Zeminlere döşenen fayanslar daha fazla ayak basılmadan kırık,
dökük.
More foot pressed tiles tiled floors, broken-down.
Kaynak: gercekgundem.comVe sonunda geriye sadece kırk
dökük bir medeniyetin kalıntıları kalacak.
And all that's left at the end of forty-down will be the ruins of a civilization.
Kaynak: haberler.comPropylaea'nın kırık
dökük mermer merdivenlerini çıkarsınız.
I like to go Propylaea'nın broken marble stairs.
Kaynak: blog.radikal.com.trBazılarında çok az sayıda mevcut, ancak onlarda kırık
dökük.
Some very few are available, but they have broken.
Kaynak: giresungazete.net200 kadar Teksaslı kalenin iç avlusununun yıkık
dökük duvarlarından içeri sığınıp, kaleyi kuşatan ve sürekli top ateşi altında tutan 5.000
Kaynak: Alamo KalesiÇünkü viran, çünkü yıkılmış, terkedilmiş haldedir: Mahsun sıraları dağınık, sıvası
dökük, kendisi pejmürde cıvıl cıvıl eski günlerini
Kaynak: Çiftalan, EyüpBir grup tuhaf karakter yıkıntıların arasında eski uygarlıklarından arta kalmış kırık
dökük eşyaları ve araç gereçleriyle sanki hiçbir şey
Kaynak: Oturma Yatak OdasıLut Gholein'e gitmek üzere yıkık
dökük bir gemi olan Atmaca Alevine binerler. Kara Nightshadow adındaki necromancer mağaraya gelerek neler
Kaynak: Bartuc'un MirasıHayat gelir gelmez camları, kapısı kırık
dökük, sınıfları bakımsız bu köy okuluna yüreğinin sihrini taşıyan bir değnekle dokunacak ve
Kaynak: Hayat TürküsüŞarkının ruhuna uygun olarak eski, kırık
dökük bir aşk hikayesinin anlatıldığı klipte biri çocuk olmak üzere 3 kişilik cast ekibi eşlik
Kaynak: Bir Çocuk Sevdim (şarkı)Bu kalıntılardan çıkan bazı kırık
dökük tarihi eşyalar köyün eski okulunda 25 yıl öncesine kadar saklanmıştır. Köy halkının çoğunluğu Manav
Kaynak: Bereketli, BalıkesirMorgan ve Lee kırda yıkık
dökük bir yerde yollara sapıyorlar. Video Disclaimer II nun DVD'sine konuldu. Şarkıdaki karavanın iki yanında
Kaynak: Broken (Seether şarkısı)Kapalı İstiare: Her taraf kırık
dökük: Dalların boynu bükük:" "Kederliyiz" der gibi: Orhan Seyfi Orhon Yorum:Dallar boynu bükük insana
Kaynak: İstiare (edebiyat)Karnınını doyuracak bir şeyler bulmak için gündüzleri sağda solda dolanmakta veya geçici işler yapmakta, geceleri ise etrafı yıkık
dökükKaynak: A Dog's Life (film, 1918)En sonunda bir noktada onlardan ve ağaç kıyafetinden kurtulur ve yıkık
dökük bir eve gelir. Evin duvarları yıkık da olsa kapıyı sıkı sıkı
Kaynak: Tüfek Omza (film, 1918)küyde sağlık ocağı yoktur küyde ilk okulvar ama tıkık
dökük yolar çakıl su şebekesi var yetersiz köylüler kısacası mağdur. Dış bağlantılar
Kaynak: İndere, EleşkirtAyrıca hala eskiden ilkokul olarak kullanılan bina yıkılmamış yerinde camları kırılmış yıkık
dökük olarak bulunmaktadır. Dış bağlantılar
Kaynak: Karacamurat, TekirdağEski ve yıkık
dökük şehir, demode ve bakımsız istasyon binası onların gözüne muhteşem gözükmektedir. Geceyi geçirmek için için geldikleri
Kaynak: Gizem TreniBu anıtta "Filistin'i tasvir eden yıkık
dökük duvarların önünde masum bir çocuğun, insani yardım malzemelerinin yüklü olduğu "Mavi Marmara
Kaynak: MV Mavi Marmaraapokaliptik bir çölde geçen Mad Max 2 ve yıkık
dökük ve kaotik bir şehirde geçen Bıçak Sırtı(Blade Runner) filmleriyle popülerlik kazanmıştır.
Kaynak: Yıldız SavaşlarıGreenpeace, birkaç kişinin kiraladıkları kırık
dökük bir tekne ile nükleer denemeleri protesto etmek için ABD 'nin Alaska eyaletinden,
Kaynak: GreenpeaceÇünkü şimdiki yerine göre daha aşağıda kurulu olan köy yıkık
dökük, perişalıktır. Köyün Bulgaristan'ı gören tepeye taşınıp, imrenilesi bir
Kaynak: Beğendik, Demirköy