ekspres anlamı Fr.express
1. Yalnız belirli duraklarda duran tren, otobüs veya büyük iskelelere uğrayan gemi: § "
Sirkeci'den eksprese binerek üçüncü günü Paris'e giden bir adam, İstanbul'dan Paris'e kadar memaliki gezmiş, görmüş addolunabilir mi?" -Ahmet Midhat Efendi, Gönüllü, 20. § "
Anadolu Ekspresi gara saat sekizden önce girmez." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 20. § "
Yukardan gelecek Toros ekspresini beklemek için geceyi Ceyhan'da geçirmek lazım geliyordu." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 124. § "
Endülüs'ü görmek için Madrid'den bindiğim ekspres akşam saat yedide hareket etti." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 141. §
"Hatta babam; Gece yarısı ekspresi'nden sonra Türklerin birde "Gelibolu ekspresi" oldu, diye takılmıştı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 167. 2. İvedilikle, çabuk yapılan (şey). 3. (posta ile yollanan, hızla yerine gitmesi istenilen şeyler için) Özel ulak.