Bu "özgüven" görüntüsü, bazen
eğlendirici, ama inandırıcı değil.
This "self-reliance" image, sometimes amusing, but not convincing.
Kaynak: t24.com.trBu yönetim şekli hem
eğlendirici hem de düşündürücüdür.
This form of government and both entertaining and thought-provoking.
Kaynak: acikgazete.comBen
eğlendirici olamadım, öyle göremedim kendimi.
I have not been entertaining, I could not see it.
Kaynak: blog.milliyet.com.trCaretta yayıncılık çocuklar dünyasına eğitici ve
eğlendirici kitaplar da hazırlamaktadır.
Prepares children to the world of publishing Caretta educational and entertaining books.
Kaynak: haber.sol.org.trMüzikal kendine özgü, yalın bir olay örgüsü olan, müzik , dans ve diyalog ların olaylarla bütünleştiği duygusal ve
eğlendirici sahne
Kaynak: MüzikalOyun, genellikle boş vakitleri değerlendirmek için yapılan
eğlendirici ve bazen de öğretici faaliyet. Oyun sözcüğü ile şunlardan biri
Kaynak: OyunRevü güncel espriler, skeçler, ve monolog lara yer veren hafif ve
eğlendirici sahne gösterisidir. Kökeni ortaçağ Fransız sokak
Kaynak: RevüMüzikal tiyatro, kendine özgü bir olay örgüsü olan, müzik, dans ve diyalogların olaylarla bütünleştiği duygusal ve
eğlendirici sahne
Kaynak: Müzikal tiyatroBilim kurgu çoklukla, bilinen gerçekliğe aykırı kurgulamalar içindeki alternatif olasılıklar hakkında
eğlendirici ve rasyonel olarak
Kaynak: Bilim kurguBir filmin veya görselin eğlenceli yapım olabilmesi için ön koşul yapımın bireyler tarafından
eğlendirici olarak görülebilmesidir.
Kaynak: Eğlenceİki perdeden oluşan ve iki saat 45 dakika süren oyun, kişilerin ve olayların gülünç,
eğlendirici yönlerini ön plana çıkarır.
Kaynak: Yedi Kocalı HürmüzKabare, güldürücü ve
eğlendirici olmasına rağmen, temelde ciddi tiyatro türleri arasında kabul edilir. Kabare kelimesi, Fransızca meyhane
Kaynak: KabareEğitici, öğretici ve
eğlendirici öğeleriyle okul öncesi ve erken dönem okul çocukları için sevilen ve takip edilen bir program olmakla
Kaynak: Susam SokağıDaha sonra tamamen iyileşmiştir fakat (
eğlendirici bir şekilde) ameliyat yüzünden el yazısının çirkinleştiğinden şikayet eder.
Kaynak: Natsuki TakayaBestelediği müzik
eğlendirici ve kolay anlaşılan melodiler ile dolu olmakla nitelendirilmektedir. Yaşamı : Babası ve büyükbabası Londra 'da
Kaynak: Thomas ArneKitap
eğlendirici bir dille gerçekleri ortaya çıkarırken, okuruna, kişiliği hakkında bilgi edinmesi için genlerini incelemesine yarayan
Kaynak: Beni Ben Yapan Ne?Yazarın diğer eserlerinden farklı olan bu kitap, hem büyükler hem de küçükler için
eğlendirici ve öğretici yanlarıyla beğenilmektedir.
Kaynak: Sayı Şeytanıdünyasında bir çelişkinin olmadığını, tam tersine çok güçlü bir konsensüsün olduğunu göstermesi açısından Steve Projesi
eğlendirici bir örnektir.
Kaynak: Steve ProjesiProgramcıların genellikle kendilerini tanıtmak için yaptıkları,
eğlendirici programcıklar olup, bazen programcının imzası olarak da
Kaynak: Sürpriz YumurtaSon filmi iyiden iyiye ‘
eğlendirici' bir tarza saplanır. 1956 - Det Sjunde inseglet (Yedinci Mühür ) 1957 - Smultronstället (Yaban
Kaynak: Ingmar Bergman