Bu anlamda kendi kendine ayakta
durabilme, kendi kendine hareket edebilme yeteneğine sahip oluyor.
In this sense, to stand upright by itself, is capable of self-propelled.
Kaynak: haber3.comAntibiyotik direnci bir mikroorganizma nın antibiyotik lerin etkilerine karşı
durabilme yeteneğidir. İlaç direncinin özel bir çeşididir.
Kaynak: Antibiyotik direnciolarak yolcu indirip bindirmek için herhangi bir yerde
durabilme özelliği olan ve kalkış-varış vakitleri belirli olmayan bir ulaşım aracıdır.
Kaynak: DolmuşDruid rahipler ayrıldıktan sonra Adalgisa gelip Pollione'ye karşı
durabilme gücü vermesi için tanrısına dua eder. Fakat Pollione tekrar
Kaynak: Norma (opera)Ebru Özkan | Ela | Değerlerine bağlı, aldığı kararların sonuna kadar arkasında
durabilme yeteneğine sahip ve Aile bağlarını başından
Kaynak: Hayatımın Rolükıtlıktan, hastalıktan, savaş ve düzensizlikten uzak
durabilme, musallat olucu ruhlardan kurtulabilme, girişimlerde başarılı olabilme ve
Kaynak: Maya uygarlığı