Gidenlerin ardında nasıl bir enkaz bıraktığına
aldırış etmez.
Leaving behind those who does not care what kind of debris.
Kaynak: haberaktuel.comKimileri ise yağmur ve doluya
aldırış etmeden yoluna devam etti.
Some of them continued on his way without minding the rain and hail.
Kaynak: ilkehaberajansi.com.trNerede olacağımızı söyleyip ona
aldırış etmeden yolumuza devam ediyoruz.
We're saying that we'd be where we continued our way and ignoring her.
Kaynak: tiyatronline.comBunun dışındaki söylemlere ve ifadelere kimsenin
aldırış etmemesini istedi.
It does not care about anyone other than the rhetoric and asked for expressions.
Kaynak: yenimesaj.com.trDoktorasını Princeton'dan aldıktan sonra, dekorsal sanatlar öğretmeni Arline Greenbaum ile ailesinin itirazlarına
aldırış etmeyerek
Kaynak: Richard FeynmanTuataralar ise soğuk havaya pek
aldırış etmez, diğer birçok sürüngenin dayanabildiği bir sıcaklık olan 110 °C'den çok daha düşük
Kaynak: Tuatara(belki de ölmesi), buna rağmen salondakilerin buna hiç
aldırış etmeden sohbetlerini sürdürmeleri, aynı şekilde iki işçinin içinde şarap
Kaynak: Altın Çağ (film)öğütlemesine karşın Chris Cornell�ın buna
aldırış etmediği ve parçaları yorumlarken eski performansını en iyi şekilde sergilediği gözden kaçmıyor.
Kaynak: Audioslavebebeklerin annelerinden ayrılarak izole edilmesi, ağlamalarına
aldırış etmeme, hareketsiz hale getirme, düzenli bir şekilde kundaklama,
Kaynak: Saharasya1936 yılında, yaşının epey ilerlemiş olmasına
aldırış etmeden, önderliğini büyük atatürk'ün yaptığı "ulus mektepleri projesi kapsamında"
Kaynak: Porsuk, PasinlerTarihçe : Yara derin olduğu halde, Mihrali
aldırış etmez. Atına biner, Bahar'ı emin bir yere bırakır; oradan ayrılır. Mihrali, Osmanlı
Kaynak: Kuşkayası, KangalDiğer kişilerin hislerine
aldırış etmeden nasıl istiyorsa öyle kabul eder, istemediğini de reddeder. Büyüdükçe, diğer insanların bilincine
Kaynak: Personaİşe yaramaz kocasını terk eder, çocuklarını alıp başka bir eve taşınır ve bu arada söylentilere
aldırış etmeden fabrikadaki işi bulmasına
Kaynak: Bir Yudum SevgiMolla Kabız bu yargılamada kendi teorisini uzun üzun anlatmış ise de yargıç olan iki kazasker bunlara hiç
aldırış etmeden ve hiç karşılık
Kaynak: Sadullah Sadi EfendiBu köylüler kaçariken sakar inek çamura saplanmış ve köylü
aldırış etmeden yoluna devam etmiş. Rumlar kovaladıktaan sonra köylerine geri
Kaynak: Şirinköy, AlaçamNicole'ün ölen karısına çok benzemesine de fazla
aldırış etmez. Yine de sağ kolu Abdül (Arnold Moss) ve emniyet müdürü Albay Salim
Kaynak: Harika HırsızMehmet Hoca, ilk başta bu duruma
aldırış etmese de daha sonra ailesinin küçük görülmesine dayanamaz. Bu arada Hafize Ananın kızı Ayşegül
Kaynak: Hababam Sınıfı Güle Güleçıksada, Petter Solberg'in de bu şekilde ralliye başlamasından aldığı azim ve Tolga Şansal'ın itici gücüyle hiç bir tepkiye
aldırış etmedi.
Kaynak: Kemal ÇetinkayaYugoslavya kriziyle ilgilenen David Owen, Yasuşi Akaşi, Mikhail Rose, Lord Carrington gibi birçok ünlü politikacının görüşlerine
aldırış edilmedi.
Kaynak: Markale katliamlarıLémery, kimya nın kesin olarak ispatlayan bir bilim olarak ele alınması dışında spekülasyonlara pek
aldırış etmedi, hakikat ve deney leri
Kaynak: Nicolas LémeryMufo, gördüğü gökkuşağını ve gökyüzünden gelen piyano sesini paylaşabileceği birini arar; ancak, kimse
aldırış etmez. Mufo da gökyüüznden
Kaynak: Pembe Kuşa Ne OlduAncak, gerçek kimliğinin ortaya çıkmasıyla yeniden zor duruma düşen ve dostları tarafından terkedilen Mulan, buna
aldırış etmeden Çin'i
Kaynak: Mulan