düğün ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
düğün anlamı
is. 1. Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet: "Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş." -A. Gündüz. 2. mec. Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören.
is. 1. Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet: "Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş." -A. Gündüz. 2. mec. Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören.
Tarama Sözlüğü
düğün anlamı
Düğüm, ukde
Düğüm, ukde
Türkçe - İngilizce
düğün anlamı
isim
1) wedding
2) bridal
3) nuptial
4) nuptials
sıfat
1) sponsal
isim
1) wedding
2) bridal
3) nuptial
4) nuptials
sıfat
1) sponsal
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
düğün anlamı
< ET tüyün < toy-kün: Düğün (Erzincan merkez)
< ET tüyün < toy-kün: Düğün (Erzincan merkez)
düğün eş anlamlısı
cemiyet
is. 1. Dernek: "Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var." -E. İ. Benice. 2. esk. Düğün: "Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti." -S. M. Alus. 3. esk. Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk: "Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim." -Ö. Seyfettin. 4. esk. Yüksek sosyete. 5. ed. Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme. 6. top. b. Toplum.
is. 1. Dernek: "Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var." -E. İ. Benice. 2. esk. Düğün: "Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti." -S. M. Alus. 3. esk. Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk: "Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim." -Ö. Seyfettin. 4. esk. Yüksek sosyete. 5. ed. Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme. 6. top. b. Toplum.
eğlence
is. 1. Eğlenme işi, sefahat: "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." -F. R. Atay. 2. Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse: "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." -Ö. Seyfettin.
is. 1. Eğlenme işi, sefahat: "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." -F. R. Atay. 2. Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse: "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." -Ö. Seyfettin.
"düğün" için örnek kullanımlar
Piyano, klarnet ve kontrbastan oluşan trio düğün marşını çaldı.
Piano, clarinet and contrabass played a trio wedding anthem.
Kaynak: fotoanaliz.hurriyet.com.trOlay, Kartal'da bulunan bir düğün salonunda 3 Mart günü meydana geldi.
The incident occurred on March 3 located in Kartal a wedding hall.
Kaynak: haber7.comGazze'de savaş malulü 200 damat adayı için toplu düğün gerçekleştirildi.
Candidates for the war in Gaza malulü collective wedding the groom was 200.
Kaynak: iha.com.trÇ. ile İstanbul Fatih'te bulunan bir düğün salonunda gayri resmi olarak evlendi.
Ç. With a wedding hall in Istanbul's Fatih unofficially married.
Kaynak: sabah.com.trBugün sözlenme eylemi, düğünden önce bir tören ile yapılabildiği gibi düğün günü de yapılabilir; bu eylemi yapmayanlar da mevcuttur.
Kaynak: Yahudiliğin evliliğe bakış açısı
Kaynak: Yahudiliğin evliliğe bakış açısı
Düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae), düğün çiçekleri (Ranunculales) takım ından bir bitki familya sıdır. Düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae)
Kaynak: Düğün çiçeğigiller
Kaynak: Düğün çiçeğigiller
Düğün çiçeği, düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae) familyasından Ranunculus cinsini oluşturan yaklaşık 400 kadar tür ü bulunan otsu bitki
Kaynak: Düğün çiçeği
Kaynak: Düğün çiçeği
Düğün yemeğinin verildiği evsahibinin kullandığı mekan kısıtlı ise komşular da düğün sahibine evlerini açar. Bu evlere giden misafirlere
Kaynak: Düğün yemeği
Kaynak: Düğün yemeği
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
