Osm. cins Lat.genus Alm. Gattung Fr. genre genos
(Mantıkta) Yakın türlerin içinde toplandıkları birlik. // Kendi içinde yeniden türleri bulunan her tür, o türler için cins olur. Ancak en aşağıda bulunan türler cins olamazlar, bakınız» tür

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü

cins anlamı
bakınız» cinsiyet

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

cins anlamı Fr. genre
(botanik)

BSTS / Parazitoloji Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus
Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup türleri içine alan taksonomik bir grup, eşey, genus.

BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus
Türlerin bir araya gelmesiyle oluşan taksonomik bir grup, soy, genus.

BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus Alm. Gattung, Genus Fr. genre
Canlıların sınıflandırılmasında familya ile tür arasında, yapısal ve soyoluş bakımından birbirleriyle ilgili türler grubu.

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

cins anlamı İng. genus Lat.Genus Alm. Gattung Fr. genus
(karşılık: genus:), (Lât. Genus = ırk):Canlıların sınıflandırılmasında kullanıları bir terim olup çok yakın benzerlikler gösteren türler topluluğu anlamındadır.
cins anlamı
bakınız» eşey

Güncel Türkçe Sözlük

cins anlamı
is. 1. Tür, çeşit: Portakal, turunç cinsinden bir meyvedir. 2. Soy, kök, asıl: "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur." -M. E. Yurdakul. 3. sf. argo Garip, tuhaf. 4. Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu. 5. sf. Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan: "Derler ki cins kediler bu çirkinliği gizlemek için tenha yerlerde ölmeye giderlermiş." -P. Safa.

Türkçe - İngilizce

cins anlamı
isim
1) breed
2) genus
3) sex
4) type
5) gender
6) kind
7) species
8) quality
9) race
10) variety
11) cast
12) diversity
13) stripe
14) class
15) persuasion
sıfat
1) purebred
2) pedigree
3) blooded
4) pedigreed
5) pureblooded
6) well-bred

cins eş anlamlısı

asıl
is. 1. Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı: Bir belgenin aslı. 2. Kök, köken, kaynak: Yazının aslı resimdir. 3. Gerçeklik: Bu haberin aslı yok. 4. Soy, nesep: "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." -S. F. Abasıyanık. 5. sf. Gerçek, esas: "Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." -A. Ümit. 6. sf. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. 7. sf. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan: Asıl sanat budur. 8. sf. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı: Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı. 9. zf. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak: "Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var." -A. Ümit.
çeşit
is. 1. Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev: "Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur." -N. Uygur. 2. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik. 3. sf. Türlü: "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir." -Y. K. Beyatlı.
garip
sf. 1. Kimsesiz, zavallı. 2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin. 3. Acayip: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." -A. İlhan. 4. ünl. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" -A. İlhan. 5. mec. Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." -H. E. Adıvar.
kök
(I) is. 1. bit. b. Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm. 2. bit. b. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi. 3. Bazı şeylerde dip bölüm: Diş kökü. 4. Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane: Üç kök maydanoz. 5. mec. Dip, temel, esas: "Ta gölden başlayan tipi ve fırtına Şebben'in sıcak evini kökünden sarsıyordu." -H. E. Adıvar. 6. mec. Kaynak, köken: "Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı." -A. Ş. Hisar. 7. mec. Bir kimseyi bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü. 8. db. Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü: Yaptırmak kelimesinde kök, -yap bölümüdür. 9. kim. Olağan şartlarda çevresinden yalıtılamayan ancak birçok tepkimede nitelik değiştirmeden geçebilen atom kümesi. 10. mat. Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek veya birleşik değer.
kök
(II) is. müz. 1. Sazı kurmaya yarayan burgu, kulak. 2. Sap.
soy
is. 1. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale: "Bizler hadi neyse böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın, bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." -M. Ş. Esendal. 2. Cins, tür, çeşit. 3. sf. İyi ve üstün nitelikleri bulunan. 4. esk. Manzum söz: "Boy boyladı, soy soyladı." -Dede Korkut.
tuhaf
sf. 1. Acayip: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." -T. Buğra. 2. Şaşılacak, garip. 3. Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış." -A. Ş. Hisar. 4. Gülünç: Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun. 5. Anlaşılmaz: Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor. 6. ünl. Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor." -A. Haşim.
tür
is. 1. Çeşit, cins: Yazı türleri. 2. biy. Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr: Aslan ve insan türleri. 3. fel. Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram: Parça bütünün, cins türün yerine geçti mi daralma olur. Hayvan canlı varlık karşısında türdür, aslan karşısında cinstir. 4. sf. Türlü: Bu tür davranışlar.

"cins" için örnek kullanımlar

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur.
Human society consists of two genders: male and female.
Kaynak: 08haber.com
Bilim insanları baktılar ki bu binlerce yıldır var ve bu üçüncü bir cins.
Scientists are interested in, and the third is a breed that has for thousands of years.
Kaynak: aksam.com.tr
Rana, Ranidae familyasından 90 türü olan bir kurbağa cins i. Eski ve Yeni Dünya 'da yaşar. Türleri: 3 Rana amurensis Rana arvalis
Kaynak: Rana (cins)
Bu cins içerisine iki tür bir araya getirilmiştir. Dağ aslanı (Puma concolor) ve. Yaguarundi (Puma yaguarondi). Genel kullanımda "puma"
Kaynak: Puma (cins)
(Kordalılar) | sınıf Aves (Kuşlar) | takım Psittaciformes (Papağansılar) | familya Psittacidae (Papağangiller) | cins Eos | dış_bağlantılar Eos
Kaynak: Eos (cins)
Dama, geyikgiller (Cervidae) familya sında sınıflanan cins lerden biridir ve alageyik ile İran alageyiği ni içerir. Sınıflama
Kaynak: Dama (cins)
Paris, Melanthiaceae familyasına ait bir bitki cins i. En tanınmış türü, Paris quadrifolia dır. Türler : Paris chinensis. Paris delavayi
Kaynak: Paris (cins)
Henüz sistematiğinde problemler yaşanan bir cins olması münesabatiyle Cicer ile ilgili morfolojik, sito-genetik, moleküler düzeyde
Kaynak: Nohut (cins)
Bu cins içinde ravent (Rheum rhabarbarum), İngiliz ravendi (Rheum rhaponticum) ve ışgın (Rheum ribes) gibi türler yer almaktadır.
Kaynak: Ravent (cins)
Taksonomi de Ankyra, Chlorococcaceae familya sına ait bir alg (yosun) cins idir. Bu cins, Atractomorpha ve Sphaeroplea ile yakından
Kaynak: Ankyra (cins)
ve Asya 'daki yaklaşık 20-30 tür ile temsil edilen kapalı tohumlular dan düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae) familyasindan bir bitki cins i.
Kaynak: Adonis (cins)
sınıf Aves | takım Columbiformes | familya Columbidae | cins Columba | cins_yazar Linnaeus , 1758 | sinonimler Aplopelia Bonaparte , 1855
Kaynak: Columba (cins)
Pürüzlü dişli yunus (Steno bredanensis), Steno cins inde bulunan tek yunus türüdür. Oldukça büyük olan bu yunusa derin ılık ve tropikal
Kaynak: Pürüzlü dişli yunus
Güneydoğu Asya 'ya has böcekler olan Ancyra cins inin üyeleri ön kanatlarında birer parlak benek ve bu beneklerin yanından uzayan iki uzun
Kaynak: Ancyra (cins)
(İki çenekliler) | takım Malpighiales | familya Linaceae | cins Linum | altbaşlık Tür ler | açıklama Metne bakınız | dış_bağlantılar Linum
Kaynak: Keten (cins)
Saksağan (Pica), kargagiller (Corvidae) familyasından uzun kuyruklu kuş türlerini kapsayan bir cins ve Urocissa , Cissa , Cyanopica ,
Kaynak: Saksağan
Hexapoda | sınıf Insecta | takım Mantodea | familya Empusidae | cins Empusa | cins_yazar Illiger , 1798 | dış_bağlantılar Empusa (Insecta
Kaynak: Empusa (cins)
Bilimsel adların doğru yazılması için; cins isimleri büyük harfle başlamalı, tür isimleri ufak harfle başlamalı, yazar ismi ve yayın notu
Kaynak: Bilimsel sınıflandırma

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.